Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5135
Karar No: 2022/6864
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5135 Esas 2022/6864 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/5135 E.  ,  2022/6864 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 34. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ...Şirketi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.


    Davalı ...Şirketi vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 31.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

    Duruşma günü davalı ...İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat... ile davacı vekili Avukat ...gelmişler, diğer davalı duruşmaya katılmamıştır.

    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

    Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 27.11.2011 tarihinde davalı şirketlerden ... A.Ş. nezdinde çalışmaya başladığını, daha sonra aralarında organik bağ bulunan diğer davalı Şirkete geçişi sağlanarak davalı şirketlerin Türkmenistan'da bulunan şantiyelerinde ölçü bakım şefi olarak çalıştığını, müvekkilinin konum itibari ile ihtiyaç duyulan bir personel olmasına rağmen 05.04.2016 tarihinde açıklama yapılmaksızın ve haklı gerekçe gösterilmeden iş sözleşmesinin feshedildiğini beyanla ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.

    II. CEVAP
    Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının 27.12.2011 - 28.02.2014 tarihleri arasında müvekkillerinden ... Şirketi nezdinde, 01.03.2014 - 05.04.2016 tarihleri arasında ise müvekkillerden ...Şirketi nezdinde çalıştığını, ikinci dönem çalışmasından müvekkili ... Şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın işçilik alacaklarının tamamının ödendiğini, davacının imzalı iş sözleşmesinden de görüleceği üzere 3.000,00 USD ücret aldığına dair iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının işyerindeki çalışma düzenine dair iddialarının insan bedenine ve hayatın olağan akışına uygun olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanığı olarak dinlenen işçilerin aynı şekilde davalı aleyhine dava açan kişiler olduğu, tanıkların konumunun, tanıklıklarına duyulacak güveni etkileyecek durumda olduğu, bu durumda tanıklıklarına itibar edilemeyeceği, banka kayıtlarında yer alan ödeme tutarlarının temel ücret ile ilgili olduğu, davacının fazla çalışma yaptığını, hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını somut delillerle kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.


    B. İstinaf Sebepleri
    Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince davacı tanık anlatımlarına itibar edilmediğini, yan deliller ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığını, İlk Derece Mahkemesince yan deliller hususunda hiçbir değerlendirilmeye gidilmemesinin hakkaniyetli olmadığını, bir an için husumetin ispatlandığı düşünülse dahi salt husumetli tanıkların beyanı sebebiyle davanın reddinin yerinde olmadığını, yan deliller incelenerek gerçekliği var ise ve tanık beyanları ile örtüşüyorsa bu hususlar dâhilinde karar verilmesi gerektiğini, somut olayda dava ikame ederek hakkını aramamış bir işçinin bulunması ve tanık gösterilmesinin imkansıza yakın olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin konu ile ilgili içtihatları uyarınca aksine ciddi bir delil olmadıkça tanıkların doğruyu söyledikleri kabul edilerek işveren ile husumet içerisinde olan tanıkların beyanlarının diğer yan deliller ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu dosyada davacı tarafından fazla çalışma yapıldığına ilişkin olarak e-posta yazışmaları, puantaj cetvelleri, işyerinde yapılan duyurulara ait resimler ve belgeler sunulduğunu, yine aynı davalı işverene ait Yargıtay denetiminden geçmiş çok sayıda davada davalı işyerinde fazla çalışma yapıldığını, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatillerinde çalışma yapıldığının belirlendiğini, davacı tanıklarının beyanları, dosyadaki yan deliller ve daha önce verilen kararlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatillerinde çalıştığı ve fazla çalışma yaptığını ispatladığını gerekçe göstererek davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ...Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı ...Şirketi vekili temyiz dilekçesinde; somut uyuşmazlıkta Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının ücretine ilişkin olarak müvekkili Şirket tarafından davacının imzasını havi senet niteliğinde olan deliller sunulduğunu, buna rağmen İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin husumetli tanık beyanlarına ve delil niteliğini taşımayan dokümanlara itibar ederek hukuka aykırı karar tesis ettiğini, dava konusu fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarına ilişkin olarak husumetli ve davacı ile menfaat birlikteliği olan tanık beyanı dışında herhangi bir delil gösterilmediğini, dosya kapsamında yeterli emsal ücret araştırması yapılmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, uygulanan hukuk, ücretin ve fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ispatı noktasında toplanmaktadır.


    2. İlgili Hukuk
    4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 32, 41, 44, 46, 47, 63 üncü maddeleri.

    3. Değerlendirme
    1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

    3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

    4. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.

    5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

    6. Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.

    7.Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenen husumetli tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

    8. Somut olayda, davacının 27.12.2011-29.04.2014 tarihleri arasındaki dönemde haftanın 6 günü 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığı ve haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı, 01.05.2014-05.04.2016 tarihleri arasındaki dönemde ise dosyada mübrez 29.04.2014 tarihli e-posta içeriğine göre davacının 07.00-22.00 saatleri arasında 2,5 saat ara dinlenme ile haftalık 30 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplanmıştır.

    9. Fazla çalışmanın ispatı konusunda tüm dosya kapsamı ve yan olgular birlikte dikkate alındığında davacı tanıklarının beyanlarına göre sonuca gidilmesinde isabetsizlik yok ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.05.2014-05.04.2016 tarihleri arası dönem yönünden davacının çalışma düzeninin ispatında dikkate alınan 29.04.2014 tarihli e-posta içeriği ve söz konusu e-postanın gönderildiği kişiler değerlendirildiğinde; kabul edilenin aksine davacının 29.04.2014 tarihi sonrasında saat 22.00'ye kadar sürekli çalıştığı hususunun tam olarak ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu hâlde davacının 27.12.2011-05.04.2016 tarihleri arasında tüm çalışma döneminde haftanın 6 günü 07.00-19.00 saatleri arasındaki süre ile sınırlı olarak iddiasını ispatladığı kabul edilmelidir. Mahkemece kanıtlanan çalışma düzeni ve yasal ara dinlenme ile davacının haftalık 18 saat fazla çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

    10. Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.


    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Davalı ...İnş. ve Taah. San. Tic. A.Ş. yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı ...İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.'ye iadesine,

    Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    31.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi