22. Hukuk Dairesi 2017/21533 E. , 2019/11364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.07.1998-22.12.2011 tarihleri arasında tıbbi mümessil olarak çalıştığını, iş sözleşmesine son verildiğinden Karşıyaka 2. İş Mahkemesi"nin 2012/45 esas - 2013/265 karar sayılı dosyasında görülen davada, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verildiğini, süresinde yapılan başvuru neticesinde davalı işverenin davacıyı işe başlatmadığını ileri sürerek, bakiye kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışması bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde çalışma saatleri konusunda açık beyanda bulunmamış olup fazla mesai ücretinin ödenmediğini beyan etmiştir. Dosya içerisinde davacının işyerinde fazla çalışma yaptığı iddiasına ilişkin işyeri kaydı mevcut olmayıp davacı tanıklarının beyanları esas alınarak sonuca gidilmiştir. Ne var ki, dinlenen davacı tanıklarının işverene karşı dava açmış olması sebebiyle husumetleri bulunmakta olup, salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi mümkün değildir. Kaldı ki davacı tanıklarının davacının çalışma saatlerine ilişkin beyanlarının soyut nitelikte olduğu, iddiayı ispata elverişli olmadığı da görülmektedir. Bu duruma göre, davacının hangi saatler arasında çalıştığı somut bir şekilde ortaya konulmamış olup davacı işçinin fazla çalışma yaptığı yöntemince kanıtlanabilmiş değildir. Hal böyle olunca fazla çalışma yaptığı sabit olmayan davacının söz konusu talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.
Dosya içeriğine göre kıdem tazminatı için faiz başlangıcı, işçinin işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihi olmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.