Esas No: 2022/1769
Karar No: 2022/1920
Karar Tarihi: 24.11.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1769 Esas 2022/1920 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1769
KARAR NO : 2022/1920
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2022
NUMARASI : 2018/663 Esas 2022/209 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında kurulu bulunan ancak daha sonra feshedilen acentelik sözleşmeleri gereğince müvekillinin acentesi durumunda bulunan davalıdan cari hesaptan kaynaklanan alacaklarının bulunduğunu, bu alacağın tahsili için yapılan icra takibine haksız olarak davalı tarafından itiraz edildiğini, davalının TTK'nın 102.maddesi gereğince müvekkilinin satış memuru ya da ticari vekili olmayıp acentesi olan bir ticarethane işleten tacir olduğunu ileri sürerek, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekilinin davacının acentesi olmadığını, davacı şirkette 1999 yılında işe başladığını, ancak davacının muvazaalı işlemleri sonucunda fiilen işçi olmasına rağmen işveren konumuna getirildiğini, davacının şube müdürü olarak görevini yaptığını, alt işverenlik durumunun söz konusu olmadığı gibi işçi alacaklarının ödenmesi için Akhisar 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/181 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, davada iş mahkemesinin görevli olduğunu savunarak, davanın görev nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk karar ile , iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davalının Akhisar 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/181 esas sayılı dosyasında davacıya karşı açmış olduğu işçilik haklarından kaynaklanan davasının derdest olduğu, görev yönünden reddinin söz konusu olmadığı, acentelik sözleşmesinin 4. maddesinde kiralanan yerin davacı şirkete ait bulunduğu, 9. maddesine göre tanıtım ve faaliyetlerde davacı tarafın talimatlarına uyulacağının belirtildiği, ayrıca davalının da tacir olmadığı, davanın 6102 sayılı TTK'nın 4. ve 5. maddelerine göre ticari dava niteliği bulunmadığından mahkemenin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin İzmir İş Mahkemeleri olduğundan HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın , davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin 2018/631 Esas 2018/584 karar sayılı ilamı ile" mahkemesince taraflar arasındaki ilişkinin acentelik ilişkisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalının davacı tarafın acentesi ya da çalışanı olup olmadığı, davalı tarafın tacir sayılıp sayılmayacağı ve mahkemenin buna bağlı olarak görevli olup olmadığı konusunda tarafların yukarıda izah edilen tüm delilleri ayrı ayrı toplanıp değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi ve taraflar arasında derdest bulunan Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/181 Esas sayılı dosyasının görev yönünden kesinleşmesinin beklenilmesi gerekirken tarafların delilleri toplanmaksızın eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
MAHKEMECE :
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları ve istinaf ilamına göre; Davacının Akhisar 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/181 Esas sayılı dosyasında davacı ... Servisi A.Ş aleyhine işçilik haklarından kaynaklanan alacağın tahsili için dava açtığı, dava dilekçesinde davalının işçisi olduğunu, davalının acentası olmadığını, vekalet sözleşmesinin baskı ile yaptırıldığını iddia edip açıklamış olduğu, bu davanın derdest olduğu, görev yönünden reddinin söz konusu olmadığı ayrıca acentalık sözleşmesinin 4. Maddesinde kiralanın yerin ... kargoya ait olduğu ve ...nun talimatına göre düzenlemesinin yapılmasının öngörüldüğü 9. Maddesindeki reklam tanıtım ve satış faaliyetlerin de ... kargonun talimatlarının sıkı bağlantısının öngörüldüğü, müstakil çalışma şartlarının mevcut olmadığı, İzmir BAM 7. H.D'nin 2018/1363 Esas - 2020/499 sayılı kararında Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesine davacı ... ve davalı ... Kargo arasında işçi ile işveren arasındaki alacak davasında İzmir BAM 7. H.D'nce davacının 2005-2015 yılları arasında davalının işçisi olup olmadıkları hususunun değerlendirilmesi ve işçilik alacakları bakımından karar verilmesi gerektiğinin belirtilmiş olduğu ve davanın da işçilik alacakları olarak vasıflandırılmış olduğu, Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi yargılama sonunda İş Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam ettiği, yargılama sonunda Akhisar Mahkemesinde kurulan İş Mahkemesine devrinin yapılarak iş mahkemesinin 2021/436 Esasında davanın görülmekte olduğu, bu durum itibariyle taraflar arasındaki ilişkinin işçi işveren ilişkisi olduğu ve İzmir BAM 17. H.D'nin, mahkememizin 2017/691 Esas - 2018/26 sayılı kararı incelenmesi sonucunda vermiş olduğu gerekçeli kararda Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/181 Esas sayılı dosyasının görev yönünden kesinleşmesinin beklenmesini de belirtmiş olmasına göre Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın işçi işveren arasında görülen dava olduğu ve Akhisar İŞ Mahkemesine devri yapılarak İş Mahkemesinde davası görülmüş olduğundan İzmir BAM 17. H.D'nin ön gördüğü hususta yerine geldiğinden taraflar arasında işçi işveren ilişkisi olduğu hususu da dikkate alınarak davalının davacı şirketin çalışanı olduğu, davalının tacir olmadığı yapılan iş de mutlak anlamda ticari dava olmadığından 6102 sayılı kanunun 4. ve 5. Maddesine göre dava ticari dava niteliğinde bulunmadığından mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK'nun 114/1-c, 115/2 ve 138/1 maddeleri gereğince davacının dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; taraflar arasında akdedilen acentelik (vekalet) sözleşmesi incelendiğinde bu sözleşmenin bir iş akdi olmadığının görüleceğini, davacının kendi vergi numarası ve kendi SGK iş yeri sicil numarası bulunan bağımsız tacir sıfatına haiz, kendi işçilerini kendisi istihdam eden, işçileri üzerinde işin ifası yönünden emir ve talimat verme yetkisi olan ve işçilerinin her türlü ücret, ikramiye vs. sosyal haklarının ödenmesi ile sorumlu olan, aynı şekilde işçinin işe giriş ve işten çıkış bildirgelerini tanzim ve ilgili makamlara bildiren taraf olarak bizatihi kendisinin işveren konumunda olduğunu, davacının, acente sıfatıyla ticari faaliyette bulunduğunu, davacının aylık sabit bir gelirinin bulunmadığını, davalı ile aralarındaki sözleşmede muvazaa bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etimiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafça acentesi olduğu iddia olunan davalıdan cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe davalı tarafça yapılan itirazın İİK'nın 67.maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme kararı davacı tarafça istinaf konusu edilmiş olup, Dairemizce mahkeme dosyası 6100 sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ele alınmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; Akhisar İş Mahkemesince davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğunun kabulü ile işçilik hakları hususunda karar verilmiş olmasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/02/2022 tarih, 2018/663 Esas ve 2022/209 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcı başlangıçta alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 24/11/2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.