Esas No: 2022/4474
Karar No: 2022/6427
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4474 Esas 2022/6427 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4474 E. , 2022/6427 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.05.2022 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat...ile davacı vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 27.03.2013-25.04.2018 tarihleri arasında davalının yurt dışı ofislerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, müvekkilinin çalıştığı sürede fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışmaları karşılığı ücretlerinin ödenmediğini, aylık net 2.250,00 USD ücret aldığını, aylık ücretin bir kısmının elden yurt dışında ihtiyaçlarını görmesi için verilerek kalan kısmının bankadan ödendiğini belirterek bakiye ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının 27.03.2013-25.04.2018 tarihleri arasında müvekkili işverenin Türkmenistan’da bulunan işyerinde ofis teknikeri olarak çalıştığını, davacının ücretinin 1.250,00 USD olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2018/225 Esas, 2019/484 Karar sayılı ilâmı ile banka kanalı ile davacıya değişen miktarlarda “maaş + fazla mesai” açıklaması ile USD üzerinden ödemeler yapıldığının görüldüğü, dava kapsamında yapılan ödemelerin ne kadarının fazla çalışma ücreti olarak ödendiğine dair ücret bordrosu ya da benzeri belgeler sunulmadığı, davacı tanıklarının da davacının iddiasını desteklediği, tüm bunlar dikkate alındığında davacı işçiye yapılan ödemenin tamamının ücret olarak yatırıldığı kanaatine varıldığı, tanık beyanları ile fazla çalışma yapıldığının kanıtlandığı, davacının haftanın altı günü 08.00-21.00 saatleri arasında günde 13 saatlik çalışmadan 1,5 saat ara dinlenmesinin düşülmesi ile haftada 69 saat çalıştığı ve 24 saat haftalık fazla çalışma yaptığı, millî bayram ve resmî tatillerin tamamında çalıştığı, Kurban Bayramı'nda iki gün, Ramazan Bayramı'nda ise bir gün izin kullandığı, davacının ayda iki kez hafta tatillerinde çalıştığının tespit edildiği, davacıya fesihten sonra 25.05.2018 tarihinde 2.543,33 USD fazla çalışma ödemesi yapıldığı ve bu tutarın mahsup edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını,
Mahkemece tespit edilen ücretin hatalı olduğunu, davacının tazminatlarının tamamının ödenmiş olduğunu, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günü ücret alacaklarının bulunmadığını, davacının izinli ve raporlu olduğu günlerin alacak hesabında dikkate alınmaması gerektiğini, husumetli tanık beyanlarına dayanılarak karar verilmesinin mümkün olmadığını, davacı tanıklarının davacı ile aynı işi yapan kişiler olmadığını, bu nedenle davacı tarafın çalışmasını bizzat görüp izlemediklerini, işe giriş ve işten çıkış saatlerini de bizzat görme ihtimallerinin olmadığını, hakkaniyet indiriminin yetersiz olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.06.2021 tarihli ve 2020/3186 Esas, 2021/1131 Karar sayılı ilâmı ile davacı tarafından dosyaya sunulan ücret belgeleri, ekstre, personel avans hesabı ve banka kayıtlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu iş sözleşmesinin fesih tarihi itibarıyla davacının ücretinin net 2.250,00 USD olduğu, dinlenen tanık beyanları göz önüne alınarak davacının haftada altı gün günlük 13 saat, yasal ara dinlenme süresinin düşülmesiyle 11,5 saat çalıştığı, dolayısıyla haftalık 24 saat fazla çalışma yaptığının kabulü ile bu kapsamda hesaplama yapılmasının yerinde olduğu, hesaplama yapılırken davacının yıllık izinlerini kullandığı ve Türkiye'de bulunduğu dönemlerin dışlandığı, davalı Şirkete karşı davası olduğu beyan edilen davacı tanıkları hakkında gerçek dışı beyanda bulundukları yönünde ciddi ve inandırıcı deliller ileriye sürülüp ispatlanmadığı, dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarının davacı ile aynı yerde bizzat çalıştıkları, tanıkların hepsinin davacıdan