3. Hukuk Dairesi 2017/8369 E. , 2019/1397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 21.02.2014 tarihinde açtığı işbu dava ile, halen brüt 12.000 TL olan kira bedelinin emsallerine, hak ve nesafete göre rayicin çok altında kaldığını belirterek 20.10.2014 tarihinden itibaren fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik aylık kira bedelinin brüt 16.000 TL olarak tesbitini talep etmiştir.
Davalı, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/1083 E sayılı dosyası ile 20.10.2011 tarihinden itibaren aylık brüt 12.000 TL olarak tesbit edildiğini,bu tarihten itibaren ülkede ekonomik değişiklikler söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile kiralanan taşınmazın 20.10.2014 tarihinden itibaren aylık kirasının brüt 16.000 TL olarak tespitine dair verilen hükmün davalı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 15.12.2014 tarih ve 2014/12759 Esas, 2014/13911 Karar sayılı ilamı ile, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile kiralanan taşınmaza ilişkin aylık kira bedelinin 20.10.2014 tarihi itibariyle brüt 15.104,60 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin verilen bozma ilamına uyması sonucunda bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (9.5.1960 gün 1/9 sayılı YİBK).
Mahkemece verilen ilk karar ,dava konusu taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parasının belirlenme usulüne aykırı hazırlandığından , hüküm kurmaya yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi heyeti marifetiyle kök ve ek rapor aldırılmış ise de bozma sonrası hükme esas alınan bu raporların da önceki bozma ilamında işaret edilen ilkeler ışığında hazırlanmadığı anlaşılmaktadır.
18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Y.İ.B.K. ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre “hak ve nesafet” ilkesi uyarınca hâkim bu sınırlamayı yaparken, öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri (hâkim veya bilirkişilerce de resen araştırabilir) aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı, üç kişilik (inşaat, mimar, mülk) bilirkişiler kurulu marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri tek tek gezilip incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak, dava konusu yer ile ayrı ayrı (konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb.) kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli, bilirkişi raporu mahkemece somut gerçekler ışığında resen değerlendirilmeli, buna göre indirim de yapılarak hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parası saptanmalıdır.
Bu itibarla; Mahkemece yapılacak iş, yukarıda anlatılan ilkeler doğrultusunda temin edilecek bilirkişi heyeti raporu ile, kiralanan taşınmazın talebe konu dönem itibariyle boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedeli saptanıp, bu bedel üzerinden hak ve nesafet indirimi yapılmak suretiyle sonucuna göre ve ÜFE oranında yapılacak artışın da altında kalmayacak şekilde bir karar verilmesi iken bundan zühul edilerek ÜFE"ye göre belirleme yapılmak suretiyle oluşturulduğu anlaşılan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.