Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4406
Karar No: 2022/6418
Karar Tarihi: 24.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4406 Esas 2022/6418 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/4406 E.  ,  2022/6418 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 26. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Anadolu 7. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

    Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

    Duruşma günü davalı vekili Avukat Ayşe Ece Yılmaz ile davacı vekili Avukat Muharrem Aldemir geldiler.

    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

    Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2005-2012 yılları arasında davalı işverenin yurt dışında bulunan şantiyelerinde altyapı ve ölçme departman amiri olarak net 4.300,00 USD ücret ile çalıştığını, haftanın yedi günü 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve nedensiz olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı işçinin müvekkili işverenlik nezdinde 10.10.2005 - 27.04.2010 ve 28.03.2011-23.09.2012 tarihleri arasında olmak üzere kesintili şekilde çalıştığını, son dönem iş sözleşmesinin davacının da rızasıyla iş bitimi nedeniyle sonlandırıldığını, önceki dönemlerde de iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanılacak şekilde feshedildiğine ilişkin olarak ispat yükünün davacıya ait olduğunu, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, ayrıca fazla çalışmalarına ilişkin alacaklarının kendisine ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.


    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tüm hizmet dönemlerinin tazminat ödemesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğine ilişkin ispat külfeti kendisine düşen davalı yanın bu yükünü yerine getiremediğini, iş sözleşmesinin davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanacağı şekilde sonlandırıldığını, dinlenen tanıklar işyerinde fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışmaları yapıldığını beyan ettiklerinden davacının bu husustaki iddiasını ispat ettiğini, davalı işverenin ise ispat edilen işbu çalışma ücretlerinin ödendiğini yazılı delille ispat edemediğini, tanık beyanları ve zamanaşımı savunması da dikkate alınarak belirlenen fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti taleplerinin hüküm altına alınmasına karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.


    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle davacının davalıya ait işyerinde aylık net 4.400,00 USD sabit ücretle çalıştığının davalı ikrarı ve işyeri kayıtları ile ispatlanmış olduğunu, Mahkemece resmi vekâlet ücreti eksik tespit edilerek hüküm kurulmuş olduğunu, eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.
    2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle davacının ihbar tazminatına hak kazandığı anlamına gelmemek kaydıyla birlikte ıslah dilekçesinde 9.979,28 USD ihbar tazminatı talebinde bulunulmasına rağmen Mahkeme tarafından 9.137,87 USD ihbar tazminatının kabulüne karar verildiğini ancak fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmemiş olduğunu, bilirkişinin Mahkemenin aynı nitelikteki başka dosyalarda davacının net ücretinin brüt ücrete eşit olduğunu kabul ederek hesaplama yaptığını, Mahkeme tarafından da bu doğrultuda karar verildiğini, işbu dosyada aksi yönde hesaplama yapılıp bu hesaplamanın Mahkeme tarafından kabul edildiğini, böylece bilirkişi raporları ve Mahkeme kararlarının birbirleri ile çeliştiğini, davacının ücretini yazılı delillerle ispatlamalarına rağmen bilirkişi raporunda ücret bordroları ile yurt dışı hizmet sözleşmesi gözardı edilerek davacının ücrete yönelik beyanının dikkate alındığını, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, davacının yurt dışı çalışmasında vergiyi doğuran olay yurt dışında gerçekleştiği için davacının net ücretinin aynı zamanda brüt ücret olduğunu, davacının ücreti ve çalışma sürelerine ilişkin bilgisinin dava dilekçesinde görüleceği üzere tam olduğunu, bu bakımdan belirsiz alacak davası olarak işbu davayı açmasında hukuki yarar olmadığından davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı yurt dışında çalıştığından topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı ya da isteğe bağlı sigorta olup olmadığının belirlenmesi için gerekli bilgilerin davalı işverende bulunduğu dikkate alındığında, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 37 nci maddesine göre işveren işçinin ücretini gösteren imzalı hesap pusulası veya bordro gibi belgeleri düzenlemek ve 4857 sayılı Kanun’un 75 inci maddesine göre, işçinin özlük dosyasını sunmakla yükümlü olduğunu, bu konuda davalı tarafça davacının topluluk sigortasından mı isteğe bağlı sigortadan yararlandığını bilebilecek olan işveren bu konuda hiçbir açıklama yapmadığı ve bilgi vermediğini, bu nedenle, bordrolarda gözüken ücretlerin net ücret olarak belirlenmesinde hata bulunmadığı, cevap dilekçesinde iş sözleşmesinin iş bitimi gerekçesiyle feshedildiğinin belirtildiği, bu durumda sunulan istifa dilekçelerine itibar edilemeyeceği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacı tanıkları tarafından işveren aleyhine benzer mahiyette dava açmış olup işverenle husumetli olması nedeniyle beyanları tek başına hükme esas alınamaz ise de istinaf ve temyiz incelemesinden geçen emsal dava dosyalarında benzer çalışma koşullarına tabi işçiler yönünden fazla çalışma yapıldığının kabul edildiği, davacı tanıklarının anlatımına göre davacının 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığı, 1.5 saat ara dinlenme süresi indirildiğinde, haftalık 45 saati aşan 18 saat fazla çalışmasının bulunduğu, ayda iki hafta tatili gününde çalıştığı, hafta tatili çalışmasından dolayı 7.5 saati aşan 3 saat fazla çalışma dikkate alındığında, davacının bir hafta 18 saat, bir hafta 21 saat olmak üzere ortalama haftalık fazla çalışma süresinin 19.5 saat olduğu, dinî bayramlarda bir gün dışında genel tatil günlerinde çalıştığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının izinde olduğu iki haftalık (15.09.2011-30.09.2011 tarihleri arasındaki) sürenin, fazla çalışma ve hafta tatili çalışma alacağı hesaplamasından dışlanmamasının hatalı olduğu, cevap dilekçesinde ücretin 4.400,00 USD olduğunun belirtildiği, yukarıda ücret kısmında yapılan açıklamalara ve ücret bordrolarına göre davacının ücretinin net 4.400,00 USD olduğunun anlaşıldığı, iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 23.09.2012 tarihinde geçerli Merkez Bankası döviz kurlarına göre, 1 USD=1.8028 TL olup, 4.400 USD x 1.8028 = 7.932,32 TL olarak dikkate alınacağı, bu tutarın brütünün 10.350,84 TL olduğu, 200 USD x 1.8028 = 360,56 TL’nin ilavesiyle giydirilmiş brüt ücretin 10.711,40 TL olarak tespit edildiği, uyuşmazlık konusu alacakların yabancı parayla tahsili talep edildiğinden, bu alacaklara 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarınca USD üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri

