11. Hukuk Dairesi 2018/3621 E. , 2019/5122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15/12/2016 tarih ve 2013/384 E- 2016/393 K. sayılı kararın asıl davada davalı/birleşen davada davacı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen 17/05/2018 tarih ve 2018/417 E- 2018/812 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi asıl davada davalı/birleşen davada davacı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin maruf ve meşhur hale getirdiği “ÜÇLER” ibaresini 30. sınıfta “baklava, fıstık ezmesi, burma kadayıf, bülbülyuvası, dolama ve şöbiyet” ürünlerinde 03.11.1993 tescil tarihi ve 1993/144853 numarası ile tescilli ettirdiğini, davalı şirketin baklava ürününü ÜÇLER markası altında piyasaya sunduğunu ve haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek markaya tecavüzün önlenmesini, tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını talep etmiştir.
Asıl davada davalılar, birleşen davada ise davacı vekili; “ÜÇLER” markasının müvekkili tarafından 1987 yılında tescil ettirdiğini, ticari faaliyetinin ise daha önceye 1973 yılına dayandığını, müvekkilinin önceye dayalı hak sahipliğinin mevcut olduğunu savunmuş olup, birleşen davada ise; müvekkilinin önceye dayalı haksahibi olduğunu, davalını kötü niyetli tescili olduğunu ileri sürerek “ÜÇLER” ibaresinin gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunun tespitini, davalının 144853 numaralı markasının hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; asıl davada, marka kullanımının şirket tarafından yapıldığı, diğer davalıların şirketin ortağı olduğu gerekçesiyle davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine, davalı şirketin ‘’Üçler Kebap Lahmacun Baklava’’ şeklindeki kullanımının tescilli markaya dayanmadığı, davalı markasının tescil tarihinden önceki dönemde de markasal kullanımın ispat edilemediği, davalı kullanımının davaya konu ürünler için marka hakkına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle davalı şirket yönünden davanın kabulüne, birleşen davada ise, davacının marka tescilinden sonra davalı tarafından yapılan tescile uzun süre itiraz etmemesi suretiyle hak kaybına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davalı, birleşen davada davacı şirket vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; davalının işletmesindeki ürün ambalajları ve yine işletme tabelalarında markasının tescilli olduğu sınıf dışında “baklava” ürününe de yer vermiş olması, markanın tescil edilmiş olduğu şekilden farklı olarak özellikle davacının markası ile iltibas yaratacak biçimde kullanmış olmasının 556 KHK 9/1-b anlamında markaların karıştırılma ihtimali doğurduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, birleşen dava yönünden ise, birleşen dava davalısının markasının “BAKLAVACI ÜÇLER” ibareli markası ile davacının “ÜÇLER Kebap ve Lahmacun” ibareli markası arasında farklılıklar olduğu gibi her iki markanın tescil edilmiş olduğu sınıftaki ürünlerin farklı olduğu, yine davalının markasının tescil edildiği tarihten itibaren çok uzun süre geçmiş olması bakımından sessiz kalma suretiyle davacının hak kaybına uğradığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı aleyhine, asıl davada davalı, birleşen davada davacı şirket vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı, birleşen davada davacı şirket vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 52,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı/birleşen davada davacı şirketten alınmasına, 09/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.