Esas No: 2022/4901
Karar No: 2022/5558
Karar Tarihi: 28.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4901 Esas 2022/5558 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davalı işveren ile işçi arasında görülen alacak davasında, Mahkeme davalı işverenin daha önce temerrüde düştüğünü ispat edilemediğinden hüküm altına alınan ücret farkı alacağı ve ikramiye farkı talepleri için arabuluculuk son tutanak tarihi itibariyle faize hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir. İlave tediye alacağı için ödeme zamanının belirli bir vadeden bahsedilmediği ve faize hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca Davacının yararlandığı Toplu İş Sözleşmesi'nin havaleye ilişkin hükmünde tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmediği ve en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun detayları ise, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesi, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 23. maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunu'dur.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 28. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- İlk Derece Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ücret farkı alacağı yönünden her ayın 16’ıncı günü itibariyle temerrüdün meydana geldiği kabulüyle faize hükmedilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 7. maddesinde ise “işçiye yapılacak ödemelere ilişkin hesap dönemi, her ayın 15'i ile bir sonraki ayın 14. Günüdür” denilmektedir.
Bu hükümde ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez.
Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Bu halde Mahkemece davalı işverenin daha önce temerrüte düşürüldüğü ispat edilemediğinden hüküm altına alınan fark ücret alacağına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Yine, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23. madde kapsamında kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kurallar belirlenmiş olup, burada söz konusu edilen Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan en son Toplu İş Sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir Toplu İş Sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının ikramiye farkı alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması da hatalıdır. Ayrıca söz konusu Toplu İş Sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde; "İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5x2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir" denilmekte olup, ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez. Dolayısıyla, ikramiye farkı talebi bakımından da daha önce temerrüdün gerçekleştiği ispat edilemediğinden, arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren davacının talebi de göz önüne alındığında en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekmektedir.
İlave tediye alacağının ödeme zamanı ise 6772 sayılı Kanunun 4. maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmekte olup ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu değildir. Bu nedenle söz konusu alacak bakımından daha önce temerrüt gerçekleştiği ispat edilemediğinden faize hükmedilirken arabuluculuk son tutanak tarihi dikkate alınmalıdır.
Açıklanan hususlar bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Yukarıda yazılı sebeplerden, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasındaki dava konusu alacaklara ilişkin “1, 2 ve 3” numaralı bentleri hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine.
“1- Brüt 17.129,49 TL ücret farkının arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 08.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Brüt 533,83 TL ikramiye farkı alacağının arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 08.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere bankalarca uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Brüt 2.272,85 TL ilave tediye ücretinin arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 08.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” bendlerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.