
Esas No: 2022/5974
Karar No: 2022/6894
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5974 Esas 2022/6894 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5974 E. , 2022/6894 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 50. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 12. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde 12.04.1995-19.08.2016 tarihleri arasında 22 yıl boyunca fasılasız şekilde arıza bakım onarım işinde uzman teknisyen olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının Şirket şefi İ.D. tarafından aranarak yeraltı elektrik kablosunun körlenmesi gerektiğinin bildirildiğini, davacının bunun kendi işi olmadığını belirttiğini, ancak aynı kişi tarafından 3-4 kez aranması sebebi ile işi H.T. ve yüklenici firma...Mühendislik çalışanı A.D. ile birlikte yaptığını ve şefine bildirdiğini, kesilen 3 metre (m) kablonun kullanılabileceği düşüncesi ile Şirket aracına koyulduğunu, davalı Şirket yetkilisi tarafından 20.05.2016 tarihinde 6m kablonun yerinde olmadığının bildirildiğini, davacı ve arkadaşlarının ise 3m kabloyu araca koyduklarının belirtildiğini, davacının 10.08.2016 günü 6 m/ 240,00 TL tutarındaki kablonun yerinde olmadığı gerekçesi ile savunma için işyerine çağırıldığını, davacının aynı şekilde savunma verdiğini ve Vedat isimli bir şahsın savunmayı yazarak bilgisayardan çıktısını aldığını, davacının okumasına izin vermeden imzalatıldığını, davacının uzak ve yakını görememesi ve gözlüğünün yanında olmaması sebebi ile okumasının da mümkün olmadığını, davacı ile beraber diğer çalışma arkadaşlarından da aynı şekilde savunma alınarak imzalatıldığını, fesih dilekçesinde davacının iş sözleşmesinin belirtilen nedenlerle 18.08.2016 tarihinde feshedilmiş olduğunun bildirildiğini ancak davacının iş sözleşmesinin 19.08.2016 tarihinde feshedildiğini, ...'ın 2013 yılında özelleştirildiğini ve sözleşme ile 3 yıl boyunca işçi çıkarımı yapılmayacağının kabul edildiğini, 2016 yılı itibarıyla kıdemi ve ücreti yüksek olan işçilerin işten çıkışlarının yapıldığını, feshe gerekçe gösterilen olaya ilişkin olarak davacının savunmasının 20.05.2016 tarihinde alındığını ve iş sözleşmesinin 6 günlük süre içerisinde feshedilmediğini, savunma tarihinin 10.08.2016 olmasının kabulü hâlinde dahi kanuni süre içerisinde feshin gerçekleştirilmemiş olduğunu, davalı Şirketin iddiasının doğru olması hâlinde dahi kablo bedelinin davacı tarafından A.D'ye verilmiş olması sebebi ile davacının kazanç elde etmesinin söz konusu olmadığını, davacının yıllık izinlerinin bir kısmını kullandığını, yıllık izin alacaklarının bir kısmının ödendiğini ancak düşük ücret üzerinden hesaplanmış olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 12.04.1995 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği güne kadar ETİP uzman teknisyeni olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendine göre feshedildiğini, 01.06.2016 tarihinde Vaniköy Operasyon Yöneticiliği tarafından yaklaşık 6 m olan ve 2.529,00 TL değerindeki kablonun eksik olduğunun tespiti üzerine inceleme yapılmasının talep edildiğini, yapılan incelemede davacının ve H.T. adlı diğer çalışma arkadaşının kabloyu hurdacıya sattıklarının, yüklenici firma işçisi olan A.D. ile beraber hareket ettiklerinin tespit edilmiş olduğunu, bu nedenle iş sözleşmesinin 18.08.2016 tarihinde toplanan Disiplin Kurulunca toplu iş sözleşmesine aykırı hareket etmesinden dolayı 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendine göre feshedilmesine karar verildiğini, davacının 10.08.2016 tarihinde vermiş olduğu savunma ile durumu ikrar ettiğini, 18.08.2016 tarihinde toplanmış olan Disiplin Kurulunun bu tarihte olaydan haberdar olduğunu, davacının iş sözleşmesinin beraber hareket ettiği diğer işçilerle beraber derhâl feshedildiğini, ibraname ile 2.832,74 TL ücret, 6.614,28 TL yıllık izin, 1.326,72 TL ikramiyesinin ödenmiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak;
"...
...davalı tarafından sunulan kayıt ve belgelerden söz konusu kablonun kayıp olduğunun davalı iş veren tarafından öğrenilmesi üzerine 2016 yılının 5. Ayında davalı şirket içinde bir kısım mailleşmelerin başladığı ve sonucunda olayın etik inceleme kuruluna intikal ettirildiği, mukakkik tayin edildiği, davacının olay günü içinde bulunduğu aracın kayıtları ve kamera kayıtlarının getirtildiği ve davacı ile birlikte adı geçen kişilerin savunmalarının alındığı, davacının 10.08.2016 tarihinde verdiği savunmasında olay günü ... ve ... ile birlikte kabloyu toplayarak... plakalı araca koyduklarını iş dönüşü yazgı sokakta bulunan önceden tanıdıkları adının ...olarak bildiği hurdacının adresinde kısa süreli durduklarını, kabloyu hurdacıya sattıklarını ve parayı ...nin durumu kötü olduğundan ona verdiklerini, olaydan dolayı son derece pişman olduğunu belirttiği görülmüştür.Söz konusu bu olaydan dolayı davacı ile birlikte ismi geçen diğer işçinin de işine son verilmiştir. Feshe yetkili makamın disiplin kurulu olduğu anlaşılmıştır. Olay disiplin kuruluna 18.08.2016 tarihinde intikal ettirilmiş aynı gün davacının işine son verilmiştir. Fesihte hak düşürücü süreye uyulduğu anlaşıldığından bu yöndeki itirazların yersiz olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tanığı olarak dinlenen ... aynı nedenle işten çıkartılmış birisi olduğundan ve iş verenle husumetli olduğundan beyanlarına itibar edilmemiştir. Diğer davacı tanığının olaya ilişkin görgüye dayalı bir bilgisi yoktur. Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, davalı yanca sunulan kayıt ve belgelerden maddi değeri tespit edilemeyen kablonun olay günü davacı ve iş arkadaşı Hüseyin ve taşeron elemanı Ali tarafından hurdacıya satıldığı ve parasının ...ye verildiği, kablonun kayıp olduğunu öğrenen iş verenin olayı araştırmaya başladığı, araç takip kayıtları ve kamera kayıtlarından olay günü aracın bir hurdacı önünde bekleme halinde bir süre kaldığını tespit etmeleri üzerine davacı ve ismi geçen diğer kişinin savunmalarının istendiği davacının suçlamayı kabul ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı yanca savunmayı verdiği gün davacının gözlüğünün yanında olmadığı bu nedenle yazılanları okumadığı gibi itirazlar ileri sürülmüş ise de bunlara itibar edilmemiştir. Davacının yazı ve imza inkarında bulunmadığı anlaşılmış savunmasının altını "okudum" yazıp imzaladığı görülmüştür. Satılan kablonun değerinin çok bir önemi olmayıp iş verenin olayı aydınlatmak için uzun bir zaman soruşturma yaptığı, araç takip kayıtları, kamera kayıtlarını incelediği sonrasında davacının ikrarı ile olayın aydınlanmış olduğu nazara alındığında davalı iş verenin davacıya karşı güveninin sarsıldığı, iş verenin güvenini kötüye kullandığı ve doğruluk ve bağlılığa aykırı hareket ettiği anlaşılmış fesih haklı nedene dayandığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı talepleri red edilmiştir.
Davacının tüm yıllık izin alacaklarının ödendiği anlaşıldığından bu talebi red edilmiştir.Her ne kadar davacı yanca fazla mesai talep edilmiş ise de tanık beyanlarından davacının haftalık 45 saati aşan bir çalışması bulunmadığı anlaşılmakla bu talebi red edilmiştir.
