11. Hukuk Dairesi 2018/3579 E. , 2019/5075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 20.03.2018 tarih ve 2017/89-2018/201 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ...nin "faiz haramdır" sloganı ile halkı kandırarak kâr payı vaadiyle para topladığını, toplanan paraların kayıt altına alınmadığını, gizli bankacılık faaliyeti yapıldığını, toplanan paraların yurda bavullarla sokularak davalı şirket tarafından kurulan diğer şirketlerin sermaye artışında kullanıldığını, davalının kurucu ortaklarından ..."ın davacı ile irtibata geçmesi sonucu davacının bu kişiye 87.750 DM ödediğini, ortaklık durum belgesinin yönetim kurulu başkanı ... tarafından verildiğini, çeşitli aralıklarla 50.080 DM sözde kâr payının davacıya ödendiğini, TTK"nın 329. maddesi hükmü karşısında sözleşmenin mutlak butlanla sakat olduğunu, davacının açıkça kandırıldığını ileri sürerek 46.950 DM karşılığı 24.005,15 Euro"nun Merkez Bankası"nın döviz tevdiat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında ortaklık ilişkisinin bulunduğunu, ortaklığının pay defterine kaydedildiğini, hisselerin davalı tarafından geri alınamayacağını, ortaklık durum belgesinin yetkili kişilerce imzalanmadığını, davacı tarafından düzenlenmesinin mümkün bulunduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava tarihi itibariyle davalı şirketlerin sermayesinde davacının payının yer aldığı, ortak olan davacının davalı şirketlere toplam 87.750.- DM ödeme yaptığı, ceza dosyası kapsamı, SPK ve Meclis araştırma raporları göz önüne alındığında davalıların "faiz haramdır" sloganıyla kâr payı vaadiyle para topladığı, toplanan paraların kayıt altına alınmayarak başka alanlara aktarıldığı, bedelden davalıların sorumlu oldukları, karşılığında davacıya 50.080.- DM (Mark / Euro dönüşüm karşılığı 25.605.50-Euro) kâr payı ödemesi yapıldığı, bu rakamların 3 kişilik bilirkişi heyetinde tespit edilen rakamlarla da örtüştüğü, davalıların 25.605,50 EURO"nun üstünde ödeme yaptıklarını usulüne uygun deliller ile ispat edemedikleri, 2 bedel arasındaki fark olan (44.865,86 Euro – 25.605,50 Euro = 19.260,36 Euro) 19.260,36 Euro"dan davalıların sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 19.260,36 Euro"nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 4.a maddesi gereğince Merkez Bankası"nın yabancı paralar için ön gördüğü en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Mahkemece hüküm altına alınan meblağa 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca “Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı” uygulanması gerekirken “Merkez Bankası’nın yabancı paralar için ön gördüğü en yüksek faiz oranı” uygulanması doğru olmayıp, kararın bu nedenle bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasındaki “Merkez Bankası’nın yabancı paralar için ön gördüğü en yüksek faiz oranı” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı” ibaresinin yazılması suretiyle kararın davalı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 09/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.