Esas No: 2022/2999
Karar No: 2022/5735
Karar Tarihi: 10.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/2999 Esas 2022/5735 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/2999 E. , 2022/5735 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 26. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ...ile davacı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 02.01.2015-13.05.2016 tarihleri arasında davalının Türkmenistan Aşkabat'ta bulunan projesinde altyapı formeni olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, müvekkilinin çalıştığı sürede fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışmaları karşılığı ücretlerinin ödenmediğini, en son net 2.600,00 USD ücret aldığını, aylık ücretin bir kısmının elden yurt dışında ihtiyaçlarını görmesi için verilerek kalan kısmının bankadan ödendiğini belirterek bakiye ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının 02.01.2015-13.05.2016 tarihleri arasında davalının Türkmenistan’daki şantiyesinde altyapı formeni olarak çalıştığını, davacının tüm hak edişlerinin eksiksiz ödendiğini, davacının ücretinin 1.444,00 USD olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 32. İş Mahkemesinin 01.08.2019 tarihli ve 2018/191 Esas, 2019/498 Karar sayılı ilâmı ile davacı taraf en son net ücretinin net 2.600,00 USD olduğunu, ücretin 650,00 USD’lik kısmının yurt dışında ihtiyaçlarını görmesi için elden avans olarak verildiğini, kalanının ise bankaya yatırıldığını ileri sürmüş olup davalı taraf ise davacının ücretinin 1.444,00 USD olduğunu savunmuş ise de banka kayıtlarında davacıya her ay sabit şekilde "ücret+fazla mesai" açıklaması ile 1.950,00 USD ödeme yapıldığı, bu durumda yapılan ödemenin fazla çalışma ödemesine ilişkin olmayıp aylık ücrete ilişkin olduğunun anlaşıldığı, emsal ücret araştırması ve tanık anlatımları bir arada değerlendirildiğinde ücret hususunda davacının iddiasını ispatladığı ve son aylık ücretinin net 2.600,00 USD olduğu, iş sözleşmesinin işverence feshedildiği ve davalı işveren tarafından dava açılmadan önce ödenen 1.299,60 USD mahsup edilerek bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alındığı, dosyada mevcut giriş-çıkış kayıtlarından dava dışı işçilerin genel olarak günlük 12-13 saat civarında çalışma kaydının olduğu, sunulan belgelerin incelenmesinde işyerinde çalışma saatlerinin proje bazında dönemsel olarak değiştirildiği, davacının hangi projede çalıştığının bilinmediği ancak tespit edilen çalışma sürelerinin davacı iddiası ve tanık beyanları ile uyumlu olduğu, dinlenen tanık anlatımları ile davacının haftanın altı günü 08.00-19.00 saatleri arasında haftada 60 saat çalıştığı, ayrıca haftada üç gün saat 21.00'e kadar çalıştığı ve haftada 19,5 saat fazla çalışma yaptığı, davacının ülke dışında olduğu günler haricinde ve talebiyle bağlı kalınarak 2015 yılı Ramazan Bayramı'nda bir gün Kurban Bayramı'nda ise iki gün çalışmadığı, diğer günlerde çalıştığı, tanık anlatımları ile dosyada mevcut belgelerden davacının ülke dışında olduğu günler ile puantaj kayıtlarında davacının izinli veya hasta olduğu belirtilen günler haricinde hafta tatillerinde de çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.07.2021 tarihli ve 2019/2200 Esas, 2021/1459 Karar sayılı ilâmı ile tanık beyanları, davacının yaptığı işin niteliği ve kıdemi, personel cari hesap kayıtları, “ücret + fazla mesai” açıklamalı sabit miktarlı ödeme kayıtları, davalı işverene karşı açılan benzer dosyalarda verilen kararlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının ücretinin 1.950,00 USD kısmının Türkiye'deki banka hesabına ödendiği, 650,00 USD kısmının ise şantiyede elden ödendiği anlaşıldığından Mahkemece davacının ücretinin 2.600,00 USD olarak tespit edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davacının gerçek ücretinin aylık 2.600,00 USD olduğu ve dekontlardaki tahakkukların gerçeği yansıtmadığı anlaşıldığından, kabul edilen ücret seviyesi üzerinden hiç tahakkuk yapılmamış gibi fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili alacağı yönünden hesaplama yapılması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına ve çalışma düzenine göre yapılan hesaplamaların dosya içeriğine uygun olduğu, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile davacının izinli olup çalışmadığı günlerin hesaplamaya dâhil edilmediği, tanıkların davalı işverene karşı açılmış davalarının bulunduğu yönünde bilgi ve belge bulunmadığı, Mahkemece ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücret alacaklarından %30 oranında takdiri indirim yapılmasının dosya kapsamına uygun olduğu ancak fazla çalışma ücret alacağından da %30 oranında takdiri indirim yapılması gerekirken kayıt ve belgelerle uyumlu tanık beyanları gerekçesiyle %20 oranında indirim yapılmasının hatalı olduğu ve bu yöndeki başvurunun kısmen yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 19.10.2021 tarihli ve 2021/9534 Esas, 2021/14492 Karar sayılı ilâmı ile tarafların diğer temyiz itirazları yerinde görülmeyerek, dava dilekçesinde, ihbar tazminatı alacağının bir kısmının davalı işveren tarafından ödendiği, bakiye 1.126,40 USD ihbar tazminatı alacağı kaldığı belirtilmiş olup bu beyanın davacı tarafı bağlayacağı gözetilmeden belirtilen miktarı aşacak şekilde hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan 1.717,00 USD ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulduğu ancak söz konusu hükümde davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihindeki Merkez Bankası döviz kuru ile yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (Tarife) uyarınca hesaplanması gerekirken İlk Derece Mahkemesi karar tarihindeki Tarife ile Merkez Bankası döviz kuru üzerinden belirlenmesinin isabetli olmadığı; ancak kabul şekline göre hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğu tespit edildiğine göre bozmadan sonra hüküm altına alınacak veya reddedilecek alacak miktarları yönünden vekâlet ücreti hakkında yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiğinin de göz önünde bulundurulması gerektiği gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verildiği, ihbar tazminatı yönünden ise dava dilekçesindeki talep ile bağlı kalınarak karar verildiği, davacı lehine karar tarihindeki Merkez Bankası döviz kuru ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücreti hesaplandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili, lehlerine istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı vekili, somut olayda Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiğini, davacı tarafından her ne kadar belirsiz alacak davası açıldığı beyan edilmiş ise de bu beyanın dosyanın mevcut durumuna göre hukuka aykırı olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, Mahkeme tarafından varılan ücret tespitinin emsale ve esasa aykırı olmakla hatalı olduğunu, davacının ihbar tazminatı alacağı olduğu yönündeki Mahkeme kararının hatalı olduğunu, davacının tazminat alacaklarının eksiksiz ödendiğini, ücret hususunda hatalı değerlendirme yapıldığını ve ihbar tazminatının tespit edildiğini, hüküm kurulan fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının esas, usul ve kanuna aykırı olduğunu, bu alacaklardan yapılan indirimin de yetersiz olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, Mahkemece ihbar tazminatı yönünden bozma ilâmına uygun karar verilip verilmediği ve hükmedilen vekâlet ücretinin Tarife hükümlerine uygun olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (6100 sayılı Kanun) usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
2. 6100 sayılı Kanun'un "Taleple bağlılık ilkesi" kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
3. Değerlendirme
1. Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemizin bozma ilâmında davacı tarafın dava dilekçesinde ihbar tazminatı alacağının bir kısmının davalı işveren tarafından ödendiği, bakiye 1.126,40 USD ihbar tazminatı alacağı kaldığı beyanında bulunmasına göre bu beyanın bağlayıcı olduğu gözetilmeden bu miktarı aşan 1.717,00 USD ihbar tazminatı tutarının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu belirtilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince bozma sonrası davacının 1.717,00 USD ihbar tazminatı alacağının tespiti ile taleple bağlı kalındığı belirtilerek 1.126,40 USD ihbar tazminatına hükmedilmiştir. Davacının 1.126,40 USD ihbar tazminatı hakkı bulunduğu beyanı karşısında bu miktarın hüküm altına alınması gerekli iken alacak tutarının 1.717,00 USD olarak tespitine karar verilmiş olması hatalı olup bozma sebebidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “1.717,00 USD net ihbar tazminatı alacağının tespitine,” ibaresinin hükümden çıkartılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
T.H.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.