22. Hukuk Dairesi 2012/11779 E. , 2013/1143 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla çalışma, yıllık izin, genel tatil, hafta tatili ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 01.02.2008-04.07.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde makine operatörü olarak çalıştığını, işveren tarafından işten çıkarıldığını,kıdem tazminatının ödendiğini, davalıya ait şeker sakız imalatı yapılan işyerinde sabah 08:00"den akşam 20:00"e kadar günlük en az onbir saat çalışıldığını, bu çalışmanın haftanın yedi günü sürdüğünü, müvekkilinin toplam yirmisekiz gün izin kullandığını belirterek fazla çalışma ücreti, yıllık izin alacağı, genel tatil alacağı ve hafta tatili alacağının davalıdan tahsili talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendi isteği ile işyerinden ayrıldığını, davacının müvekkili işyerini ibra ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Yıllık izin alacağı bakımından dosya içerisinde davacının kullandığı yıllık izinlere ilişkin yıllık izin belgeleri ve yıllık izin defteri bulunmaktadır. Bilirkişi raporunda yıllık izin belgeleri ile yıllık izin defteri arasında çelişki olduğunu, yıllık izin defterinin sonradan doldurulduğu kanısıyla izin belgelerine göre alacağın hesaplanması gerektiğini belirtmiştir. Davacının imzası bulunan ve imzasına itiraz etmediği yıllık izin defterine göre davacının yıllık izinlerini kullandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle yıllık izin alacağının reddi gerekmektedir.
3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularından biriside fazla mesai alacağını ilişkindir. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.
Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, fazla mesai tahakkuku bulunan ve davacı tarafından ihtirazi kayıtsız imzalanan ödeme belgelerinin ait olduğu dönemler için davacı belgede yazılandan fazla çalıştığını eşdeğer yazılı bir delille kanıtlamış olmadığından anılan dönemler dışlanarak fazla mesai alacağının hesaplanması gereklidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 28.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.