Esas No: 2022/4755
Karar No: 2022/5894
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4755 Esas 2022/5894 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4755 E. , 2022/5894 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 50. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 14. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve diğer temyiz şartları yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 25.12.2012-03.04.2015 tarihleri arasında davalı işyerinde kreatif direktör olarak çalıştığını, bu dönemde iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, daha sonra 05.09.2015 tarihinden iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği 29.11.2017 tarihine kadar yine davalı işyerinde çalıştığını, en son net ücretinin 7.500,00 TL olduğunu, davacının iş sözleşmesini Beyoğlu 60. Noterliğinin 29.11.2017 tarihli ve 35168 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshettiğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının tasarım departmanında görev yaptığını, işyerine mütemadiyen 11.00-12.00 saatlerinde geldiğini, işveren talimatlarına aykırı davrandığını, davacının ücret alacaklarının ödendiğini, ücretli iznini kullandığını, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacağının bulunmadığını ve alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı işyerinde fazla çalışma yaptığı ve ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle ve hesaplanan alacaktan indirim de yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının hiçbir safhada hangi senelere dair yıllık izin, fazla çalışma, resmî ve dinî tatil ücretlerini ve özellikle hangi döneme dair kıdem tazminatı talep ettiğini açıklamadığını, davacının ilk dönem çalışması sonunda yeni bir iş bulduğu için kendisinin işten ayrıldığını, ilk dönem 03.04.2015 tarihinde ayrıldıktan üç gün sonra başka bir işyerinde çalışmaya başladığını, bu nedenle davacının davalı işyerinde fasılalı çalıştığının kabulü ile hizmet sürelerinin birleştirilerek kıdem tazminatı talebinin kabulünün hatalı olduğunu, davacı tanıklarının ikinci döneme ilişkin davacı ile birlikte çalışmalarının olmadığını, tanıkların beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, davacının feshinin haklı nedene dayandığına ilişkin delil sunamadığını, bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulü kararının hatalı olduğunu, davacı tanığı A.Ş.'nin davalı aleyhine dava açtığını, fazla çalışma yapılan günlerden sonra izin verildiğini ve davacının işe geç gelmesi nedeniyle uyarıldığını beyan ettiği hâlde bunun bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını; davalı tanıklarının, davacı tanıklarının beyanlarını çürüten beyanlarının da dikkate alınmadığını, İlk Derece Mahkemesince husumetli tanık beyanlarının dikkate alındığını, ücret tespitinin hatalı olduğunu, davalı tarafından davacının fazla çalışma yapmasının talep edilmediğini, fazla çalışma yaptığının kabulünde dahi tanıklarca da beyan edildiği üzere ertesi gün davacının saat 12:00-13:00 'te işe geldiğini, pazar günlerinin hem fazla çalışma hem de hafta tatili hesabına dâhil edilerek mükerrer hesaplama yapıldığını, fazla çalışma hesabının da bilirkişi raporunda hatalı olduğunu, davacının iki pazar hariç haftanın her günü olmak üzere yılda 343 gün çalıştığının, tüm resmî ve dinî bayramlarda çalıştığının abesle iştigal olduğunu, raporun bu yönü ile de hatalı olduğunu, zamanaşımı defin İlk Derece Mahkemesince dikkate alınmadığını, bu nedenle kararın hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli kararda hakkaniyet indiriminden söz edilmiş ise de davacının talebinin tamamen kabul edildiğini, hakkaniyet indirimi yapılmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının ve ek rapor taleplerinin İlk Derece Mahkemesince karşılanmadığını, cevap dahi verilmediğini, ek rapor alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, fazla çalışma yaptığı düşünülse dahi takdiri indirimin azami oranda yapılması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
"...
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça davacının ilk dönem çalışmasına ilişkin işten ayrılış bildiriminin kuruma istifa(03) kodu, ikinci dönem çalışmasının 24.11.2017 tarihinde (04) kodu ile bildirildiği ancak davacının istifa ettiğine ilişkin belge sunulamadığı gibi ilk dönem çalışmsına ait davacıya ödeme yapıldığına ilişkin belge de sunulamadığından ilk derece mahkemesinin hizmet sürelerini birleştirmesinin yerinde olduğu, mahkemenin davacı iddiası ve tanık beyanlarına göre ücret tespitinin davalının ikinci dönem çalışmaya ilişkin ücret bordrosu sunamadığından yerinde olduğu, bilirkişi raporunda ücret tespiti ve fazla mesai, resmi genel tatil hafta tatili alacaklarının hesabının sadece husumetli davacı tanığı ...'in beyanlarına göre yapılmadığı, tanık Anıl'ın beyanlarını destekler diğer davacı tanığı ve davalı tanıkları beyanlarına göre yapılmış olduğu, fazla mesai yönünden kurulan hükümde bilirkişi raporuna göre hesaplanan fazla mesai ücretinden takdiri indirimin yapılmış olduğu, hafta tatili alacağına ilişkin mükerrer hesaplama olmadığı, zamanaşımı itirazının dikkate alınmış olduğu davalı tarafın tüm istinaf sebepleri yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının hiçbir safhada hangi senelere dair yıllık izin, fazla çalışma, resmî ve dinî tatil ücretlerini ve özellikle hangi döneme dair kıdem tazminatı talep ettiğini açıklamadığını, davacının davalı işyerinde fasılalı çalıştığının kabulü ile hizmet sürelerinin birleştirilerek kıdem tazminatı talebinin kabulünün hatalı olduğunu, davacı tanıklarının husumetli olduğunu, ücret tespitinin hatalı olduğunu, pazar günlerinin hem fazla çalışma hem de hafta tatili hesabına dâhil edilerek mükerrer hesaplama yapıldığını, fazla çalışma hesabının da bilirkişi raporunda hatalı olduğunu, davacının iki pazar hariç haftanın her günü olmak üzere yılda 343 gün çalıştığının, tüm resmî ve dinî bayramlarda çalıştığının abesle iştigal olduğunu, raporun bu yönü ile de hatalı olduğunu, zamanaşımı defin İlk Derece Mahkemesince dikkate alınmadığını, bu nedenle kararın hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli kararda hakkaniyet indiriminden söz edilmiş ise de davacının talebinin tamamen kabul edildiğini, hakkaniyet indirimi yapılmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının ve ek rapor taleplerinin İlk Derece Mahkemesince karşılanmadığını savunarak kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesi feshinin haklı olup olmadığı, davacının ücreti, hizmet süresi, dinlenen tanık beyanları ve bu doğrultuda ispatlanmış kabul edilen kıdem tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili, yıllık izin alacağı ve tüm alacak kalemlerine uygulanan zamanaşımı ve uygulanan indiriminde toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinde yer alan ücretin ödenmemesi nedeniyle haklı fesih, "Ücret ve ücretin ödenmesi" başlıklı 32 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 63 üncü maddesi..
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Ücret" başlıklı 401 inci maddesi, 147 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 4857 sayılı Kanun'un 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Kanun'un 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
4. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması hâlinde Yargıtayca son yıllarda uygun bir indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama hâlini almıştır.
5. Aynı ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
6. Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamındaki deliller bütün olarak değerlendirildiğinde; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve kararın gerekçesinin dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.