Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6132
Karar No: 2022/6926
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6132 Esas 2022/6926 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/6132 E.  ,  2022/6926 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 4. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

    Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

    Dosya içeriğine göre davacının 7.691,30 TL’lik alacağının kabulüne karar verilmiş ve davalı tarafça 7.691,30 TL temyize konu edilmiş olup bu miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz talebinin reddi gerekmiştir.

    Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.01.2003-15.01.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde muhabir olarak çalıştığını, işverence iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini, ancak hak ettiği alacakların ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının muhabir olmayıp 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) tabi olarak çalıştığını, istifa ederek işten ayrıldığını ve bütün hak ve alacaklarına aldığına dair ibraname verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun'a (5953 sayılı Kanun) tabi çalışmadığı, uyuşmazlık konusu taleplerin 4857 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak; iş sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine, davacının 5953 sayılı Kanun'a tabi olmaması sebebiyle fazla çalışma alacağına yönelik faiz talebinin reddine, yıllık izin ücreti alacağı, fazla çalışma ücret alacağı, hafta tatili ücret alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde; kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddinin dosya içeriğine uygun olmadığını, müvekkilinin 4857 sayılı Kanun'a tabi çalışan olarak değerlendirilmesinin ve bu surette fazla çalışma ücreti talebi yönünden günlük %5 faizi talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

    2.Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde; davacı el yazılı ibraname ile müvekkili Şirketi ibra ettiğinden dava konusu tüm talepler yönünden ret kararı verilmesi gerektiğini, tanık beyanlarına aykırı olarak hesaplanan fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tüm dosya kapsamındaki belge ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı şirkete ait TV kanalında teknik yönetmen olarak çalıştığı, asıl işinin teknik yönetmenlik olduğu, zaman zaman kameraman veya muhabirlik yapsa da baskın işinin kameraman veya muhabirlik olduğunun ispat edilemediği bu nedenle davacının Basın İş kanunu kapsamında olmadığı, Basın İş Kanunu gereğince fazla çalışma ücreti faizinin reddine ilişkin Mahkeme hükmünün yerinde olduğu; davacı tarafından yazılan imzalanan ve imzası inkar edilmeyen 24.10.2010 tarihli istifa dilekçesinde "görmüş olduğum lüzum üzerine 24.12.2010 tarihinden itibaren iş yerimden ayrılıyorum" ifadesinin bulunduğu, davacı tarafından istifa dilekçesinin baskı ile alındığı ayrıca istifa dilekçesinin haklı nedene dayandığının iddia edilmediği ve ispatlanamadığı, bu tarihten sonra davacının işe gelmediği, 24.12.2010 tarihinde istifa dilekçesi verip işten ayrılarak iş sözleşmesini eylemli olarak da feshettiği, haklı neden içermeyen istifaya değer verilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddinin yerinde olduğu, somut uyuşmazlıkta davacının, iş ve çalışma koşullarını bilen tanık beyanları ile fazla çalışma yaptığını, genel tatil günlerinde ve ayda iki hafta tatilinde çalıştığını ispatladığı, davalı işverenin ise bu çalışmaların karşılığını tam olarak ödediğini imzalı ücret bordroları veya eşdeğer belgeler ile ispat edemediği gerekçesiyle davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı olmak üzere esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde 5953 sayılı Kanun'a tabi olarak çalıştığını, aksi yöndeki kabulün dosya kapsamına uygun olmadığını, davalı tanığı S.Ö.'nün beyanında da anlaşılacağı üzere yerel televizyonlarda asıl iş tanımı olmayıp herkesin her işi yaptığını, davacının kameramanlık ve muhabirlikle işe başladığını, ancak personel eksikliğinden dolayı teknik yönetmenlik görevini de yerine getirdiğini, bununla birlikte asıl işinin muhabirlik olduğunu, Mahkemece hükme dayanak alınan belgelerin davalı işverenin tek taraflı iradesi ile düzenlenmiş olduğunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesine karşılık kendisine zorla imzalatılan istifa belgesi ile soyut tanık beyanları dikkate alınarak kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık; davacı işçinin 5953 sayılı Kanun kapsamında gazeteci olup olmadığı, iş sözleşmesinin hangi tarafça feshedildiği, irade fesadı altında verildiği ileri sürülen istifa dilekçesine değer verilip verilmeyeceği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 5953 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Yukarıda açıklanan sebeplerle;
    A. Davalı Temyizi Yönünden
    Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

    Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

    B. Davacı Temyizi Yönünden
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,


    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi