
Esas No: 2022/4202
Karar No: 2022/6392
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4202 Esas 2022/6392 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4202 E. , 2022/6392 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2020 tarihli ve 2019/237 Esas, 2020/707 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın taraflarca istinaf edilmesine üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli ve 2021/489 Esas, 2021/1061 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ve davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre reddedilen ve davacı tarafça temyize konu edilen toplam miktar 25.438,44 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 09.10.2005 tarihinde temizlik görevlisi/çay servisi vb. beden işçisi olarak işe başladığını ve 27.11.2018 tarihine kadar kesintisiz bir şekilde çalıştığını, haklı bir sebep gösterilmeden işten çıkarıldığını ancak hak ettiği kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini, müvekkilinin çalıştığı süre boyunca yaz ve kış farkı olmaksızın kesintisiz bir şekilde haftanın yedi günü çalıştığını ve her gün olacak şekilde fazla çalışma yaptığını, karşılıklarının ise ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca hiç yıllık izin kullanmadığını, ücreti asgari ücret olmasına rağmen asgari ücretin altında ödeme yapıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatili ücreti ile ücret alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini kıdem tazminatını hak etmeyecek şekilde sonlandırdığını dosya kapsamı ile ispat edemediği, bu sebeple davacının kıdem tazminatı alacak hakkı olduğu; aylık ortalama 225,00 TL eksik ödemeden kaynaklı ücret ile son iki ayın ücretinin ödenmediği, iş sözleşmesini haklı sebeple olsa dahi kendisi fesheden işçinin ihbar tazminatını hak etmeyeceği, dosyada davacının izin kullandığına dair belge bulunmadığından yıllık izin ücretine hak kazandığı, tanık beyanlarına göre davacının haftalık fazla çalışma süresinin 39 saat olduğu, 15 günde bir hafta tatili iznini kullandığı, ayrıca ödenmeyen ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin işyerinden istifasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, davalı Şirketin müvekkilinin ücretlerini yıllarca eksik ödediğini, buna rağmen müvekkilinin işsiz kalmamak amacıyla işe devam ettiğini, istifa etmesinin söz konusu olmadığını, bu nedenle ihbar tazminatının da ödenmesine karar verilmesi gerektiğini; davalı Şirketin kendisini vekil ile temsil ettirmemesi, davaya cevap vermemesi ve arabuluculuk görüşmelerine dahi katılmamasına rağmen mahkemece davalı Şirket lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının kendi isteğiyle işten ayrılmasına rağmen kıdem tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde davacıya ait banka hesap ekstrelerinin dosya arasına alınmasını talep ettiğini ancak Mahkemenin buna rağmen banka hesap ekstrelerini dosya arasına almadığını, bu nedenle ödenmeyen ücret alacağının müvekkili Şirket aleyhine olacak şekilde hesaplandığını; bir işçinin her gün fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanıklarının davacının ücretlerini alamadığı için işten kendisinin ayrıldığını beyan ettikleri, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında da davacının aylık ücret, fazla çalışma ücreti ve diğer bir kısım ücret alacaklarının olduğunun belirlendiği anlaşıldığından davacının kıdem tazminatına hak kazandığına yönelik kabulünün yerinde olduğu, iş sözleşmesini haklı sebeple dahi olsa fesheden işçinin ihbar tazminatına hak kazanamayacağı; ücret alacağı yönünden davacının asgari ücretten her ay 225,00 TL daha az ücret aldığı ve son iki ay hiç ücret almadığı yönündeki kabulünde isabetsizlik bulunmadığı; fazla çalışma ücreti yönünden ise davacının tüm çalışma süresinde haftanın yedi günü çalıştığı kabulü üzerinden hüküm kurulmasının isabetli olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi maddesi gereğince esastan reddine ve davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının kendi isteğiyle işten ayrılmasına rağmen kıdem tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde davacıya ait banka hesap ekstrelerinin dosya arasına alınmasını talep ettiğini ancak mahkemenin buna rağmen davacının banka hesap ekstrelerini dosya arasına almadığını, bu nedenle ödenmeyen ücret alacağının müvekkili şirket aleyhine olacak şekilde hesaplandığını, bir işçinin her gün fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu ve temyiz dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 24, 41, 44, 46, 47, 53 ve 120 nci maddeleri ile mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Bir üst başlıkta yapılan açıklamalar ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçenin yerinde olduğu görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
B. Davalı Temyizi Yönünden
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
T.H.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.