22. Hukuk Dairesi 2012/9320 E. , 2013/878 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yol parası, yıllık izin parası, fazla mesai ve maaş zammı farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ....tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 01.11.2007-29.07.2010 tarihleri arasında 05.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yol parası, yıllık izin parası, fazla mesai ücreti ve maaş zammı farkının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, taleplerini 22.02.2012 tarihinde bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ederek artırmıştır.
Davalı vekili, davacının kendi el yazısı ile kaleme aldığı 29.07.2010 tarihli istifa yazısı ile istifa ettiğini, depocu olduğunu, çalışma saatlerinin haftanın beş günü 08.30 - 17.00 arası olduğunu, cumartesi günleri 08.30 - 12.00 ye kadar çalışma yapıldığını, davacının taşıma işini sadece bir aylığına geçici bir süre için yerine getirdiğini, kendisi işten ayrıldığından ücret alacağı bulunmadığını, ayrıca kıdem ve ihbar hakkının da bulunmadığını, yıllık izinlerinin düzenli olarak kullandırıldığını, fazla çalışma yapılmadığını, yıllık maaş zam farkı alacağı olmadığını, ayrıca yol ücreti alacağının da bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, dinlenen taraf tanıklarının beyanları ile Yargıtay içtihatlarına göre 29/07/2010 tarihli davacıya ait istifa dilekçesinin davacının iradesi fesada uğratılarak temin edildiği ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, gerçek ücretinin tanık beyanları ile emsal ücrete göre net 990,00 TL olduğu,tanık beyanlarına göre fazla çalışma yaptığı, yıllık izin ücreti alacağı olduğu, 3 yıllık maaş zam farkı ve 15 günlük yol ücreti alacaklarının ıspatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabilüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
1. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği, taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. Yine İş Kanununda, 5953 sayılı Basın İş Kanunu"nun 14. maddesinde öngörüldüğü gibi ücretin peşin ödeneceği öngörülmemiştir. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanmış olması gerekir.
4857 sayılı Kanun"un 24/II-e bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir.
Somut olayda, davacının iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ettiği, davalının, davacının kendi el yazısı ile kaleme aldığı 29/07/2010 tarihli istifa yazısı ile istifa ettiğini ileri sürdüğü, elyazısıyla yazılmış 29.07.2010 tarihli dilekçede, davacının görevinden 29.07.2010 tarihi itibariyle ayrılmayı arzu ettiğini, çalıştığı süre içinde elinden geleni yaptığını, bu konuda geriye dönük haklarının verilmesi halinde minnettar olacağını beyan ettiği, duruşmada, istifa dilekçesinin tazminat ve alacaklarının ödenmesi karşılığında baskı altında imzalatıldığını belirttiği, davacı tarafından olayın tanığı olduğu iddia edilen tanığın, konuşmaları duymadığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Davacı istifa dilekçesinin baskı altında imzalatıldığını ıspatlayamamıştır. Ancak, istifa dilekçesinde geriye dönük haklarının verilmesinden söz ettiği, yargılama sonucunda da fazla çalışma alacağının ortaya çıktığı dikkate alındığında, iş sözleşmesinin işçi yönünden haklı olarak fesih şartlarının oluştuğu kabul edilerek, ihbar tazminatı isteminin reddi gerekirken yanlış yorum ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.