Esas No: 2022/5456
Karar No: 2022/6137
Karar Tarihi: 17.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5456 Esas 2022/6137 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5456 E. , 2022/6137 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.10.2004 tarihinden 16.09.2014 tarihine kadar davalı işyerinde usta öğretici olarak çalıştırıldığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, davacının haftanın 5 günü 09.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, hafta sonu Belediye tarafından düzenlenen tüm etkinliklere katıldığını, ancak ücretlerinin fiilen katıldığı dersler haricinde ödenmediğini, iş sözleşmesinde saat ücretinin ek ders ücreti olarak ödeneceğinin belirtildiğini ancak ödenmediğini, yıllık ücretli izinlerinin ödenmediğini ve kullandırılmadığını, hafta tatili günleri ile ulusal bayram ve genel tatil günleri için ödeme yapılmadığını, ilave tediye alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, ilave tediye ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yargı yolu itirazında bulunarak davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) 89 uncu maddesine göre ders saati ücretiyle çalıştığını, 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) tabi olmadığından ilave tediye alacağı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı talebinin yerinde olmadığını, davacının yapmış olduğu işin mevsimlik iş olması nedeniyle yıllık izin talebinin yerinde olmadığını, ihbar ve kıdem tazminatına da hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2016 tarihli ve 2016/1040 Esas, 2016/674 Karar sayılı kararıyla;
"...
Davacının ... Büyükşehir Belediyesi Eğitim Kültür Daire Başkanlığına ait işyerinde 15.10.2004-22.07.2017 tarihleri arasında usta öğretici olarak saat ücreti ile çalıştığı, bu süre zarfında çalışmalarının yıl içerisinde aralıklı olarak yapıldığı ve bu aralıklarla yapılan çalışmalarının toplam 6 yıl 8 ay 10 gün olduğu anlaşılmaktadır.
Usta öğretici namıyla, saat ücreti ile istihdam edilen öğretmenlerin, 1475-4857 sayılı İş Kanunu'na tabi olduğu, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu,
Yılın belli aylarında istihdam edilen bu kişilerin akitlerinin zincirleme akit niteliğinde olduğu, bu nedenle 2004 yılından bu yana devam edip gelen iş ilişkisinin belirsiz süreli iş akdine dönüştüğü,
Usta öğretici adıyla çalıştırılan personelin 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde işçi olarak çalışması nedeniyle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı,yıllık izin hakkının olduğu, haftanın bir günü için hafta tatili ücreti ve UBGT günleri için ücrete hak kazandığı ve kamu tüzel kişiliğinde işçi statüsünde çalıştığı ve 6772 sayılı Yasa uyarınca ilave tediye ye de hak kazandığı anlaşılmıştır.
İş aktinin tazminatı gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin ispat külfeti kural olarak davalı işverene aittir. Davalı iş akdinin, usta öğreticilikle bağdaşmayan davranışlarda bulunduğu, görevini tam ve layıkıyla yapmadığı, resim bilgi ve eğitimi vermediği, öğrenciler arasında ayrımcılık yaptığı, sınıfta kendi özel işleri ile uğraştığı gibi kursiyerler tarafından verilen şikayet dilekçeleri üzerine haklı nedenle feshedildiğini savunmuş ise de; ilgili şilkayet dilekçelerinin içeriğinin doğru olduğu hususunun ispatı konusunda tanık dinletmemiş, bu dilekçelerle ilgili davacının savunmasının dahi alınmaksızın iş akdinin sonlandırılmış olması nedeniyle feshin tazminatı gerektirmeyecek şekilde sonlandırıldığı ispatlanamamış olup davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı sonucuna varılmıştır. Davacının çalışma süresine göre 90 gün yıllık izne hak kazandığı bu izninin kullandırıldığı yada ücretinin ödendiği davalı tarafça ispat edilemediğinden bu alacağının da bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının çalışma sistemine göre o ay içerisinde fiilen çalışma günlerine ilaveten haftalık dinlenme karşılığı olan ücreti ve varsa UBGT günleri karşılığı olan ücret toplamları aylık ücretini oluşturmakta olup davacının ücretinin sadece fiilen çalıştığı saat başına ödenmiş olması karşısında ücretinin eksik ödendiği dolayısıyla ödenmesi gereken ücret alacaklarının bulunduğu, yine ilave tediye alacağına da hak kazandığı anlaşılmakla bilirkişice davacının ücretinin belirlenmesi ve buna göre kıdem tazminatı ve ücret farkları alacağı ile ilave tediye alacaklarının dosya kapsamına ve Yargıtay uygulamalarına uygun olarak hesap edildiği anlaşılan ve mahkememizce kabul edilen mikatarlar üzerinden, ihbar tazminatı da mahkememizce resen hesap edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, ücret alacağında fazlaya ilişkin istemleri reddedilerek ... " gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yargı yolu ve görev itirazlarını tekrar ederek davada idari yargının görevli olduğunu, 4857 sayılı Kanun'un uygulanamayacağını, 657 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesine göre statü ve 176 ncı maddesine göre ücretin belirlendiğini, işçi sayılamayacaklarını, ilave tediye alamayacağını, işin mevsimlik iş olup yıllık izne hak kazanmadığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, 176 ncı maddeye göre hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatilde ücret ödemesinin söz konusu olmayacağını, fiilen çalışılan ders saati karşılığı hafta içi 140, hafta sonu ve saat 18.00'den sonraki çalışmalar için 150 ek gösterge rakamının çarpılarak aylık ücretin 30 gün prim gününe bölünerek sigorta primine esas kazancın belirlendiğini, husumetli tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, alacağın dava ve ıslah zamanaşımına uğradığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2017 tarihli ve 2017/1184 Esas, 2017/1220 Karar sayılı kararıyla;
