Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5270
Karar No: 2022/6138
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5270 Esas 2022/6138 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/5270 E.  ,  2022/6138 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı Kurum bünyesinde iş makinesi operatörü olarak 10.08.2010 tarihinde başladığı kesintisiz çalışmasını halen sürdürdüğünü, müvekkilinin aynı işyerinde aynı işi kesintisiz bir biçimde sürdürmesine ve işini davalı Kurumun emir ve talimatları altında yapmasına rağmen, kayıtlarda mevsimlik işçiymiş ve belirli iş sözleşmeleri ile çalışıyormuş gibi ve dönem dönem muvazaalı işlemlerle alt işveren işçisi gibi gösterildiğini, muvazaalı işlemlerle alt işveren işçisi olarak gösterildiği dönemlerde ücretinin kanuna aykırı olarak düşürüldüğünü, aynı işyerinde aynı işi davalı Kurum yönetiminde kesintisiz sürdüren, yaptığı iş mevsime bağlı olmayan müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalının işçisi olduğunun ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ile sürekli çalıştığının kabulü gerektiğini, davacının ilk işe başlama tarihinden itibaren işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmelerinin tarafı Yol-İş Sendikası üyesi olduğunu ve sendika üyeliğinin halen devam ettiğini, davalı Kurum bünyesinde işçi olarak gösterildiği dönemlerde toplu iş sözleşmelerinden yararlandırıldığını, ancak muvazaalı işlemlerle alt işveren işçisiymiş gibi gösterildiği dönemlerde toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmadığını, davacının ücretleri kanuna aykırı olarak düşürüldüğü ve hak etmesine rağmen toplu iş sözleşmelerinden başlangıçtan (ilk alt işverene devir tarihinden) itibaren (eksiksiz) yararlandırılmadığı için ücret ve sosyal haklarının bugüne kadar eksik ödendiğini ileri sürerek müvekkilinin bütün çalışma süresi boyunca davalı Kurum işçisi olarak belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığının ve işyerinde uygulanan tüm toplu iş sözleşmelerinden eksiksiz yararlanması, kademe ilerlemesi ve derece terfi haklarının verilmesi gerektiğinin tespiti ile ücretin düşürülmesinden ve toplu iş sözleşmesinin uygulanmamasından kaynaklanan, ücret farkı ile ilave tediye ve ikramiye, sosyal yardım, yıpranma ödeneği farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının İl Özel İdarelerinde Geçici İşçi Pozisyonlarında İşçi Çalıştırılmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca mevsimlik işçi olarak çalıştığını, mevsimlik iş süresince yaptığı işlerden kaynaklanan haklarının tarafına ödendiğini, davacının daha sonra başka şirket bünyesindeki çalışmalarının Kurum ile bir ilgisi bulunmadığını, Kurumun hizmet alımı yolu ile bazı iş ve işlemleri diğer şirketlere yaptırdığını, taşeron şirkette çalışan kişilerin kim olduğu kimlerin işe alındığının o şirketin sorumluluğu altında olduğunu, Kurumun çalışan kişileri isim isim kontrol etmediğini kimlerin çalıştığına değil yapılan işe baktığını, dolayısıyla muvazaalı bir işlem yapıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının talep ettiği kademe derecenin hukuken mümkün olmadığını, davacının mevsimlik işçi olarak müvekkili Kurum bünyesinde çalıştığını, çalışma süresinin 5 ay 9 gün olduğunu dolayısıyla kademe ve derece verilmesinin kanunî olarak mümkün olmadığını, ayrıca mevsimlik işçi çalışması ile taşeronda çalışmanın kanunen birbiri ile bağlantılı olmasının mümkün olmadığını, mevsimlik çalışması esnasında davacının işvereninin müvekkili Kurum olup diğer şirketlerdeki çalışmasından Kurumun sorumlu tutulmasının ve diğer çalışmalarının Kurumdaki mevsimlik çalışma ile birleştirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 29/01/2019 tarihli, 2017/378 Esas, 2019/66 Karar sayılı kararıyla; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının 10.08.2010 tarihinde İl Özel İdare Müdürlüğüne ait işyerinde çalışmaya başladığı, dava tarihi olan 06.11.2017 tarihine kadar çalışmasını davalı işveren ve hizmet alım sözleşmesi ile işi üstlenen alt işverenlerin işçisi olarak sürdürdüğü, davacının çalışma şartları ve mesailerinin değişmediği sadece evrak üzerinden mevsimlik işçi ve alt işveren işçisi olarak gösterildiği, yıl boyunca aynı işi yaptığı işçilere emir ve talimatların İl Özel İdare yetkilileri tarafından verildiği, işyeri kayıtlarından ise davacının davalı Kurum nezdindeki çalışmalarında sendika üyesi olması nedeniyle ücret ve sosyal haklarını yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi çerçevesinde aldığı, yani davacının davalı Kurumdaki çalışmaları esnasında daimi işçi statüsündeki işçiler gibi toplu iş sözleşmesi kapsamındaki tüm haklardan yararlandığı dolayısıyla emsal mahiyetteki ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/69 Esas, 2017/83 Karar sayılı ilâmı da dikkate alındığında davacı işçinin çalıştığı işin mevsimlik iş statüsünde olmadığının ve davacının işe başladığı tarihten itibaren davalı Kurum çalışanı olduğunun kabulü ile davacının sendika üyesi olup davalı Kurum ile sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmelerinden yararlanması gerektiği gerekçesiyle dava zamanaaşımı gözetilerek ıslaha karşı zamanaşımı yönünden ise talep edilen miktarların zamanaşımına uğramadığının tespitiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının İl Özel İdarelerinde Geçici İşçi Pozisyonunda İşçi Çalıştırılmasına Yönelik Yönetmelik hükümleri uyarınca mevsimlik işçi olarak çalıştığını, bu süreye ait haklarının ödendiğini, davacının alt işveren bünyesindeki çalışmalarının Kurumları ile bir ilgisinin bulunmadığı, Kurumun hizmet alım yolu ile bazı iş ve işlemleri taşeron şirketlere yaptırdığını, çalışanların bu şirketlerin sorumluluğu altında olduğunu, davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığını ve çalışma süresinin 5 ay 9 gün olduğunu, davacıya kademe ve derece verilmesinin mümkün olmadığını, mevsimlik çalışması esnasında davacının işvereninin müvekkil Kurum olup diğer firmalardaki çalışmasından Kurumun sorumlu tutulması diğer çalışmalarının Kurumlarındaki mevsimlik çalışmaları ile birleştirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacının yılın yarısında İl Özel İdare işçisi diğer yarısında alt işveren işçisi olarak aynı işte çalıştığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun (2822 sayılı Kanun) 9 uncu maddesi ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesine göre davacının, yılın yarısında alt işveren işçisi gösterilerek yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden eksik yararlandırılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince bu ilkeler doğrultusunda alınan denetime açık bilirkişi raporu ile verilen kararın isabetli olduğu ve (aynı yönde ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/69 Esas, 2017/83 Karar sayılı ilâmı ile bu ilâma yönelik Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin 2017/34312 Esas, 2017/13131 Karar sayılı kararı, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2019/1363 Esas, 2021/966 Karar sayılı ilâmı) emsal Yargıtay ilamları gözetilerek davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2.Dairemizin 01.12.2021 tarihli 2021/11540 Esas, 2021/15985 Karar sayılı bozma ilamında;

