3. Hukuk Dairesi 2017/5156 E. , 2019/1448 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; muris ...’ın 7/8/2005 tarihinde vefat ettiğini, dava konusu taşınmazda 9/11/2009 tarihinde adına intikal yapıldığını, daha sonra yaptığı araştırmalarda davalının taşınmazdan kira geliri elde ettiğini öğrendiğini, davalıya 7/8/2005-7/7/2014 tarihleri arası kira bedellerini ödemesi için ihtar çektiğini, ancak davalının ödeme yapmaması üzerine icra takibi başlattığını, davalının itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vasisi vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının hakkından fazlasını talep ettiğini, kiracının stopaj beyanlarına göre ölüm tarihinden takip tarihine kadar 26.800 TL tutar olduğu, davacının 4.466,66 TL talep edebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının 1/6 oranında hissedar olduğu, miras bırakanın 07/08/2005 tarihinde vefat ettiği, bu tarihten 07/07/2014 tarihine kadar taşınmazların kira gelirlerini davalının alıp kullandığı, davacıya düşen hisseyi vermediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davanın 15.693,00 TL üzerindeki itirazın kaldırılmasına, takibin 15.693,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kötüniyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 61 vd. maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Dosyanın incelenmesinde; davacının hissesinin bulunduğu taşınmazda, davalının dava dışı kişilerden kira ilişkisinden kaynaklanan kira bedelini alması sonucu, davacının hissesi oranında kira bedellerinin davalıdan tahsili istenilmiş olmakla; davaya bakma görevi de genel mahkeme olan Asliye hukuk mahkemelerine aittir.
O halde mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nun göreve ilişkin hükümleri içerir 2. vd. maddeleri dikkate alınmak suretiyle, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu düşünülerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.