Esas No: 2022/5693
Karar No: 2022/6442
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5693 Esas 2022/6442 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5693 E. , 2022/6442 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Sendikası üyesi olduğunu, davalıya bağlı 19. Bölge trafo merkezinde elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, sendikanın örgütlenmesi üzerine gerçekleştirilen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığı 17.11.2016 tarihli 2016/1265 Esas, 2016/1395 Karar sayılı kararı ile toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girdiğini, davacının davalının hizmet alımı gerçekleştirdiği alt işverenler emrinde çalıştığını ve hâlen çalışmakta olduğunu, davalı ve alt işverenlerin toplu iş sözleşmesi hükümlerini uygulamadığını, ödenmesi gereken alacakları ödemediklerini ve ücret zamlarını gerçekleştirmediklerini ileri sürerek gece çalışması, yakacak yardımı, bayram yardımı, ücret farkı, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ikramiye alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin (g) bendine göre gerçekleştirilen hizmet alım ihaleleri kapsamında yükleniciler Emre Enerji, Yaman Enerji, SY Enerji firmalarında çalıştığını ve çalışmasına devam ettiğini, davacının çalıştığı firmalara davanın ihbarı gerektiğini, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin dava dışı Emre Enerji firması ile sendika arasında gerçekleştiğini, bu nedenle Yüksek Hakem Kurulu kararının İdare açısından başlayıcılığı olmadığını, ihale makamı olan İdarenin alt işverenlerce yapılan toplu iş sözleşmesinden sorumluluklarının 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8 inci maddesi kapsamında düzenlendiği, 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesi birinci fıkrasının (e) bendi düzenlemesi ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) gereği ihale edilen işlerde kamu işveren sendikalarınca sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmesi kapsamındaki haklar için fiyat farkı ödenmeyeceğinin açık olduğunu, dava konusuna dayanak olan hizmet alımının bu düzenlemeler gereğince idareyi bağlamadığını, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi kapsamında İdareye müteselsilen sorumluluk yüklenmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...dava dilekçesinde davacının 01/04/2016-31/03/2018 tarihleri arasında yürürlükte olan TİS hükümleri gereğince işlem yapılmadığından bahisle ücret alacağı talebinde bulunduğu, yürürlük tarihi 01.04.2016-31.03.2018 olan TİS'in Emre Enerji Ltd.Şti. ile Tes -İş Sendikası arasında bağıtlandığı ve uyuşmazlık üzerine uyuşmazlık konusu maddelerin düzenlenmesi konusunda Yüksek Hakem Kurulu başkanlığına müracaat edildiği, YHK Başkanlığının 17/11/2016 tarih, 2016/1265 esas ve 2016/1395 karar sayılı kararının dosya kapsamında mevcut olduğu, davalının İş Kanunu'nun 2/6 maddesi kapsamında asıl işveren olduğu gözetilerek ihale makamı olduğu yönündeki savunmasının yerinde olmadığı, ayrıca davalı tarafça davacının sürekli işçi kadrosuna geçirildiğine yönelik bir savunmada bulunulmadığı gözetilerek "4734 sayılı yasanın 62/1-e maddesi, 6356 sayılı yasa hükümleri gözetilerek ihale edilen işlerde kamu işveren sendikalarınca sonuçlandırılmayan TİS kapsamındaki haklar için fiyat farkı/ücret alacağı ödenmeyeceği" yönündeki savunmasının da yerinde olmadığının anlaşıldığı, davacının sendika üyelik tarihinin 03.02.2016 olduğu, davacının sözleşmenin yürürlük tarihinden önce sendikaya üye olduğu, az yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafın dava dilekçesindeki talebi gözetilerek hesaplamaların TİS'in yürürlükte olduğu ve davacının da sendika üyeliğinin bulunduğu 01/04/2016 ila 31/03/2018 tarihleri için yapılması gerektiği, ücret bordrolarında sadece yemek ve yol ücreti tahakkuku yapıldığı, dosyada alınan hesap bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların doğru olduğu..." gerekçesiyle davanın kabulüne ve gece çalışma ücreti, yakacak yardımı alacağı, bayram yardımı alacağı, ücret farkı alacağı, hafta tatili ücreti alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ve ikramiye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı sendika tarafından seri dava açıldığını, her bir dosya için tam ücretin % 50'si oranında avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacının işçinin yüklenici firmalarda çalıştığını, alacaklardan yüklenici firmaların sorumlu olduğunu, müvekkili Kurumun veya müvekkilinin bağlı olduğu Kamu İşveren Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu kararının mevcut olmadığını, bütün görüşmelerin ve anlaşmaların müvekkilinin bilgisi dışında gerçekleştiğini, dava konusu alacaklar nedeniyle müvekkili Kuruma müteselsil sorumluluk yöneltilmesine imkân olmadığını, faiz yönünden dava konusu alacaklara işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizin uygulanmasına karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve özellikle davalı ... Üretim A.Ş. tarafından, hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3-g maddesi kapsamında yapıldığı, başka bir anlatımla aynı Kanun'un 62/e kapsamında yapılmadığı belirtildiğinden; davalının dava konusu alacaklardan asıl işveren sıfatı ile sorumlu olduğunun anlaşılmasına ve aynı TİS'ten kaynaklı olarak açılan davalarda Yargıtay 22. H.D'nin 23/01/2020 gün ve 2020/78 Esas, 2020/1196 Karar sayılı vb onama ilamlarının da bu doğrultuda olduğu, Dairemizce yapılan ilk derece mahkemesine yazılan müzekkere ve UYAP üzerinde yapılan inceleme neticesinde mahkemece karar verilen dosya sayısı gözetildiğinde karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 22. Maddesinde düzenlenen seri dava şartlarının işbu davada oluşmadığı da görülmekle; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendine göre istisna kapsamında trafo merkezlerinin işletilmesine yönelik hizmet alımı işleri için Yüksek Hakem Kurulu kararı ile bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının ödenmesinin mümkün olmadığını, tarafları dava dışı Şirket ile ... Sendikası olan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarından İdarenin sorumlu tutulamayacağını, dava konusu alacaklara işletme kredisi faizinin uygulanmasının ve davalı aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti miktarının hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasında, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, bu alacaklardan davalının asıl işveren sıfatı ile sorumlu olup olmadığı, alacaklara uygulanan faiz ile vekâlet ücreti uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
1.4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi.
2. 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır."
3. 6356 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:
" Toplu iş sözleşmesine dayanan eda davalarında, temerrüt tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
"
4. 4857 sayılı Kanun'un "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."
3. Değerlendirme
Dosya içeriğinin bir üst başlıkta yer verilen mevzuat doğrultusunda incelenmesinde; dava dışı Şirket ile ... Sendikası arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine Yüksek Hakem Kurulunun 17.11.2016 tarihli ve 2016/1265 Esas, 2016/1395 Karar sayılı kararı ile 01.04.2016-31.03.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin karara bağlandığı, davalı ...Ş. (TEİAŞ) ile dava dışı Şirket arasında 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi uyarınca yapılan sözleşme ile asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulduğu, davalı TEİAŞ'ın alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca sorumlu olması gerektiği, ayrıca hükmedilen faizin ve karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücretinin doğru olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2022 tarihinde, oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.