    "...
    5620 sayılı Kamuda Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun (5620 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinde; "(1) Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren 1 inci madde kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlarda geçici iş pozisyonlarında işçi çalıştırılamaz. (2) Ancak mevsimlik ve kampanya işleri ile orman yangınıyla mücadele hizmetlerinde bir malî yılda 6 aydan az olmak üzere vize edilecek geçici iş pozisyonlarında işçi çalıştırılabilir. Bu şekilde çalıştırılacak işçiler için her malî yılda; ...c) Belediyeler ile bunların müessese ve işletmelerinde (Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan şirketler hariç) ve mahallî idare birliklerinde, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin 24 üncü maddesi çerçevesinde yetkili meclislerinden, geçici iş pozisyon vizesi alınması zorunludur. söz konusu vize işlemi yapılmaksızın geçici işçi çalıştırılamaz ve herhangi bir ödeme yapılamaz...." hükmü bulunmaktadır.

    22.02.2007 tarihli ve 26442 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin Geçici işçiler başlıklı 24 üncü maddesinde; "(1) Belediyeler ve mahalli idare birliklerinde kullanılacak geçici iş pozisyonları bu kurum ve kuruluşlar için norm kadro standartları cetvellerinde belirlenen memur norm kadro standardı toplamının yüzde yirmisini geçmemek üzere bulunacak sayının yuvarlanması ve tam yıl esasına göre hesaplanması sonucu adam/ay sayısına göre meclis tarafından yıllık olarak belirlenir. Oranların hesaplanmasında sonucun tam sayı çıkmaması durumunda bulunan rakam kendinden büyük en yakın tam sayıya yuvarlanarak geçici iş pozisyonu sayısı tespit edilir..." hükmü ile, geçici işçi alınmasına ilişkin usul ve esasların düzenlendiği ve sıkı kurallara bağlandığı görülmektedir.

    Her ne kadar bu tür uyuşmazlıklarda daha önce verilen emsal kararlarımız (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2017/34312/13131 E/K sayılı 01.06.2017 tarihli, Dairemizin 2021/3721, 2021/4848, 2021/8432 esas sayılı ) bulunmakta ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi sonucunda görüş değişikliği yoluna gidilmiştir.

