Esas No: 2022/3225
Karar No: 2022/6752
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3225 Esas 2022/6752 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2022/3225 E., 2022/6752 K. numaralı boşanma davası kararında, davacı kadının zinaya dayalı davası reddedilirken, davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davası kabul edilmiştir. Ancak, karar temyiz edilmiş ve yapılan incelemede, bölge adliye mahkemesinin hükümleri doğru bulunmamıştır. İlk önce, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davası ile ilgili olarak taraflarca bir kanun yolu başvurusunda bulunulmamasına karşın, bölge adliye mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozulmuştur. İkinci olarak, davacı kadının zina davasının reddine yönelik istinaf talebi esastan reddedilmemiştir. Zina davasında hak düşürücü sürenin dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği ve davacı kadının ıslah dilekçesiyle hak düşürücü süreyi aşmadığı anlaşılmıştır. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: Türk Medeni Kanunu'nun 161, 166/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177/1 ve 355. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından zinaya dayalı davasının reddedilmesi, kusur belirlemesi, manevi tazminat ile nafakaların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davasının kabulü ve boşanmanın ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı erkeğin kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı davasının kabul edilmesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı kadın, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açtığı davasını ıslah etmiş ve zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleriyle boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen 11/11/2020 tarihli ve 2019/534Esas, 2020/537Karar sayılı kararla; tarafların zinadan(TMK m.161) boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiş; kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması(TMK m.166/1) davası yönünden ise hüküm kurulmamıştır. Hükme karşı sadece davalı erkek tarafından boşanma(TMK m.161) ve ferileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Erkeğin istinaf başvurusunu inceleyen bölge adliye mahkemesi; kadının zinaya dayalı davası yönünden hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından reddine karar verilmesi gerektiği ve yine kadının 166/1’e dayalı davası hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığından bahisle; kararın kaldırılması ile dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Akabinde, ilk derece mahkemesince her iki davanın reddine karar verilmiş ve kadının her iki dava yönünden istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, bölge adliye mahkemesi kadının TMK m.166/1’e dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmetmiştir. Hüküm taraflarca yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 2019/534Esas, 2020/537Karar sayılı kararıyla kadının sadece zina(TMK m.161) davası yönünden hüküm kurulmuş ve kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması(TMK m.166/1) davası hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmediğinden bahisle istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. İşbu karara karşı erkeğin yaptığı istinaf başvurusu da kadının zinaya dayalı davası ile feri taleplerinin kabul edilmesine yöneliktir. Bir başka deyişle, erkeğin kadının TMK m.166/1’e dayalı davası hakkında hüküm kurulmaması yönünden bir başvurusu bulunmamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesinde istinaf incelemesinin, kamu düzenine aykırılık görülen haller dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı düzenlenmiştir. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya baska bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Bu itibarla, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davası hakkında hüküm kurulmaması yönünden taraflarca bir kanun yolu başvurusunda bulunulmamasına karşın, bölge adliye mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının reddedilmesine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İlk derece mahkemesinin 2021/284Esas ve 202/657Karar sayılı kararıyla kadının zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davalarının reddine karar verilmiş ve işbu karara karşı kadın tarfından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, görevli Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2022/41Esas ve 2022/42Karar sayılı kararda“...kadının 25/12/2019 tarihli cevaba cevap dilekçesi ekinde birtakım adli soruşturma evrakı sunarak erkeğin sadakatsizliğine vakıa olarak dayandığı, bu durumda eşin zinasını öğrenme tarihinin en geç cevaba cevap dilekçesinin verildiği tarih olan 25/12/2019 olduğu, kadının TMK m.166/1’e dayanan davasını 15/10/2020 tarihinde ıslah ederek TMK m.161 ve 166/1’den boşanma kararı verilmesini talep ettiği, ıslahın öğrenme tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içinde yapılması gerektiği, öğrenme tarihi ile ıslah tarihi arasında 6 aydan fazla zaman geçtiği, davanın ilk önce TMK m.166/1’e dayalı olarak açılması sebebiyle hak düşürücü sürenin durduğu ve kesildiğinden söz edilemeyeceği....” belirtilerek davacı kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı kadın, 05/10/2019 tarihinde evlilik birliğinin temelinde sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, 15.10.2020 tarihli usule uygun ıslah dilekçesi ile davasını zina(TMK m. l61) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması(TMK m. 166/1) hukuki nedenine dayalı boşanma davası olarak ıslah etmiştir. Davacı kadının ıslah dilekçesi incelendiğinde talebin dava dilekçesinin ıslahı niteliğinde olduğu, bu durumda TMK’nın 161. maddesinde belirtilen 6 aylık hak düşürücü sürenin davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Davacı kadın dava dilekçesinde “sadakatsizlik” vakıasına dayanmış ve süresi içinde sunduğu cevaba cevap dilekçesi ekinde de “erkeğin yabancı uyruklu bir kadınla üç gün aynı evde yaşadığı ve maddi olarak dolandırıldığı” iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuş olduğu ihbar dilekçesi ile adli soruşturma evrakını sunmuştur. Adli soruşturma evrakının tetkikinde suç tarihinin 21/06/2016 olduğu ve işbu davanın açıldığı tarih(05/10/2019) itibariyle 6 aylık hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmakta olup; HMK m.177/1’e göre ıslah talebi de tahkikatın sona ermesine kadar her zaman yapılabilir. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesinin zina hukuki nedenine dayalı olarak açılan davada verdiği hükme yönelik istinaf başvurusunun esası incelenecek yerde, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (1.) ve (2.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 05.07.2022 (Salı)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.