Esas No: 2022/5063
Karar No: 2022/5697
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5063 Esas 2022/5697 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5063 E. , 2022/5697 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Alanya 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve diğer temyiz şartları yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı tarafından işletilmekte olan otelde 01.05.2006-03.02.2020 tarihleri arasında teknik servis şefi olarak çalıştığını, işveren tarafından haksız ve sebepsiz olarak işten çıkartıldığını, haftanın 6 günü 07.30-18.30 saatleri arasında aralıksız çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de izin kullanmayıp aynı şekilde çalışmaya devam ettiğini, ancak çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, asgari geçim indirimi alacağının da ödenmediğini, sigorta primlerinin eksik ücret üzerinden bildirildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacakları ile asgari geçim indirimi alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının iş sözleşmesinin iyiniyet ve ahlak kurallarına aykırılık sebebi ile haklı nedenle feshedildiğini, davacının tüm fazla çalışmaları için denkleştirme yapılarak izin kullandırıldığını, yıllık izin hakkının kullandırıldığının belgelerle sabit olduğunu, davacının aylık ücreti içerisinde asgari geçim indirimi alacağının da ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının 08.05.2006-03.02.2020 tarihleri arasında davalı nezdinde çalıştığı, davacının iş sözleşmesinin işyerinde yapılan tadilat işlemleri neticesinde ortaya çıkan malzemelerin işverenin onayı olmadan satıldığı, davacının da bu eylemi gerçekleştiren kişilerden biri olduğunun 25.01.2020 tarihli tutanak ile sabit olduğu, söz konusu malzemelerin maddi değeri düşük olsa dahi teknik servis şefi olan davacının davranışlarının güven sarsıcı nitelikte olduğu, maddi değerinin yüksek ya da düşük olmasının sonuca etkili olmadığı ve buna dayalı olarak davalı işverence yapılan fesih işleminin de haklı neden teşkil ettiği, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin bu gerekçe ile reddi gerektiği; ayrıca haftalık 45 saati aşan çalışmanın davacı tarafça ispatlanmaması sebebiyle fazla çalışma ücretine de hak kazanılamadığı gerekçesiyle söz konusu alacak kalemlerinin reddine; diğer alacakların ise hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği yönündeki kabulün hatalı olduğunu, feshin eylemin gerçekleşmiş olduğu iddia edilen tarihten altı günlük yasal süre geçtikten sonra yapıldığını, hizmet süresinin ve ücretinin hatalı belirlendiğini, fazla çalışma ücretinin aylık ücret içerisinde gösterildiğini, tüm çalışma süresine ilişkin olarak fazla çalışma yapıldığının tanık beyanı ile ispatlandığını ve fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının yıllık izinlerinin tümünü kullandığını, asgari geçim indirimi alacağının ödendiğinin de banka kayıtları ve bordrolar ile sabit olduğunu ileri sürerek istinaf başvurunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına bakıldığında; davacı tarafından fazla çalışma yapıldığının ispatlanmadığı, tanık beyanları itibarıyla davacının tadilatta olan işyerinden çıkan hurda kabloları işverenin izni ve bilgisi dışında sattığı anlaşılmakla iş sözleşmesinin tazminatı gerektirmeyecek şekilde sonlandığı sonucuna varıldığı, sunulu kayıtlara göre hesaplamalara esas alınan ücret ve hizmet süresinin tespitinde hata bulunmadığı, davacının bakiye yıllık izin ücreti alacaklısı olduğu, dosya kapsamı ve ıslah dilekçesi itibarıyla hükmedilen tutarların yerinde olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği yönündeki kabulün hatalı olduğunu; feshin, eylemin gerçekleşmiş olduğu iddia edilen tarihten altı günlük yasal süre geçtikten sonra yapıldığını, hizmet süresinin ve ücretinin hatalı belirlendiğini, fazla çalışma ücretinin aylık ücret içerisinde gösterildiğini, tüm çalışma süresine ilişkin olarak fazla çalışma yapıldığının tanık beyanı ile ispatlandığını ve fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacının hizmet süresinin ve ücretinin hatalı tespit edilip edilmediği, davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı, feshin usulüne uygun olarak yasal süre içerisinde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ve davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir.
2. 4857 sayılı Kanun'un "Derhal fesih hakkını kullanma süresi" kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrasında, "24 ve 25 inci maddelerde gösterilen ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz. '' hükmü yer almaktadır.
3. 4857 sayılı Kanun'un "Fazla çalışma ücreti" kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. ..."
3. Değerlendirme
1. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
2. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
3. Aynı ilkeler, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
4. Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının davalı nezdinde 08.05.2006-03.02.2020 tarihleri arasında çalıştığı, son çıplak ücretinin net 2.900,00 TL olduğu, dinlenen tanıkların tümünün hem davacının hem de davalının ortak tanıkları olduğu ve söz konusu tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığının ispatlanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
5. İş sözleşmesinin feshine gelince; davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebeple feshedildiği, davacının 25.01.2020 tarihli savunmasında otel tadilatı sırasında çıkan malzemelerin Murat ve Hüseyin tarafından satıldığını, kendisine verilen paraları dağıttığını, Selman ve Veysel'e para verdiğini, sadece telefon kablolarını verdiklerini, bunun 100,00 TL gibi bir rakam olduğunu, personele satış konusunda talimat vermediğini, sadece işe yaramayan telefon kablolarını hurdaya verdiğini, karşılığında 100,00 TL gibi bir rakam aldığını, Tahsin Alp'e sadece molozların içinden topladığı kablolar için satış izni verdiğini beyan ettiği, el yazısı ile yapılan savunma metninde ise Hüseyin’in kendisine 100,00 TL gibi bir para verdiğini, "bu ne" diye sorunca "üzümünü ye bağını sorma" diye cevap verdiğini, bunun üzerine kendisinin de parayı aldığını ikrar ettiği; dolayısıyla söz konusu işçinin iyiniyet ve ahlâk kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmenin işveren açısından çekilmez hâle geldiği ve haklı sebeple derhâl fesih hakkının bulunduğu anlaşılmaktadır.
6. 4857 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinde belirtilen haklı fesihlerde dikkate alınacak 6 iş günlük süre feshe yetkili makamın fesih sebebini öğrendiği tarihten itibaren başlar. Somut uyuşmazlıkta feshe konu olay sonrasında soruşturma yapılarak, yapılacak işleme ilişkin işyeri Disiplin Kurulu 31.01.2020 tarihinde davacının iş sözleşmesinin feshinin gerektiğine karar vermiş olup bu karara dayanılarak 03.02.2020 tarihinde fesih işleminin tamamlandığı anlaşılmaktadır. Feshe yetkili makam Yönetim Kurulu olmakla birlikte her ne kadar dosyada Yönetim Kurulu kararı yoksa da Disiplin Kurulu kararından sonra Yönetim Kurulu kararı alındığı gözönüne alındığında; Disiplin Kurulu kararından üç gün sonra iş sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir. Bu durumda feshin, 6 iş günlük hak düşürücü süre içerisinde gerçekleştiğinin kabulünde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.