    1.Davacı vekili, aylık brüt ve giydirilmiş brüt ücretin hatalı tespit edildiğini, haftalık fazla çalışma süresinin eksik tespit edildiğini, brüt ücretin hatalı tespit edilmesi nedeniyle hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının eksik hesaplandığını belirterek kararı temyiz etmiştir.

    2.Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebeplerini tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacının ücret miktarı yönünden talep aşımı olup olmadığı ve brüt ücretin tespiti noktalarında toplanmaktadır.


    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi ile 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi.

    3. Değerlendirme
    1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2. 6100 sayılı Kanun'un taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26 ncı maddesine göre, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."

    3.Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince bordrolarda belirtilen ücretin net olduğu ve buna göre davacının ücretinin net 4.400,00 USD olduğu kabul edilmiş ise de dava dilekçesinde, davacının son ücretinin net 4.300,00 USD olduğu belirtilmiştir. Dava dilekçesindeki beyanın davacı tarafı bağlayacağı gözetilmeden, talep aşılarak net 4.400,00 USD ücret kabul edilmesi hatalıdır.

    4. Davacının bilinen net ücretinden bilinmeyen brüt ücreti hesaplanırken, net ücrete eklenecek kesintilerin ne olduğu konusunda da taraflar arasında anlaşmazlık bulunmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince davacının ücreti net 4.400,00 USD kabul edilmiş, bu tutarın Türk lirası karşılığı 7.932,32 TL olarak belirlenmiş ve bu miktarın brüt tutarı 10.350,84 TL olarak hesaplanmıştır. Bu noktada özellikle davacı işçinin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 86 ncı maddesinde düzenlenen topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 6 ncı madde ve 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi hükümleri de dikkate alınarak isteğe bağlı sigortalılık durumunun bulunup bulunmadığı brüt ücretin hesabında belirleyicidir. Dosya kapsamından davacının topluluk sigortasına tabi olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca ücretten yapılan vergi kesintilerinin dayanağı da belli değildir. Davacının topluluk sigortası veya isteğe bağlı sigorta kapsamında olmasına göre ödenecek prim miktarları farklılık gösterdiğinden, Bölge Adliye Mahkemesince davacının sigortalılık durumu ve vergi hususu netleştirilmeden brüt ücretin belirlenmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle öncelikle davacının sigortalılık durumu açıklığa kavuşturulmalı, buna göre davacının ücretinden kesilmesi gereken prim ve vergiler tespit edildikten sonra brüt ve net ücreti belirlenmelidir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hükmün bozulması gerekmiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Davalı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıya, davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

    Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

    24.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi