11. Ceza Dairesi 2016/8287 E. , 2019/2044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet
1- Katılan vekilinin, sanık ... hakkında defter ve belge ibraz etmeme suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığından CMK"nin 223/2-a madde ve bendi uyarınca beraati gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün istem gibi ONANMASINA,
2- Sanık ... müdafii ile sanık ..."ın sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 14.02.2012 tarih ve 2015/12630 esas sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan da dava açıldığı, hükmün gerekçesinde sahte fatura kullanma suçu da irdelendiği halde sadece düzenleme suçundan hüküm kurulduğu anlaşıldığından, sahte fatura kullanma suçundan mahkeme tarafından ayrıca hüküm kurulması mümkün görülmüş; katılan vekilinin temyizine konu ettiği sahte fatura kullanma suçundan sanıklar hakkında temyizi mümkün kurulan bir hüküm bulunmadığından, sanık ... müdafii ile sanık ..."ın temyizine hasren yapılan incelemede,
Sanıklar ... ve ... hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; sanık ..."ın, diğer sanık ... ile şirket kurmaya karar verdiklerini, ancak şirketi faaliyete sokamayacaklarını anlayınca feshetmek istediğini, ..."un kendisinden vekalet alarak feshi gerçekleştirebileceğini söylediğini, bundan sonra kendisinin şirketle hiç ilgilenmediğini savunmasına karşın; sanık ..."un, garson olarak çalıştığını, ... isimli kişinin kendisini kandırarak notere götürdüğünü, adına şirket kurduğunu sonradan öğrendiğini, ..."ı tanımadığını, ..."in tanıyabileceğini savunması; temyiz dilekçesi ekinde İstanbul 49.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.03.2014 tarihli, 2013/70 Esas ve 2014/71 Karar sayılı kararı ile şirket ana sözleşmesi, ortaklar kurulu kararı ve Ticaret Sicil Müdürlüğü"ne verilen taahhütname altındaki adına atfen atılan imzaların ..." a ait olmadığının ve ..."un şirket ortağı olmadığının tespit edildiğine ilişkin karar fotokopisinin ibraz edildiğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; İstanbul 49.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.03.2014 tarihli, 2013/70 Esas ve 2014/71 Karar sayılı dava dosyasının getirtilerek incelenmesi; sanık ... savunmasında adı geçen geçen Atilla Sevinç ile suça konu faturaları kullandığı tespit edilen mükelleflerin tanık sıfatıyla dinlenmeleri; faturaları kullanan mükellefler tanık olarak dinlenip faturaları hangi ticari ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştiraklerinin bulunup bulunmadığının sorulması; suça konu faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde sanıklara ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre de, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... San müdafii ve sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 27/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.