21. Hukuk Dairesi 2016/12207 E. , 2018/1866 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalı ... Kurumu vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 28.02.1983 tarihinden 31.05.1988 tarihine kadar ... Spor, 17.06.1988-31.05.1990 arası ... Spor, 31.05.1990-31.10.1991 arası ... Spor, 14.08.1992-23.11.1992 arası ... Spor, 28.12.1992-31.05.1994 arası ... Spor, 28.08.1996- 31.05.1997 arası ... spor da profesyonel futbolcu olarak, 15.09.2006-31.05.2007 arası da ... Büyükşehir ... sporda antrenör olarak çalıştığını, kurumda gösterilmeyen toplam 2158 hizmetinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 28.02.1983-31.12.1983 tarihleri arasında 330 gün davalı ..., 01.01.1986-31.12.1986 tarihleri arasında 24 gün davalı ..., 01.01.1987-31.12.1987 tarihleri arasında 10 gün davalı ..., 01.01.1988-30.05.1988 tarihleri arasında 10 gün davalı ..., 31.05.1990-13.11.1990 ( askere gitmesinden bir gün öncesi) tarihleri arasında 36 gün davalı ..., olmak üzere toplam 383 günlük çalışmasının davalı kuruma bildirilmesi gerektiği tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet tespitine yönelik talebinin bir kısmının hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa"dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı)
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 01.01.1984- 31.12.1985 arası ... nolu işyeri, 1986/1. dönem- 1988/2. dönem arası ... nolu işyeri, 16.07.1988- 30.05.1990 arası ... nolu işyeri, 1990/2. dönem- 1990/3. dönem arası ... nolu işyeri, 10.09.2002- 31.07.2004 arası ... nolu işyeri, 15.07.2005- 01.08.2006 arası ... nolu işyerinde sigortalı çalışmalarının bulunduğu, 14.11.1990- 16.05.1992 tarihleri arasında askerlik görevini yerine getirdiği, TFF" nin davacının profesyonel futbolcu olarak sözleşmesi bulunan klüplere ilişkin davacının sunduğu 17.08.2011 tarihli yazısında; 28.02.1983-30.06.1984, 01.07.1984- 30.06.1986, 01.07.1986- 31.05.1988 tarihleri aasında ...spor, 17.06.1988- 31.05.1990 tarihleri arasında ..., 31.05.1990- 31.10.1991 tarihleri arasında ...spor, 01.11.1991- 23.11.1992 tarihleri arasında ..." da geçici transferle, 14.08.1992- 23.11.1992 tarihleri arasında ..., 28.08.1996-31.05.1997 tarihleri arasında ... arasında profesyonel futbolcu sözleşmesi olduğunun belirtildiği, TFF" nin 25.04.2014 tarihli yazısında ise davacı ile ...spor arasında; 28.02.1983- 30.06.1985, 01.07.1984- 30.06.1986, 01.07.1986- 31.05.1988, 31.05.1990- 31.05.1992, 11.08.2005- 31.05.2006, 13.04.2006- 31.05.2006, ... yurdu ile arasında; 17.06.1988- 31.05.1990, ... Klübü ile arasında; 14.08.1992- 31.05.1993, ...spor ile arasında; 28.08.1996- 31.05.1997, ... Büyükşehir Belediyesi ...spor klübü arasında; 15.09.2006- 31.05.2007 tarihleri arasında tek tip profesyonellik sözleşmesi imzalandığı, 01.11.1991- 31.05.1992 tarihleri arasında davacı ile ... arasında tek tip geçici transfer ve karşılıklı futbolcu değişim sözleşmesinin imzalandığı, tanık dinlenmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece davacının ...a geçici transfer olması nedeniyle davalı ... nezdindeki çalışmasının kesintiye uğradığı ve bu nedenle talep edilen diğer dönem yönünden 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle ret kararı verilmiş ise de, taraflar arasında 1990-1992 yılları arası dönem yönünden sözleşme yapılmış ve davalı ... tarafından işe giriş bildirgesi verilmiştir. Geçici olarak bir başka kulübe transfer olunması taraflar arasındaki sözleşmeyi etkilememektedir. 01.11.1991- 31.05.1992 dönemini içeren Geçici Transfer ve Karşılıklı Futbolcu Değişimi Sözleşmesi kapsamında davalı ... kulübünden davalı ..." a geçici transfer olan davacının bu hizmetinin kiralama yöntemiyle gerçekleşmiş olması karşısında davalı ... kulübünde süregelen çalışmasının kesintiye uğramadığı da açıktır. Dolayısıyla davacının geçici transferle bir başka kulübe gitmesi davalı ... nezdindeki çalışmasını kesmeyecektir. Bu durumdada hak düşürücü süreden de bahsedilemeyecektir.
Yapılacak iş, öncelikle davacının ...spor klübü tarafından geçici transfer olarak görevlendirildiği tarihleri net bir şekilde belirlemek ve bu süreler için hak düşürücü sürenin geçmediğini dikkate almak, ...spor ile ... Büyükşehir Belediye Spor Klüplerinin birbirinin devamı mı yoksa ayrı tüzelkişilikleri olan spor klüpleri mi olduğunu TFF" ye sormak ve kuruluş belgelerini temin etmek suretiyle ortaya koymak, ayrı tüzelkişilikleri var ise her iki davalı ... Klübü arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından ( geçici transfer olunan süre ve klüp hariç) HMK" nun 167. maddesi gereğince davaların ayrılmasına karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de, davacının hizmetin eksik bildirildiği belirtilen 31.05.1990- 13.11.1990 tarileri arasındaki sürenin yanlış hesaplanması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı ve davalı kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.