3. Hukuk Dairesi 2017/5264 E. , 2019/1240 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı ile arasında tedarikçi araç kiralama sözleşmesinin yapıldığını, sözleşme gereğince müvekkiline ait ...ve ... plakalı araçların belli bir ücret karşılığında davalı tarafa kiralandığını, 1. ayın sonunda davalının sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, bunun üzerine 1 aylık kiralama alacağını talep ettiğini, yapmış olduğu ulaşım hizmet bedelini davalıya fatura ettiğini ancak kendisine herhangi bir ödemede bulunulmadığını, davalıya noter aracılığıyla ihtarname çekildiğini, davalının ihtarnameye itiraz ettiğini ve faturayı iade ederek faturaya konu talebin hiçbir ticari gerçekliğinin olmadığını ifade ettiğini, ihtara rağmen ödenmeyen fatura alacağını tahsil etmek amacıyla...25. İcra Müdürlüğünün 2013/4845 esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; aralarında sözleşme imzalandığını, bu sözleşme gereğince kullanılan akaryakıt bedellerinin davacının alacağından mahsup edildiğini, davacı hizmet sağlamadığından faturanın gerçeği yansıtmadığını ve bu nedenle faturaya itiraz edildiğini, sözleşme gereği ifanın gerçekleşmediğini, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına da hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Başlangıçta dava Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmakla mahkemece davanın kira ilişkisinden doğan alacak davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve taraflarca hükmün temyiz edilmemesi sonucu kesinleşmesi ile dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararı kesinleşmiş ise de kesinleşme Yargıtay incelemesi olmaksızın gerçekleşmiştir. Taraflar arasında imzalanan 05/11/2012 başlangıç tarihli sözleşme her ne kadar mahkemelerce kira sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ise de sözleşmenin "Genel Hükümler" başlıklı 6. Maddesi incelendiğinde söz konusu sözleşmenin kiralama sözleşmesi olmayıp hizmet alımına ilişkin bir sözleşme olduğu "sürücülü olarak kiralanan araçlarla uçak pilot ve hosteslerinin havaalanından evlerine-evlerinden havaalanına bırakılmasına ilişkin olduğu" ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 4. Maddesi dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olmadığı anlaşılmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, HMK m.114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK m.115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmelidir. Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler.
HMK"nın 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup, bu hükme göre "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında istisna öngörülerek "Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir." ifadesine yer verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. TTK m.5 uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Tüm bu açıklamalar ışığında mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğu ve davalı tüzel kişi tacir olmakla davacının da tacir olup olmadığı belirlenerek TTK"nın 4. Ve 5. maddeleri de dikkate alındığında uyuşmazlık ticari dava niteliği taşıdığı takdirde asliye ticaret mahkemelerinin, ticari dava niteliği taşımadığı takdirde asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiş ve bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.