..." gerekçesiyle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti alacaklarının reddine, genel tatil ücreti alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının herhangi bir kablo hırsızlığı ve bu hırsızlığa bağlı menfaat elde etmesinin söz konusu olmadığını, davacının elektrik teknisyeni olup kablo körleme işinin davacının görev tanımı dışında bir iş olduğunu, yeraltından çıkarılmış hurdanın 240,00 TL değerinde 3 metrelik hurda bir kablo olduğunu, davacıya işten çıkarılırken ikramiye verildiğini, davalı tarafından dosya sunulan ve davacıya okumadan imzalatılan ifade tutanağını kabul etmediklerini, ifade tutanağının davacıya el yazısı ile yazdırılmadığını, davacının görme bozukluğu bulunduğunu, savunma dilekçesini okumasının da mümkün olmadığını, davalı tarafın davacı ve diğer iki kişi hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığını, terditli savunmaları gereğince bir an için davacının olay yerinde sırf bulunduğu var sayılsa dahi maddi bir çıkar elde etmeyen davacının eyleminin geçerli nedenle fesih olarak değerlendirilmesi gerektiğini, fazla çalışma alacağına ilişkin tanıkların normal çalışma saatlerini beyan ettiğini, yıllık izin alacağına ilişkin davacının yıllık izin formları ile ücret bordrolarının karşılaştırılması ve davacının bakiye yıllık izin sürelerinin hesap edilmesi gerektiğini, davacıya iradesi hilafına imzalatılan 76 günlük izni olduğuna ilişkin mutabakat sözleşmesinin geçerliliğinin bulunmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
...davacının 18/05/2016 günü arıza için görevlendirildiği ve arıza giderildikten sonra kesilen 240 TL değerindeki hurda kabloyu ekip aracı ile... İsimli hurda kablo toplayan bir hurdacı işyerine teslim ettiği, davalı işverenliğin olayın kesin sorumlulularını bulmak için çaba sarf ettiği ve olayı davacının 10.08.2016 günlü iç denetim denetim elemanına verdiği yazılı ikrar ile kesin sorumluyu öğrendiği ve olayın disiplin sürecine götürüldüğü 6 günlük hak düşürücü sürenin 10.08.2016 günü başladığı ve iş akdinin disiplin kurulu kararı ile 19/08/2016 günü feshedildiği anlaşılmış olup, davacının bu şekilde doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğu, sadakat borcuna aykırı davrandığı, işçinin işverenin güvenini kötüye kullandığı durumlarda işçinin sağladığı ekonomik yararın azlığı veya çokluğunun fesih sebebinin oluşmasında etkili olmadığı, davacının iş akdinin devamını sürdürmesinin davalı işverenden beklenemeyeceği kanaatine varılarak, yapılan feshin İK.m.25/II-e kapsamında haklı fesih olduğu anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamakta olup davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacının fazla mesai konusundaki istinaf sebebine göre dinlenen beyanlar ile davacının hak ettiği ve ödenmemeyen fazla mesai alacağının bulunmadığı anlaşılmış olup İDM kararının yerinde olduğu anlaşılarak istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamış olup davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının herhangi bir kablo hırsızlığı ve bu hırsızlığa bağlı menfaat (gelir) elde etmesinin söz konusu olmadığını, 22 yıldır Şirket bünyesinde çalışan herhangi bir uyarı almayan davacıya işten çıkarılırken ikramiye verilmesinin davalının iddiaları ile çeliştiğini, ifade tutanaklarının davacıya okunmadan imzalatıldığını, tutanağın içeriğinde "kendisinin herhagi bir para almadığını, paranın ne kadar olduğunu dahi bilmediğini" beyan ettiğini, ifade tutanağının davacıya el yazısı ile yazdırılmadığını, davacının görme bozukluğu bulunduğunu, savunma dilekçesini okumasının da mümkün olmadığını, davalı tarafın davacı ve diğer iki kişi hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığını, ölçülülük ilkesinin göz önünde bulundurulmadığını, davacının fazla çalışma ücret alacağının bulunduğunu, dosyaya sunulan bordrolarda fazla çalışma ve hafta tatili tahakkukları bulunduğunu, davacıya iradesi hilafına imzalatılan 76 günlük izni olduğuna ilişkin mutabakat sözleşmesinin geçerliliği bulunmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasında, davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi şöyledir;
"İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması."
4857 sayılı Kanun'un 17, 41,59 ve 120 nci maddeleri.
Mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendine göre haklı nedenle feshedildiği, davacı ve davalı tanık beyanlarına göre davacının iki vardiya halinde günde 8 saat çalışması nedeniyle fazla çalışma ücreti alacağının olmadığı, davalı işverenin davacıya yıllık izinlerini kullandırdığını davacının imzasını taşıyan izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlaması gerekmekte olup davacının imzasını içeren ve imzası inkâr edilmeyen 19.08.2016 tarihli mutabakat metni nedeniyle yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığı, bu itibarla İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin bu yöndeki gerekçelerinin yerinde olduğu sonucuna varılmış; davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.