Esas No: 2022/6295
Karar No: 2022/6908
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6295 Esas 2022/6908 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6295 E. , 2022/6908 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : YÖNETİM KURULU KARARININ İPTALİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 36. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2016 yılından itibaren davalı Sendikanın ... Şubesinin şube başkanı olduğunu, Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde kişisel hesabında paylaştığı 08.07.2020 ve 18.07.2020 tarihli paylaşımları sebebiyle hakkında disiplin soruşturması başlatılarak “1 yıl süre ile geçici olarak yöneticilikten uzaklaştırma” cezasıyla cezalandırıldığını, müvekkilinin itirazlarının dikkate alınmadığını ve fiilen 23.11.2020 tarihinden itibaren görevinden uzaklaştırıldığını, her ne kadar Disiplin Yönetmeliği'nin yürürlük tarihinin 25.10.2019 olarak belirlenmişse de hiçbir şubeye tebliğ edilmediğini, davalı Sendikanın Genel Merkez internet sitesinde ise müvekkilinin fiilinden sonra 12.10.2020 tarihinde yüklenerek ilan edildiğini, FETÖ Terör Örgütü ile mücadele en ön saflarda yer alan ve her şeyi göze alan müvekkilinin mücadeleden yılmadığını, kendisine kumpas kuran FETÖ üyeleri ile mücadelesinde yılmadan ve daha da kararlı şekilde devam edeceğini ilan etmek için soruşturmaya konu şiiri kendi özel Facebook hesabında paylaştığını, ancak davalı Sendika Genel Merkezinin anlaşılması güç bir şekilde bu şiirin kendilerine hitaben yazıldığı kanaatine varıp hakkında disiplin soruşturması başlattığını, müvekkilinin savunmalarında ısrarla kime hakaret ettiğinin neden araştırılmadığını sorduğunu, bir yıl uzaklaştırma cezasına ilişkin Disiplin Yönetmeliği'nin 22 nci maddesinin uygulanması için bir sendika yöneticisine hitaben hakaret suçunun işlenmesi gerektiğini, kendisinin ise ona komplo kuran kripto FETÖ üyelerini kastettiğini, bu paylaşımın Sendikayla uzaktan yakından ilgisi olmadığını belirttiğini, buna rağmen itirazları dikkate alınmadan sanki bir sendika yöneticisine hakaret etmiş gibi ceza verildiğini, öte yandan iptali istenen karara dayanak olan Sendika Disiplin Yönetmeliği'nin 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca soruşturmanın 45 gün içinde sonuçlandırılması gerekirken müvekkili hakkında 12.08.2020 tarihinde başlatılan soruşturmanın ancak 03.11.2020 tarihinde sona erdiğini, belirtilen sürede tamamlanamayan soruşturma sonucunda müvekkilinin cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, yine aynı Yönetmelik'in 17 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Disiplin Kurulu kararının gerekçeli olması gerekirken gerekçe içermediğini, 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasında ise 1 yıl uzaklaştırma cezası verilen müvekkilinin iki yıl boyunca yöneticilik haklarından ve seçime girmekten mahrum edildiğini, üyelikten çıkarma niteliği taşıyan dava konusu cezalandırmanın Yönetmelik'in bu ağır hükmü nedeniyle iptal edilmesi gerektiğini, Disiplin Yönetmeliği'nin iptali talebiyle açılan davanın hâlen derdest olduğunu, Disiplin Kurulu kararında uzaklaştırma cezasına dayanak alınan Yönetmelik'in 22 nci maddesinin ikinci fıkrasında 17 ayrı bent olduğu hâlde cezalandırmanın hangi sebebe dayandığının hangi disiplin suçunun karşılığı olduğunun belirtilmediğini, en önemlisi ise imzalayanlar dışında kimsenin bilmediği bir Disiplin Yönetmeliği'ne göre müvekkilin cezalandırıldığını, anılan Yönetmelik'in 25.10.2019 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmişse de Yönetmelik'in hiç yayımlanmadığını, üyelere duyurulmadığını, şubelere yayımlanmamış bir Disiplin Yönetmeliği'ne dayanarak müvekkilin cezalandırıldığını, Disiplin Yönetmeliği'nin Sendikanın internet sitesinde 12.10.2020 tarihinde yayımlandığını, müvekkili hakkındaki soruşturmanın ise 12.08.2020 tarihinde başladığını, cezaya konu