3. Hukuk Dairesi 2017/5116 E. , 2019/1408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının taşınmazında kiracı olduğunu, davalı tarafından gönderilen ... ... 1. Noterliğinin 10844 yevmiye nolu ihtarnamesinde 2010 yılından 2013 yılı Ağustos ayına kadar 37 aylık kira bedeli ve yıllık artırım miktarıyla birlikte 7.538-TL asıl alacak bedeli talep edildiğini, kendisinin cevabi ihtarnamesinde yazılı kira sözleşmesinin 15/04/2011 başlangıç tarihli olduğunu ve 15/10/2013 tarihine kadar toplam 30 ay geçtiğini, 12/01/2011 düzenleme tarihli 30/07/2011 vadeli 7.000-TL tutarlı davalının borçlusu olduğu senedin kendisi tarafından ödendiğini, davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını belirttiğini ancak davalının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/3593 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını ve borcun sebebi olarak çektiği ihtarnamede belirtilen kira alacağını gösterdiğini, bu borcu 7.000-TL"lik senetle ödemesine rağmen takibin açıkça kötü niyetli olduğunu beyan ederek ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/3593 esas sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasını ve icra takip miktarının %20"den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının takas mahsup talebini kabul etmediğini, borcu olmadığını yazılı bir delille ispat etmesi gerektiğini belirterek dava kötü niyetli olarak açıldığından %20"den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi ile davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; ihtarnamede talep edilen kira miktarına göre ihtarname tarihine kadar işleyen kira alacağının 5.043-TL, faizin ise 531,14-TL olduğunun bilirkişi ek raporu ile tespit edildiği, Garanti Bankası"nın 26/11/2014 tarihli cevabı yazısında belirtildiği üzere davacı tarafından davalı adına 03/08/2011 tarihinde, kira sözleşmesinin yapılmasında sonra, 7.000-TL yatırılmış olduğu, yapılan bu ödemenin ihtar tarihine kadar işleyen kira alacağı ve faizinden fazla olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının ... 2. İcra
Müdürlüğü"nün 2014/3593 esas sayılı dosyasında takip konusu yapılan alacaktan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağı için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Kiracı, kiralananı kullanımında bulundurduğu sürece kira bedeli ödemek ile yükümlüdür. Kira aktinin varlığını ve bu akte göre kira bedeli tutarını kanıtlamak kiraya verene, kira bedelinin ödendiğini ve taşınmazın tahliye edildiğini ispat yükü ise kiracıya aittir.
İcra takibine konu edilen alacağın kaynağı taraflar arasında düzenlenmiş kira sözleşmesi olup, davaya konu icra takibinde hangi aylara ilişkin olarak kira borcunun hesaplandığı takip sebebinde gösterilen ihtarnamede belirtilmiştir. Davacının borçlu olup olmadığının, bu sözleşme çerçevesinde, kira bedeline ilişkin davacı kiracının yapmış olduğu ödemelerin düşülmesinden sonra belirlenmesi gerekir.
Davacı kiracı, 03/08/2011 tarihinde davalı adına yaptığı 7.000 TL çek ödemesinin kira borcundan mahsup edilmesi sonucunda davalıya herhangi bir borcu kalmayacağını ileri sürmüş, mahkemece de 15/04/2011 başlangıç tarihli, aylık kira bedeli 200 TL olan kira sözleşmesinin kurulmasından yaklaşık 4 ay sonra davalı adına yapılan bu ödemenin kira bedelinden mahsubu ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık kira alacağına ilişkin olduğuna göre münhasıran kira ödemesine ilişkin ödemeler incelenerek bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Hal böyle olunca davalı adına yapıldığı ve dava konusu kira bedelinden mahsup edilmesi gerektiği ileri sürülen çek ödemesinin kira bedelinden mahsubunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda davacı kiracının davalı adına yaptığı ödemenin kira borcuna mahsuben yapıldığını ispatlayamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı değerlendirilerek, 7.000 TL çek ödemesi mahsup edilmeden oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.