Esas No: 2022/6026
Karar No: 2022/6941
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6026 Esas 2022/6941 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6026 E. , 2022/6941 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 48. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 26. İş Mahkemesi
Taraflar arasında ... 26. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 30.07.2007 tarihinden itibaren davalı şirkete ait Arnavutluk, Kosova ve Umman’daki inşaat şantiyelerinde kaynakçı formeni olarak çalıştığını, davacının bu çalışmasının davalı tarafından işten çıkarıldığı 01.04.2013 tarihine kadar devam ettiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirketin işyerlerinde proje bazlı olarak görev yaptığını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, uyuşmazlığın yabancılık unsuru içerdiğinin aşikar olduğunu, uygulanması gereken hukukun Umman hukuku olduğunu, davacının dava dilekçesinde hangi dönemler arasında çalıştığını ve ne kadar saat ücreti aldığını açık bir şekilde belirttiğinden davayı belirsiz alacak davası olarak açamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 26. İş Mahkemesinin 20.12.2017 tarihli ve 2015/209 Esas, 2017/511 Karar sayılı kararıyla iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle sona erdirildiği, söz konusu nedenin kanunda sayılan haklı fesih nedenlerinden olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2021 tarihli ve 2020/388 Esas, 2021/1062 Karar sayılı kararıyla davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 13.10.2021 tarihli ve 2021/8871 Esas, 2021/14233 Karar sayılı ilâmı ile davalı vekilinin temyiz isteminin temyiz kesinlik sınırı kapsamında kaldığından reddine, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazları reddedilerek davacının yaptığı iş, kıdemi, davacı tanık ifadeleri ve bordro içerikleri (örneğin 2013 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayı bordroları 2.317,50 USD’dir) gözetilerek davacı işçinin aylık temel ücretinin net 2.317,50 USD olduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak resen yapılan hesaplama yöntemi karar gerekçesinde gösterilerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti hüküm altına alınmıştır.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddi ile ihbar tazminatının net giydirilmiş ücretten hesaplanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi tarafından yapılan fazla çalışma hesabının hatalı olduğunu, yıllık ücretli izin hesaplaması yapalırken davacının yurda giriş ve çıkışlarının dikkate alınmadığını, ihbar tazminatı ödemesinin mahsup edilmediğini, davacının ücretinin netten brüte çevirirken hata yapıldığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın çözümünde yabancı hukukun uygulanması gerektiğini, zamanaşımı def'inin değerlendirilmediğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davalı taraf vekâlet ücretinin hatalı olarak hüküm altına alındığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozma ilâmının gereğinin yerine getirilip getirilmediği ile davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir :
"(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
..."
3. Değerlendirme
1. Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki (3) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemizin yerleşik kararlarında da belirtildiği gibi, bozulan karar, sonradan verilen kararın eki niteliğinde değildir. Hüküm bozulmakla tamamen ortadan kalkar. Hükmün bozulması üzerine Mahkemece, davacının talep ettiği tüm alacaklarla ilgili kabul veya ret yönünde yeniden hüküm kurulmalı, oluşan en son duruma göre kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine, reddedilen miktar üzerinden ise davalı lehine tek bir vekâlet ücretine hükmedilmelidir.
3. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince hükümde reddine karar verilen yabancı para alacağının (32.469,50 Amerikan Doları) karar tarihi itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk lirasına çevrilerek yine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı taraf lehine hesaplanacak vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken usuli kazanılmış haktan söz edilerek davalı lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın yerinde görülmeyen tüm, davalı tarafın ise diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kazanılmış hak ilkesi gözetilerek 12.086,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hesaplanan 39.228,30 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin yazılarak hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.