iki paylaşımın da kişisel hesabından yapıldığını, paylaşımların suç unsuru taşımadığını, yapılan paylaşımın sendika tüzel kişiliğini ilgilendirmediği gibi buraya müdahil olmanın da özel hayata müdahale etmek anlamı taşıdığını, Yönetmelik'in 19 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca üyelikten çıkarma yani ihraç niteliğindeki bu cezayı verme yetkisinin ancak Genel Kurula ait olacağını, yine Yönetmelik'in 22 nci maddesinde 1 yıla kadar yöneticilikten uzaklaştırılma cezasına ilişkin olmasına rağmen müvekkiline üst sınırdan ceza verildiğini iddia ederek öncelikle davalı Sendika Genel Yönetim Kurulunun 03.11.2020 tarihli ve 734 sayılı “1 yıl süre ile geçici olarak yöneticilikten uzaklaştırma” ceza kararının uygulanmasına ilişkin tüm iş ve işlemlerin dava sonuna kadar ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, müteakiben tüm hüküm ve sonuçlarıyla iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Sendika şube başkanı olup Sendika Tüzüğü'nde yönetici olarak sayılan kişilerden olduğunu, her sendika yöneticisi gibi iş, söz ve eylemlerinde Sendikanın mevzuatına bağlı kalmakla yükümlü olduğunu, davacıya verilen disiplin cezasının dava dilekçesindeki ifade ile davacıyı silmek için değil, disiplin hükümlerine aykırı fiileri nedeniyle verildiğini, verilen disiplin cezasının üyelikten çıkarma cezası olmadığını, ceza süresi zarfında üyelikten kaynaklanan haklarını kullanmaya devam edebilecek olan davacının sendika üyeliğinden kaynaklanan haklarının korunduğunu, davacının sendikaya dönemeden seçime gidildiği iddiasının da yersiz, mesnetsiz ve gerçek dışı bir iddia olduğunu, Sendika Disiplin Kurulları ve Disiplin Yönetmeliği'nin yürürlük tarihinin Yönetmelik'te yer aldığını, davacının Disiplin Yönetmeliği'nin ilgili hükümlerine atıf yapmış olmasının Disiplin Yönetmeliği'nin davacı tarafından bilindiğini gösterdiğini, sendika yöneticisi olan davacının sosyal medya ortamında paylaştığı ifadelerin sendika tüzel kişiliğini etkileyeceğini, sendika yöneticilerinin her türlü söz ve davranışlarında, tüzel kişiliğin değerlerini korumak, buna göre hareket etmek zorunda olduklarını, aksinin kabulü sendika tüzel kişiliğini küçük düşüreceğini ve sendikaya zarar vereceğini, davacının paylaşımlarında yer alan ifadelerden özellikle “şerefsizlik, puşt…” gibi kelimelerin doğrudan küfür metinleri olduğunu, bu sözlerin doğrudan bir kişiyi muhatap alınmadığı gibi bir savunmaya gidilmesinin kabul edilemeyecek ciddiyetten uzak bir savunma olacağını, davacının söz konusu paylaşımları yaparken profesyonel olarak tabir edilen aylıksız izinli bir sendika yöneticisi olduğunu, bu paylaşımı yaparken yegane sıfatının Sağlık Sen ... 1 Nolu Şube Başkanlığı olduğunu, paylaşımların içerikleri irdelendiğinde; "operasyon çekene, bugün olmazsa mutlaka yarın belki yarından da yakın hesap sorulacak elbet, dost kim, puşt kim belli olur elbet…” paylaşımının hiçbir yönden kabul edilemeyeceğinin açık olduğunu, davacının söz konusu paylaşımlarda sendika antetini ve görselini kullandığını, paylaşımlarının muhataplarının ise doğrudan sendika üye ve yöneticileri olduğunu, bu nedenle bu paylaşımların özel hayata ilişkin olduğuna dair iddianın dikkate alınmasının mümkün bulunmadığını, verilen cezanın ölçülü olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının bir sendika yöneticisi olduğu, sosyal platformdaki paylaşımlarında “şerefsizlik, puşt” gibi kelimeler kullandığınnın görüldüğü, sendika yöneticilerinin her türlü söz ve davranışlarıyla sendika tüzel kişiliğini koruması ve buna göre hareket etmesi gerekirken davacının bu tarz paylaşımları yapmasının sendika tüzel kişiliğini olumsuz etkilediğinden Sendika Ana Tüzüğü ve Sendika Yönetmeliği'ne istinaden davacının fiiline karşılık gelen disiplin cezası verildiği, verilen cezanın ölçülü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yukarıda yer verilen iddiaları