3. Hukuk Dairesi 2017/4962 E. , 2019/1416 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 14.02.2012 tarihinde 36 ay süreli taşınır mal kira sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme hükümlerine göre şirketlerinin bayi aracılığıyla taşınır eşyaları eksiksiz ve tam olarak kiracı/davalıya teslim ettiklerini, ancak kiracı/davalının iki aylık kira bedelini ödemediğini, bu nedenle kira sözleşmesini 20/2. maddesi uyarınca 17.06.2013 keşide tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiklerini, böylece müeccel olan kira bedellerinin muaccel hale geldiğini, kira alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, sözleşmenin fesih şartlarının oluşmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira sözleşmesinin feshi nedeniyle kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi talebine ilişkindir.
1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 281. maddesinin 1. fıkrasında yer alan, “Taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise, bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilir.” şeklindeki düzenleme ile taraflara bilirkişi raporuna karşı itiraz hakkı tanınmıştır. Tarafların itiraz hakkını kullanabilmeleri ise ancak bilirkişi raporunun taraflara tebliği ile mümkün olmaktadır.
Somut olayda, davalı temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunun kendisine tebliğ edilmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını beyan ettiği ve dosya içerisinde davalının bilirkişi raporuna itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan 17.11.2015 tarihli bilirkişi raporunun, davalı tarafa Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca usulüne uygun tebliğ edilmediği görülmüştür. Şöyle ki; tebliğ mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebinin (geçici olarak mı ya da sürekli olarak mı bulunmadığı) yazılmadığı gibi tebliğ mazbatasına "... Evrak Çamlıca Köyü mahalle muhtarlığına teslim edildi. İki nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı, ..."a haber verildi" şerhi düşülmek sureti ile tebligat mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Ancak ..."ın mahalle muhtarı olduğu görülmekle tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesi için muhtar haricinde komşuya haber verilmediği anlaşılmıştır. Ayrıca evrak üzerindeki muhtarlık mührünün hangi muhtarlığa ait olduğu anlaşılamamıştır. Bu durumda yapılan tebligat usulsüz olduğundan davalıya bilirkişi raporuna itiraz hakkı tanınmayıp, savunma hakkı kısıtlanmıştır. Böylece HMK"nın 27.maddesinde yer alan bilgilenme ve açıklama hakkını ihtiva eden hukuki dinlenilme hakkına ve HMK"nın 281. maddesine aykırı yargılama yapıldığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, davalıya bilirkişi raporunun usulune uygun tebliği ile HMK"nın 281.maddesi uyarınca itiraz hakkı tanındıktan sonra oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.