Esas No: 2022/998
Karar No: 2022/6448
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/998 Esas 2022/6448 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/998 E. , 2022/6448 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2020 tarihli ve 2019/907 Esas , 2020/700 Karar sayılı karraı ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 08.04.2021 tarihli ve 2020/3093 Esas, 2021/907 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Kurum bünyesinde Şirketin asıl işi niteliğindeki kömür üretim faaliyeti işinde çalıştığını, işçi temininin muvazaalı olduğunu, davacının baştan beri davalı Kurumun işçisi sayılması gerektiğini, 2016 yılının başında müvekkilinin muvafakatı alınmadan ücretinin düşürüldüğünü, bu nedenle bir kısım işçilik alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek fark ücret ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile Kurum arasında herhangi bir bağ ve sözleşme bulunmadığını, Kurumun ihale makamı olması sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığını, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, davacının ilave tediye alacağı hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile taşeron şirketler arasında imzalanan ihale sözleşmelerinin muvazaalı olduğu, davacının Kurum işçisi sayılması sebebiyle ilave tediye ücretine hak kazandığı, ücret düşürülmesi iddiasına ilişkin olarak dosya kapsamında davacının muvafakatinin alındığı ya da yeni bir iş sözleşmesi yapıldığına dair yazılı herhangi bir belge sunulmadığı, bu nedenle işçinin rızası olmadan ücretinin düşürülmesi mümkün olmadığından davacının fark ücret alacağına da hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, bilirkişi raporundaki hesaplamaların hatalı olduğunu, davalı Kurumun ihale makamı olduğunu ve Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“...Hizmet alım sözleşmesi, idari ve teknik şartname ve protokolden verilen işin; davalı kurum uhdesinde olan ve cins, mevki ve sınır koordinatları belirtilen sahadan, idare tarafından bir kısmı yüklenicinin kullanımına bedelsiz olarak verilecek bina, tesis, makine, teçhizat ve yeraltı galerileri ile yüklenicinin temin edeceği ilave makine, teçhizat, tesis ve personel ile bütün masraflar yükleniciye ait olmak üzere, yer altı işletme yöntemiyle kömür üretme işi olduğu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişleri tarafından düzenlenen 22.10.2010 tarih ve B.12.0.ÇGM.1.166.43- 71.43-7/3968 sayılı müfettiş raporunda, TKİ ile hizmet alım sözleşmeleri yapılan firmalar arasındaki ilişkinin muvazaa olduğunun tespiti üzerine asıl işveren olan TKİ ile alt işverenler ... Madencilik San. Ve Tic. A.Ş.,...Madencilik San. Ve Tic. Ltd. Şti., Yapı Tek-...Adi Ortaklığı tarafından açılan dava sonucu ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin 2010/581 E. 2011/484 K. sayılı kararı ile; lavvar-kömür üretimi ve galeri açma işlerinde uzmanlık bakımından GLİ'nin yetersiz olmadığı, kullandığı teknolojinin taşeron firmaların teknolojisinden daha üstün olduğu, teknik bilgi olarak da bu firmalardan daha çok bilgiye sahip bulunduğu, kurulan ilişkinin muvazaalı olduğu dolayısıyla hizmet alım ihalelerinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın kesin nitelikte olması nedeniyle temyiz isteminin reddedildiği; yine davacı ... Maden. Turizm A.Ş. ile davalı Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında görülen dava sonucunda ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin 2012/14- 2012/44 E.K. sayılı kararı ile "yer altı kömür üretimi ve galeri açma" alt işverenlik sözleşmesinin muvazaa olduğu kubul edilerek davanın reddine karar verildiği ve hükmün Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2012/12370 - 2012/11185 E.K. sayılı ilamıyla onandığı anlaşılmaktadır.
Yer altı kömür üretimi ve galeri açma işi davalının asıl işi olup, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren bir iş olmaması, alt işverenler ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun yargı kararları ile de tespit edilmiş olması, davacı ile aynı işi yapan işçilerin muvazzaa tespiti talebiyle açtığı, lehlerine sonuçlanan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen dava dosyaları değerlendirildiğinde davalı idare ile ihbar olunan şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.
... Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak buna göre karar verildiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararı yerindedir.
... " gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, davacının çalıştığı ihaledeki işin yardımcı iş olduğunu, ücretlerin firmalarca belirlendiğini, davacının ücretlerinin düşürüldüğünü iddia ettiği dönemde farklı şirketlerde çalıştığını, her dönem başlangıçlarında yüklenici firmayla yeni iş sözleşmesi imzaladığını, bu nedenle davacının "muvafakati alınmadan ücretinin düşürüldüğü'" iddiasının gerçeği yansıtmadığını, harçların tamamından sorumlu tutulmalarını kabul etmediklerini ve vekâlet ücretinin yanlış hesaplandığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ... Genel Müdürlüğü ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve davacının muvafakati alınmadan ücretinin düşürülüp düşürülmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan işçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun
'un 1 inci maddesi şöyledir;
"Umumi, mülhak ve hususi bütçeli dairelerle mütedavil sermayeli müesseseler, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlarla belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller, 3460 ve 3659 sayılı kanunların şümulüne giren İktisadi Devlet Teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum, banka, ortaklık ve müesseselerinde müstahdem olanlardan İş Kanununun şümulüne giren veya girmiyen yerlerde çalışmakta olan ve İş Kanununun muaddel birinci maddesindeki tarife göre işçi vasfında olan kimselere, ücret sistemleri ne olursa olsun, her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılır."
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."
3. 4857 sayılı Kanun’un "Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi" kenar başlıklı 22 nci maddesi şöyledir:
" İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.
Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz. "
4. 4857 sayılı Kanun'un "Ücretten indirim yapılamayacak haller" kenar başlıklı 62 nci maddesi şöyledir:
"Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz."
5. Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulma şartları" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şöyledir:
"Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır."
3. Değerlendirme
1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Alt işveren, bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımlara göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir.
3. Alt İşverenlik Yönetmeliği'nde asıl iş "mal veya hizmet üretiminin esasını oluşturan iş" olarak tanımlanırken, yardımcı iş "İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iş" olarak tanımlanmıştır.
4. Dosya içerisinde mevcut hizmet alım sözleşmelerinden ihale konusu işin "..., GLİ Açık ocaklarında çalışan 7820 Marion Dragline Elektrikli Ekskavatör(40 Yd3) 1 Adet, 2300 XP...Elektrikli Ekskavatör(20 Yd3) 5 Adet ve 1900 AL...Elektrikli Ekskavatör(10 Yd3) 7 Adet Elektrikli Ekskavatörün 1 yıl(366 Takvim Günü) süreyle 1 kişi Makine Mühendisi, 1 kişi Elektrik Mühendisi, 2 kişi Makine Teknikeri, 1 kişi Elektrik Teknikeri, 14 kişi Mekanik bakımcı, 9 kişi Elektrik Tamir-Bakımcı, 3 kişi Kaynakçı, 10 kişi İş Makine Yağcı olmak üzere toplam 41 kişiye teknik şartnamede belirtilen tamir-bakım işlerinin yaptırılması ve şoförüyle birlikte 4x4 pikap, kamyonet ve minibüs kiralaması işi” olduğu anlaşılmaktadır.
5. Söz konusu periyodik bakım ve onarım ihalesinde mekanik tamir ustası olarak çalışan davacının hizmet alım sözleşmelerine uygun şekilde çalıştırıldığı, alt işverene verilen işin doğrudan üretim organizasyonu içinde yer alan bir iş olmayıp yardımcı iş kapsamında olduğu, davalı Kurum ile diğer dava dışı şirketler arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olarak kurulduğu anlaşılmaktadır.
6. Mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen davacı tanıkları; davacının mekanik tamir ustası olarak çalıştığını, arıza üzerine durumun makine sicil birimine bildirildiğini, makine sicil biriminin ise yüklenici firmanın teknik personeline arızayı ilettiğini, iletilen arızanın yüklenici firma işçileri tarafından giderildiğini beyan etmişlerdir.
7. Davalı Kurum tarafından dava dışı şirketlere verilen iş yardımcı iş niteliğindedir. Yardımcı işin bir kısmının alt işverene verilmesi mümkündür. Başka bir anlatımla, hizmet alımı yapılan yardımcı işte hem asıl işverenin hemde alt işveren işçisinin çalışması asıl işveren-alt işveren ilişkinin geçerliliğine halel getirmez. Bu itibarla davalı ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının davalı Kurumun işçisi olduğuna ilişkin tespit yerinde değildir. İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince davacının işe girdiği tarihten itibaren davalının işçisi olduğunun tespitine yönelik talebinin ve ilave tediye alacağının reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.