11. Hukuk Dairesi 2018/2386 E. , 2019/5018 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 24/10/2017 tarih ve 2016/298 E- 2017/395 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce verilen 28/02/2018 tarih ve 2018/217 E- 2018/245 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili,davalı özel hastane ile davacı müvekkilinin 2010 yılında 2 adet kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kadrosunun davalı firmaya devrinde mutabık olup sözleşme yaptıklarını, davalı olan firmanın sözleşmeye aykırı olarak 2016 nisandan itibaren yapması gereken ödemeleri yapmadığını, davalı firmanın sözleşmede muaraza çıkardığını, bu sebeple taraflar arasında 2 adet kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kadrosuna ilişkin 2010 tarihli yapılmış olan sözleşmedeki muarazanın giderilmesini, bu sözleşmenin yürürlükte olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 23.07.2015 tarihinde sona erdiği gerekçesiyle, davanın reddine, karşı davacı her ne kadar dava açmışsa da harcını belirlenen kesin sürede yatırmadığı gerekçesiyle açılan davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi’nce, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan, uzman doktor kadrosunun ücret karşılığında devrine ilişkin sözleşmenin geçerli olduğunun tespiti ile sözleşme nedeniyle taraflar arasında oluşan muarazanın giderilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 23.01.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Geçici 3. maddesi uyarınca uzman tabip kadrosunun nöroloji, fizik tedavi ve bazı bölümler hariç olmak üzere özel hastanelere uzman tabip kadrosu verildiği, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığının da verilen kadro içerisinde bulunduğunun sabit olduğu, yani davalı hastanenin bu tarihte en az bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanını istihdam edebileceği ancak bu tercihini başka bir kadroda kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince de davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Ancak, 23.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 29245 sayılı Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 11. maddesi ile Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin Geçici 3. maddesine “Bu maddenin yayımı tarihinde ruhsatlı olan özel hastanelerden, bir önceki yıla ait dolu yatağı yüzden az olanlara bir adet; yüzden fazla olanlara iki adet uzman tabip kadrosu bir defaya mahsus olmak üzere verilir. Ancak bu kapsamda, yan dal uzmanlıkları ile nöroloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon, plastik ve rekonstrükstif cerrahisi ve beyin ve sinir cerrahisi uzmanlık dallarından kadro verilmez.” hükmü getirilmiştir. Dolayısıyla, davacı vekilinin davalıya ait hastanenin yatak kapasitesinin ilgili yönetmelik maddesinde yer alan şartları taşımadığı, bu nedenle de yönetmelik kapsamında davalı hastaneye kadro tahsis hakkı tanınmadığı yönündeki itirazları da dikkate alındığında; mahkemece, öncelikle davalıya ait hastanenin yatak kapasitesi ve bir önceki yıla ait dolu yatak sayısı belirlenerek, davalıya ait özel hastanenin ilgili yönetmelik değişikliğindeki şartları taşıyıp taşımadığı hususunda bir araştırma yapılması ve davaya konu sözleşmenin 5. maddesi kapsamında davalıya ait hastaneye kadro tahsis hakkı tanınıp tanınmadığı hususunun tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış ve kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.