Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5675
Karar No: 2022/6239
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5675 Esas 2022/6239 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/5675 E.  ,  2022/6239 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 7. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 12.09.2014-14.11.2015 ve 13.02.2016-11.10.2016 tarihleri arasında davalı işyerinde duvar ustası olarak çalıştığını, metrekare başına iş yaptığını, metrakare karşılığı 7,50 TL ödenecek şekilde aylık ortalama 8.500,00 TL ücretle çalıştığını, müvekkilinin ücretinin bir kısmının banka kanalıyla kalan kısmının elden ödendiğini, işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle 12.10.2016 tarihli ihtarname ile haklı nedenle iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 12.09.2014 tarihinde taş ve tuğla duvarcısı olarak işe başladığını, ücrete ilişkin iddianın doğru olmadığını, 12.09.2014 tarihli iş sözleşmesinde belirtildiği üzere davacının ücretinin 1.050,00 TL olarak kararlaştırıldığını, davacının ilk çalışma döneminin istifa ile son bulduğunu, ibranamenin mevcut oduğunu, davacının sonraki çalışma döneminin 13.02.2016 tarihinde başladığını, ücretinin yevmiye olarak belirlendiğini ve günlük 60,00 TL olduğunu, davacının bir grup işçiyle birlikte işe gitmeyerek eylemli olarak işi bıraktığını savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafından ilk dönemin tazminat ödemeyi gerektirmeyecek şekilde tasfiye edildiğinin ispatlanamadığı, ikinci dönem için de iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği, davacı tarafından iddia olunan yevmiye tutarının 283,33 TL olduğu, tüm tanık beyanlarında davacının duvar ustası ve aynı zamanda ustabaşı olarak çalıştığının doğrulandığı, davacı tanıklarınca da davacının iddia ettiği ücret doğrulanmakla birlikte davalı tanık beyanından bir kısım ücretin elden ödendiğinin de anlaşıldığı; çalışma hayatı süresi, kıdemi, usta olması, bunun yanında davalı işyerinde aynı zamanda ustabaşılık görevinde çalışması ve emsal mahiyetteki dosyalardaki tespitler gözetildiğinde davacının iddia ettiği gibi aylık net 8.500,00 TL ücretle çalıştığı, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kanıtlandığı, davacının yıllık ücretli iznini kullandığı, asgari geçim indirimi alacağının işverence ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulan yıllık izin formunun yıllık izin talebine ilişkin olduğunu, yıllık izin kullanıldığına dair işçinin beyanına havi bir belge olmadığını, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine uygulanan indirim oranının yüksek olduğunu, dava dilekçelerinde ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde davacının çıkış saatlerinin 18.30/19.00 arasında olduğu belirtilmesine ve dinlenen tanık beyanları ile de bu durum ispatlanmasına rağmen bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada işten çıkış saatinin 18.30 olarak kabul edildiğini, tanıkların beyanları dikkate alınarak çıkış saatinin beyanların ortalaması alınarak 18.45 olarak kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olacağını, çay molasının 15'er dakika olduğu ve ayda iki pazar çalışılmadığının kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

    2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; işçi lehine yorum ilkesinin sınırlarının zorlandığını, hesaba esas ücret yönünden davacının aylık brüt 11.903,70 TL kazandığının kabul edildiğini, davacı ile aynı tecrübe ve işte çalışan benzer dosyada davacının aylık 3.986,00 TL brüt ücret ile çalıştığının kabul edildiğini, bu ücretin kabul edilerek diğer alacakları hesaplamanın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ilk çalışma döneminde davacının kendisi işten ayrıldığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, ikinci çalışma döneminde mazeretsiz olarak art arda iki iş günü işe gelmemesi nedeniyle işine son verildiğini ve davacının fazla çalışma yaptığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.


    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı işveren nezdinde 12.09.2014-14.11.2015 ve 13.02.2016-11.10.2016 tarihleri arasında olmak üzere iki dönem hâlinde çalıştığı, çalışma sürelerinin Kuruma bildirilen prim gün sayısına göre belirlendiği, davacının ilk dönem çalışmasının istifa ile sona erdirildiğinin ispat edilemediği, ikinci dönem çalışmasında fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ödenmediğinden davacının iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun ) 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi gereğince haklı nedenle feshettiği; Mahkemece kabul edilen ücretin, dönem asgari ücretinin 7,22 katı olduğu, ancak inşaat işkolundaki çalışma biçimleri benzer pek çok dava dosyasında ücret miktarları ile Türkiye İstatistik Kurumu ve emsal işyeri kayıtlarına göre asgari ücretin 7,22 katı ücretin kabul edilmesinin hakkaniyete ve olağan çalışma hayatına aykırı olduğu, hizmet cetveli incelendiğinde 2015 yılı Ocak, Şubat ve Mart gibi aylarda prime esas kazancının yine aynı işyerinde 3.982,05 TL olduğu, bu tutarın dönemin asgari ücretinin 3,31 katına tekabül ettiği, ulaşılan bu nesnel veriler, delil durumu ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı devam eden süreçte daha düşük bir ücretle çalışmayacağından bu tarih ve sonrasında da asgari ücretin 3,31 katı bir ücret olan 5.451,57 TL aylık brüt ücretle çalıştığının kabulünün olağan çalışma hayatında kabul edilen ilkelere uygun olacağı, fazla çalışma alacağında İlk Derece Mahkemesince % 40 indirim uygulanmış ise de bu oranın fahiş olduğu ve % 30 oranında indirim uygulanmasının daha doğru olacağı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili, takım lideri olarak takımdaki işçi arkadaşları ile birlikte çalışmalarını sürdürmekte olan davacı işçinin yapılan işe göre artmakla birlikte günlük ortalama net 250,00-300,00 TL gelir elde ettiğini, dinlenen tanık anlatımları, yapılan emsal ücret araştırmaları, davacının sigorta kayıtlarında bir dönem yüksek giriş yapılması ve sair tüm deliller doğrultusunda bu hususun ispatlandığını, çay molasının 15'er dakika olduğu ve ayda iki pazar çalışılmadığının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, işyerinden çıkış saatinin 18.45 olarak kabul edilmesi gerektiğini ve alacak kalemlerinden yapılan % 30 indirimin yüksek olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, temel olarak davacı işçiye ödenen aylık ücretin miktarı, kullanılan ara dinlenme süresi, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının hesaplanması ile indirim oranı noktalarında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    4857 sayılı Kanun'un 32, 41, 46, 63 ve 68 inci maddeleri.

    3. Değerlendirme
    1. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla (sendika üyesi olması hâlinde), ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, ayrıca Türkiye İstatistik Kurumunun resmî internet sitesindeki "kazanç bilgisi sorgulama" kısmından da faydalanılabileceği göz önüne alınarak emsal ücret araştırması yapılmalı, bu araştırma sonucunda elde edilen verilerle, tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.

    2. Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, tanık beyanları, emsal ücret araştırması ve yargılama sırasında davacının bildirdiği kesinleşmiş mahkeme kararlarında belirlenen ücretler dikkate alındığında duvar ustası olarak davalıya ait işyerinde çalışan davacının kabul edilen ücretinin dosya kapsamına uygun olduğu; tanık anlatımlarına göre davacının ayda iki pazar günü çalışma yaptığı ve fazla çalışma ücretinde kabul edilen çalışma saatleri ile hesaplama sırasında bir buçuk saat ara dinlenme süresi düşülmesinin yerinde olduğu; fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarından yapılan indirimde de isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    17.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    GD



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi