Esas No: 2022/4930
Karar No: 2022/6924
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4930 Esas 2022/6924 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4930 E. , 2022/6924 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 17. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.101997-23.07.2016 tarihleri arasında fotokopi makinesi operatörü olarak çalıştığı...Eğitim Tesisleri İşletme ve Ticaret A.Ş.'nin 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin
1 inci fıkrasının (b) alt bendi uyarınca kapatılarak Maliye Hazinesine bedelsiz olarak devredildiğini, davacının iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ancak kıdem, ihbar tazminatı ile ücret alacaklarının ödenmediğini, konuyla ilgili yapılan idari başvuru müracaatına olumsuz cevap verildiğini, arabulucu görüşmeleri neticesinde anlaşmaya varılamadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, 2015 yılına ilişkin yıllık izin ücret alacağı ve ödenmeyen 2016 yılı 0cak ayı ücret alacağının tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine ve Maliye bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; haksız ve dayanaksız taleplerle açılan davayı kabul etmediklerini, davanın yasal süresi içeresinde açılmadığını, 670 sayılı Olağanüstü Hal (OHAL) Kanun Hükmünde Kararnamesinin 5 inci ile 675 Sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesinin 5 inci maddesi ile 675 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesinin 16 ncı maddesi 4 üncü fıkrasında “idari başvuru üzerine idari Merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz." hükmü gereğince idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlık söz konusu olduğunu, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3 üncü maddesindeki düzenlemelerin iş mahkemelerinin görevli olmadığı uyuşmazlıklarda dikkate alınamayacağını, davacı tarafından idareye yapılan başvurunun İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca incelenerek hazırlanan raporda şahsın yaptığı başvuruda belirtilen kıdem ve ihbar tazminatının Çalışma Genel Müdürlüğünün 26.12.2016 tarihli ve 27429 sayılı yazısı doğrultusunda reddedildiği belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmaması nedeni ile ve ayrıca 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 16 nci maddesinin 3 ncü fıkrası uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
1. Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.03.2019 tarihli, 2019/107 Esas, 2019/193 Karar
sayılı kararında da belirtildiği gibi özel bir kurumda iş sözleşmesine dayalı olarak çalışmakta iken işten çıkartılan davacının, işyerinin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca davalı idareye devredilmesi sonrasında kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret alacağının ve yıllık izin ücreti alacağının ödenmesi istemiyle açtığı davanın Adli Yargıda görülmesi gerektiğini ve dava şartı yokluğuna ilişkin karar gerekçesinin yerinde olmadığını,
2. Uyuşmazlık Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun; "İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2 nci maddesi, "Görev" başlıklı 5 inci maddesi, ve 5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” hükümlerine değinmiş olduğunu, Uyuşmazlık Mahkemesince sözü edilen 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, 17.8.2016 tarihinden önce kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında açılmış olan davalarda verilen dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı üzerine, davacının belirli bir süre içerisinde idareye başvuracağı ve bu başvuru sonucu tesis edilen işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açacağı açıkça belirtilmiş olmasına karşın, aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca, 17.8.2016 tarihinden sonra açılmış olan davalarda ise dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verileceği ve bu davanın özellikle idari yargı yerinde açılacağının belirtilmemiş olduğunun üzerinde durulduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine dair verilen kararın isabetsiz olduğunu,
3.Mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmaması nazara alınarak dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair karar verilmiş ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun konuya ilişkin emsal kararları uyarınca Mahkemenin bu husustaki değerlendirmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
...Somut olayda, dava konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, haziran temmuz 2016 ayları ücret alacaklarının dava dilekçesindeki veriler, davacının ücret ve tazminata etki eden faktörleri bilmesi gerektiği kabulü nedeniyle belirlenebilir nitelikte olduğu sabit olup, iddia edilen ücrete mahkemece itibar edilip edilmemesi yargılama sonucu açısından etkili olacağından bu husus belirlenebilirliğe engel teşkil etmediği görülmüştür. Çünkü bir çalışanın ücretinin ne kadar olduğunu en iyi ve kesin şekilde bilebilecek kişi kendisidir. Dava tarihi de 01/01/2021'den çok sonradır. Dolayısıyla mahkemenin davaya konu taleplerin belirsiz miktarlı alacak nitelikte kabul etmemesi ve bu açıdan hukuki yarar yokluğunu gözetmesinde 6100 sayılı HMK'nın 107.maddesine aykırılık bulunmamaktadır.
Davacının, davaya konu dönemde çalıştığı...Eğitim Tesisleri İşletme ve Tic. A.Ş.'nin 667.sayılı KHK'nın 2.maddesi gereğince kapatılan işyerlerinin olduğu ihtilafsızdır. 667 sayılı KHK 'nın 2/2.maddesi "Kapatılan vakıfların her türlü taşınır ve taşınmazları ile her türlü mal varlığı, alacak ve hakları, belge ve evrakı Vakıflar Genel Müdürlüğüne bedelsiz olarak devredilmiş sayılır. Kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarının sağlık uygulama ve araştırma merkezleri ve kapatılan diğer kurum ve kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilir. Birinci fıkrada sayılanların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden veya Vakıflar Genel Müdürlüğünden bir hak ve talepte bulunulamaz. Devire ilişkin işlemler ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle ilgisine göre Maliye Bakanlığı veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilir." düzenlemesini içermektedir. Halen yürürlükte bulunan 675 sayılı KHK'nın 16/3 maddesi gereği 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verileceğinden; ilk derece mahkemesinin bu yönden de dava şartı yokluğundan dolayı davayı reddetmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır." gerekçelerine davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf başvuru dilekçesindeki sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, istinaf sebepleri yeterince incelenmeden yanılgılı değerlendirme ile karar verildiğini beyanla, kararın temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı şirketin kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılması nedeniyle işçilik alacaklarına yönelik eldeki davada, dava şartının mevcut olup olmadığı, davanın usulden reddine ilişkin karar gerekçelerin yerinde olup olmadığı noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 675 sayılı Kanun Hükmünde Kanun Hükmünde Kararname'nin "Dava ve takip usulü" kenar başlıklı 16 ncı maddesi şöyledir:
“(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması sebebiyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükümleri düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
Somut olayda davalı...Eğitim Tesisleri İşletme ve Ticaret Anonim Şirketinin, 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları sahibi tüzel kişilerden olduğu anlaşıldığından, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesi uyarınca dava şartı değerlendirilerek sonuca göre hüküm tesis edilmesi gerekmektedir. Anılan yön gözetilmeyip; belirsiz alacak davası açılmayacağı nedenine dayalı usulden red kararı verildiğinin de gerekçeye konu edilmesi isabetli değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.