önce işe başladıkları, davacının tüm çalışmasını kapsayacak şekilde birlikte çalıştıkları döneme ilişkin görgüye dayalı beyanda bulundukları, takdiren % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış olup sözü edilen indirimin dosya içeriğine uygun düştüğü gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 19.10.2021 tarihli ve 2021/8912 Esas, 2021/14493 Karar sayılı ilâmı ile özetle diğer temyiz itirazları yerinde görülmeyerek, dava dilekçesinde ihbar tazminatı alacağının bir kısmının davalı işveren tarafından ödendiği, bakiye 1.493,34 USD ihbar tazminatı alacağı kaldığı, ücretin ise 2014 yılı Mayıs ayına kadar net 2.000,00 USD olduğu belirtilmiş olup bu beyanların davacı tarafı bağlayacağı gözetilmeden ve davacının taleplerini aşar şekilde fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, davacının fazla çalışmalarının tanık beyanlarına göre kabulünde isabetsizlik yok ise de dosya kapsamı, yapılan işin niteliği ve özellikle davacı tanığı S.B.G.’nin beyanları dikkate alındığında, işyerinde saat 19.00’dan sonra yapılan çalışmanın haftanın beş günü ile sınırlı olarak ispatlandığı, kabul edilenin aksine davacının sürekli saat 21.00’e kadar çalıştığı hususunun tanık beyanları ile tam olarak ispatlanamadığının anlaşılmasına göre davacının fazla çalışmasının haftanın beş günü 08.00-21.00 saatleri arasında bir günü ise 08.00-19.00 saatleri arasında yasal ara dinlenme sonrası haftalık 22,5 saatle sınırlı olarak ispatlandığının kabulü gerektiği gerekçeleri ile karar bozularak dosya kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinde, ihbar tazminatı alacağının bir kısmının davalı işveren tarafından ödendiği, bakiye 1.493,34 USD ihbar tazminatı alacağı kaldığı belirtilmiş olup bu beyanlar davacı tarafı bağlayacağından, taleple bağlı kalınarak ihbar tazminatına hükmedildiği, davacının fazla çalışmasının haftanın beş günü 08.00-21.00 saatleri arasında, bir günü ise 08.00-19.00 saatleri arasında yasal ara dinlenme sonrası haftalık 22,5 saatle sınırlı olarak ispatlandığı, millî bayram ve resmî tatillerin tamamında çalıştığı, Kurban Bayramı'nda iki gün, Ramazan Bayramı'nda ise bir gün izin kullandığı, davacının ayda iki kez hafta tatillerinde çalıştığının tespit edildiği, dava dilekçesinde davacının ücretinin 2014 yılı Mayıs ayına kadar net 2.000,00 USD olduğu belirtilmiş olup bu beyanlar davacı tarafı bağlayacağından, davacının 2014 yılı Mayıs ayına kadar 2.000,00 USD ücret aldığı dikkate alınarak resen hesaplama yapıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, somut olayda Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiğini ve istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri sebeplerle kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücretinin tespiti ile dava konusu alacakların hüküm altına alınmasında taleple bağlılık kuralına aykırı davranılıp davranılmadığı, fazla çalışma alacağının hesabı ve bozma sonrası kurulan hüküm noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’da (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda) usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
3. Değerlendirme
1. Dairemizin yerleşik kararlarında da belirtildiği gibi bozulan karar, sonradan verilen kararın eki niteliğinde değildir. Hüküm bozulmakla tamamen ortadan kalkar. Hükmün bozulması üzerine mahkemece, davacının talep ettiği tüm alacaklarla ilgili kabul veya ret yönünde yeniden hüküm kurulmalıdır.
2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak direnme kararı veremeyeceği gibi hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalan bölümleri hakkında da yeni bir karar veremez. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
3. Mahkemece, bozma ilâmı doğrultusunda, yukarıda yapılan açıklamalara uygun şekilde hüküm kurulduğu, bozmaya konu alacaklar yönünden de bozma gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.