doğrultusunda İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilgili Anayasa Mahkemesi ve emsal Yargıtay kararlarına da atıf yapılarak, İlk Derece Mahkemesince her ne kadar davacının disiplin cezasına konu paylaşımlarda “şerefsizlik, puşt” gibi kelimeler kullandığı, sendika yöneticisinin her türlü söz ve davranışlarıyla sendika tüzel kişiliğini koruması ve hareket etmesi gerekirken bu tarz paylaşımları yapmasının sendika tüzel kişiliğini olumsuz etkilediğinden Sendika Ana Tüzüğü ile Sendika Yönetmeliklerine istinaden davacının fiiline karşılık gelen disiplin cezası verildiğinden bahisle verilen cezanın ölçülü olduğu kanaati ile dava reddedilmiş ise de; davacının her iki paylaşımının bir bütünsellik içindeki bağlamından koparılmaksızın değerlendirilmesi gerektiği, sarf ettiği bir kısım kelimeler esas alınarak yorum yapılmasının eksik olacağı gibi davacının sendika tüzel kişiliği itibarını olumsuz etkilediği belirtilmesine karşılık bu olumsuzlukların somutlaştırılmadığı, hem yapılan paylaşımların bir bütün olarak değerlendirilmesinde hem de davacının soruşturma aşamalardaki savunmaları göz önüne alındığında salt sendika yöneticisi olduğundan bahisle hareket edilerek anılan disiplin cezasının verilmesinin bireyin temel hak ve hürriyetlerini kullanmasına yönelik müdahale niteliğinde olduğu, sendika tüzel kişiliğinin itibarı/saygınlığı ile davacının ifade özgürlüğü arasında adil bir dengenin sağlanması gerektiği, dolayısıyla davacının sendikal haklarını da ihlal eder nitelikte disiplin cezasının verilmesinin açık orantısızlık oluşturduğu, keza davacının söz konusu sosyal medya paylaşımlarında, genel ve soyut ifadeler kullandığı, kullanmış olduğu bu ifadelerin hangi sendika yönetici ve faaliyetini kastettiği, sendikanın hangi eylemlerine zarar verdiğinin davalı sendika tarafından açık bir şekilde ortaya konulamadığı, disiplin cezasına konu sosyal medya paylaşımlarının hakaret içermediği, davalı Sendika tarafından disiplin cezasına dayanak olarak gösterilen gerekçelerin yargılama sırasında da somutlaştırılmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle "... I- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararı yerine geçmek üzere;
II- Davanın kabulü ile;
1- Davaya konu ... Genel Yönetim Kurulunun davacı ile ilgili olarak 03.11.2020 tarihli ve 734 sayılı “1 yıl süre ile geçici olarak yöneticilikten uzaklaştırılmasına” dair verilen kararının İPTALİNE..." karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde özetle müvekkili Sendikanın hakaret suçunun mağduru olduğu, davacının 253.000 üyesi bulunan bir sendikanın yöneticisi olarak sosyal medya ortamından paylaştığı ifadeler ile sendika tüzel kişiliğini etkileyeceği, Sendika yöneticilerinin her türlü söz ve davranışlarında, tüzel kişiliğin değerlerini korumak, buna göre hareket etmek zorunda olduğu, aksini kabulün sendika tüzel kişiliğini küçük düşürerek sendikaya zarar vereceği, davacının davranışlarının Sendika Disiplin Kurulları ve Disiplin Yönetmeliği'nin 22 nci maddesinin "o" ve "g" maddelerine aykırılık teşkil ettiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıya bir yıl süreyle geçici olarak yöneticilik görevinden uzaklaştırma cezası verilmesine ilişkin kararın hukuka uygun olup olmadığı ve iptali gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türkiye Cumhuriyet Anayasası ile davalı Sendikanın disiplin hukukuna ilişkin Tüzük ve Yönetmelik hükümleri.
3. Değerlendirme
Temyize konu Bölge Adliye Mahkemesinin kararında, dava konusu disiplin cezasının hukuka aykırılığı açıkça ortaya konularak, bu işlemin ve dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararının Anayasa Mahkemesi ve Dairemiz içtihatlarına uygun olmadığının somutlaştırılarak gerekçelendirildiği de görülmekle aksi yöndeki davalı itirazlarının yerinde ve isabetli olmadığı değerlendirilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.