22. Hukuk Dairesi 2012/30047 E. , 2013/937 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkili davacının davalı işyerinde 01.09.2005 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 06.06.2011 tarihinde feshedildiğini, fesih sebebi olarak" defalarca hatırlatılmasına rağmen göreviyle ilgili dikkati ve özeni göstermediği, görevini önemsemeyerek işyerini zarara uğrattığı" gerekçesi ile fesih edildiğini belirterek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine, buna bağlı haklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, davacının iş yerinde üretim müdürü olarak çalışmaktayken görevini önemsemeyerek hatalı üretime sebebiyet verdiğini, hatalı üretime ilişkin raporların tutulduğunu, pek çok kez sözlü olarak ihtar edildiğini, üretim müdürü olarak davacının en önemli görevi imal edilen ürünlerin depo sayımlarının doğruluğunun ve siparişle uyumluluğunu denetlemek olduğunu, bizzat üretim müdürü olan davacının denetimi ile yükümlü olduğu ürünlerde hata ve depo sayımlarında pek çok kez farklılıklar gözlendiğini, davacının iş akdinin fesih nedenin ise depo sayımında imal edilen bir paket ürünün sayıma hiç dahil edilmediğini, üstüne ithalat için aynı ürüne ilişkin olarak sipariş onayı verdiğini, bu gibi durumlarda müvekkilin siparişten fazla üretim yaparak iş yerini zarara uğrattığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18 ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının davalıya ait işyerinde üretim müdürü olarak çalıştığı, davacının çalışması sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek hatalı üretime sebep olduğu, davacı hakkında tanıtım kartlarında baskı hatası olması, filmlerin bozuk çıkması, baskıda çizikler olması, kartların bozuk çıkması, yanlış tasarım kullanılması nedeniyle işverence düzenlenen birden fazla tutanağın bulunduğu ve davacının bu hatalar nedeniyle uyarıldığı ve ihtar edildiği ancak davacının işinde gerekli dikkat ve özeni göstermemeye devam ettiği, bu sebeplerle davacının iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının davranışları haklı sebep teşkil edecek ağırlıkta olmamakla beraber davalı işverene geçerli sebeple iş sözleşmesini feshetme imkanı vermektedir. Davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından geçerli sebeple feshedildiği anlaşıldığından, mahkemece davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmektedir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 94,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan temyiz harcının istek halinde kendisine iadesine, kesin olarak oybirliğiyle 25.01.2013 tarihinde karar verildi.