"... davacının 15/10/2004-22/07/2014 tarihleri arasında aralıklarla 6 yıl 8 ay 10 gün davalı belediyede usta öğretici olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin davalı işverence ispat edilemediği, delil durumuna göre kıdem ve ihbar tazminatına hizmet süresine göre davacının hak kazandığı 90 gün yıllık iznin kullandırıldığının işverence ispat edilemediği, davalının 6772 sayılı Kanun kapsamında kaldığından davacının ilave tediye almaya hak kazandığı, davacının çalıştığı dönemde çalışmadan alması gereken hafta tatili ile genel tatil alacakları ödenmediğinden ücret alacağı bulunduğu, davaya karşı yapılan zamanaşımı savunmasının dikkate alındığı, davalı tarafça ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunulmuş ise de kıdem, ihbar ve izin alacakları fesihle muaccel hale geldiğinden bu alacaklar bakımından zamanaşımının söz konusu olmadığı, ilave tediye ve ücret alacağı bakımından ise dava dilekçesinde talep edilen miktarları aşan bir kısım bulunmadığından davalının ıslaha karşı yapmış olduğu zamanaşımı savunması nedeniyle zamanaşımına uğrayan bir alacak bulunmadığı anlaşılmış, ..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 09.07.2020 tarihli ve 2017/38710 Esas, 2020/9361 Karar sayılı ilâmıyla davacının çalışma karşılığı olmayan bir günlük hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günü ücretinin ve aylık ücret miktarının ne şekilde hesaplanacağı ayrıntılı olarak açıklandıktan sonra;
"... davacının ücreti belirlenirken yukarıda belirtilen hesaplama usulünün izlenilmeyerek, farklı bir yöntem uygulanması ve alacakların bu doğrultuda hesaplanması hatalıdır. Anılan sebeple, yukarıda açıklanan bozma sebebinde gösterilen usul dahilinde aylık ücret miktarı belirlenmeli ve davalı lehine oluşacak usulü kazanılmış haklar gözetilerek alacaklar hüküm altına alınmalıdır. Bu noktada, şu husus da gözden kaçırılmamalıdır ki; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda son ücretin dikkate alınması gerektiği kuraldır. Ancak, eldeki uyuşmazlıkta, davacı aylık maktu ücretle değil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 176. maddesi ve dosya içeriğinde yer alan taahhütnamelere göre, ders saati ücreti ile çalışmıştır. Dolayısıyla, bozma ilamında belirtilen hesaplama yöntemine göre davacının aylık ücretinin aydan aya değişebilmesi durumu söz konusudur. Bu halde, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda, son bir yıllık aylık ücret ortalamasının tespit edilerek sonuca gidilmesi gereklidir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda alınan 24.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda bozma ilâmına uygun olarak hesaplamalar yapıldığı belirtilerek rapor hükme esas alınmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; yargı yolu itirazlarıyla birlikte davacının ilave tediye alamayacağını, usta öğreticiler için hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günleri için çalışma olmadığından ücret ödenmediğini, 657 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesine göre aylık ücret hesaplamasının ders saati esas alınarak yapıldığını, davacının mevsimlik çalışması sebebiyle yıllık izin hak etmeyeceğini, ayrıca kullandığı izinlerin mevcut olduğunu ve çıplak ücretten hesaplama yapılması gerektiğini belirterek temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının ücreti eksik belirlediğinden tüm alacakların eksik hesaplandığını, davacının ücretinin aylık katsayısı x 140 göstergesi = ders ücreti x 7, 5 = günlük ücret olarak hesaplanması gerektiğini, bu hesaplamaya göre çıkan sonucun davacının hesaplamaya esas alınması gereken günlük ücreti olacağını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aksi yönde belirleme yapıldığını, ilave tediye alacağının da eksik belirlendiğini, doğrusunun ödeme tarihindeki ek ders saat ücretinin 4857 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesi üçüncü fıkrasındaki "Saat ücreti ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti saat ücretinin yedibuçuk katıdır." düzenleyici hükmü gereğince belirlenen günlük çalışma süresi olan 7,5 saat ile çarpılması sonucu bulunan günlük ücret esas alınarak hesaplanması gerektiğini belirterek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ders saati ücretiyle çalışan ve her ay çalıştığı ders sayısı farklı olan davacının ücretinin hesap yöntemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
657 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi
3. Değerlendirme
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin bozma ilâmında davacının ders saat ücreti esasıyla çalıştığı ve ücretin nasıl hesaplanması gerektiği örnekleme yoluyla açıkça belirtilmiş olup bilirkişi raporunda bozma ilâmında belirtilen hususlar dikkate alınarak ve katsayılar gözetilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince uyulan bozma ilâmı gerekleri yerine getirilerek verilen kararın isabetli ve dosya kapsamına uygundur.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
F.K.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.