    Somut olayda davacının davalı idarede 5620 sayılı Kanun kapsamında her yıl 5 ay 29 günü aşmayacak şekilde çalıştırıldıktan sonra anılan kanun gereği sözleşmesinin sona erdirildiği ardından bu kez aynı işte alt işveren işçisi olarak çalışmasına devam ettiği anlaşılmaktadır.

    5620 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinde geçici iş pozisyonlarında en fazla 5 ay 29 gün (6 aydan az) çalıştırılabileceğinin kesin olarak öngörülmüş olması ve buna aykırılık halinde işlemi yapan kamu görevlisinin kişisel hukuki sorumluluklarının bulunması karşısında davalı işverenin 5 ay 29 gün sonra iş sözleşmesini sonlandırması hukuka aykırı veya kötüniyetli bir uygulama olarak değerlendirilemez. Davacının yılın kalan günlerinde aynı işyerinde alt işveren işçisi olarak çalıştırılması işyeri devri olarak nitelendirilse dahi devirden önce iş sözleşmesi feshedilmiş olduğundan alt işveren nezdinde geçen çalışmanın yeni bir iş sözleşmesine, ihale şartnamesi ve sözleşmesine dayalı olduğu kabul edilmelidir.

    Hal böyle olunca davacının alt işverene bağlı olarak geçen çalışma süresinde alt işverenin tarafı olmadığı toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir. Öte yandan asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçersizliği yada muvazaaya dayandığı hususu da dosya kapsamına göre kanıtlanmamıştır. Davacıya davalı idarede çalıştığı dönemde sendika üyesi olması nedeniyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacakları tamamen ödenmiştir. Alt işverende çalışması yeni bir iş sözleşmesine dayandığından davacının alt işverence ihale sözleşmesi gereğince yapılması gereken ödemelerin yapılmadığına dair bir talebi bulunmadığından ve alt işverenin tarafı bulunduğu bir toplu iş sözleşmesi de olmadığından davacının tüm taleplerinin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğu" gerekçesiyle davalı temyizinin kabulüne ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    İlk Derece Mahkemesi kararı kesin nitelikte olmasına rağmen yetki aşımı yapıldığını, aynı konuda dava açan bazı işçilerin davasının kabul edilerek onandığını, bu durumda aynı işi yapan, aynı koşullarda olan davacılardan bir kısmının davasının kabul edilerek bir kısmının reddedilmesinin adalete olan güveni sarsacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

    Uyuşmazlık, norm kadro sistemiyle çalışma yapılan davalı Kurumda 6 ay geçici işçi ve 6 ay alt işveren işçisi olarak çalıştırılmanın hukuka aykırı olup olmadığı ve usuli kazanılmış hak ilkesine uyulup uyulmadığına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    1.22.02.2005 tarihli 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu 36 ncı maddesine göre hazırlanan İl Özel İdareleri Norm Kadro Standartlarına Dair Yönetmeliğin kadroların tespitine yönelik 9 uncu maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğe ekli cetvellerde alt gruplar için unvan ve sayı itibaryla tespit edilenler dışında kadro kullanılamaz. Ayrıca bu Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-2 ve Ek-3 'te sayı ve unvan itibarıyla kendi alt grupları için belirlenen memur ve sürekli işçi kadro toplamı aşılamaz..." şeklinde düzenleme mevcuttur.

    2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu 09.05.1960 tarihli, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı).

    3. Değerlendirme
    1.Davalı İdare kanun ve yönetmelikleri uygulamak zorundadır. Kanundaki düzenlemeler dikkate alındığında, davacı işçinin 6 ay geçici işçi, 6 ay alt işveren işçisi olarak çalıştırılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    2. Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; aynı tür uyuşmazlıklarla ilgili olarak daha önce farklı yönde karar verildiği (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi 01.06.2017 tarihli, 2017/34312 Esas, 2017/13131 Karar sayılı; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 21.06.2021 tarihli, 2021/3721 Esas, 2021/10504 Karar sayılı kararı; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 17.05.2021 tarihli, 2021/4848 Esas, 2021/9018 Karar sayılı; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 29.09.2021 tarihli, 2021/8432 Esas, 2021/12594 Karar sayılı kararı), ancak konunun yeniden değerlendirilmesi sonucunda görüş değişikliği yoluna gidildiği, hukuki gerekçeleri ile birlikte açıklanmıştır.

    3. Hatalı kararlardan gerekçeli olarak her zaman dönülmesi mümkündür.

    4. Bir üst başlıkta yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmı doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca bozma kararına uyulması ile birlike karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşur. Davacının bozma sonrası karara yönelik temyiz talebi yerinde görülmediğinden bozma kararına uyularak verilen hükmün onanması gerekmiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    17.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi