17. Hukuk Dairesi 2016/13383 E. , 2019/5590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 29/01/2010 tarihinde davacıların eşi ve babası olan ..."ın yolcu olduğu trafik sigortasız araç ile dava dışı ... idaresindeki aracın çarpışması neticesinde ... "ın vefat ettiğini, davacı eş ve çocukların desteklerini kaybettiklerini, yapılan kısmi ödemenin yetersiz olduğunu beyanla, şimdilik her bir davacı için 250,00,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafa toplam 90.127,00 TL ödeme yapıldığını ve ibraname imzalandığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davacı ... için 38.928,00 TL, ... için 8.587,00 TL, ... için 7.353,00 TL, ... için 5.005,00 TL olmak üzere toplam 59.873,00 TL tazminatın 30/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler.
Somut olayda, davacı taraf, davadan önce davalı ... tarafından davacılara ödenen 90.127,00 TL"nin gerçek zararın altında olduğunu iddia ederek tazminat talebinde bulunmuş; davalı ise, davadan önce yapılan ödemelerin yeterli olduğu savunmasında bulunmuştur. Bu durumda davacıların zararı, öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTKnın 111.maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığının bu şekilde değerlendirilmesi, şayet ödenmesi gereken tazminat miktarı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacılar tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmesi ve rapor tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminat tutarından davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi gerekmektedir.
Hasar dosyasının incelenmesinde; davalı ... tarafından yapılan aktüer hesaplamada; davacı ... için 63.072,00 TL, davacı ... için 7913,00 TL, davacı ... için 8495,00 TL olmak üzere toplam 90.127,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış; davadan önce davacılar vekiline 30/05/2012 tarihinde 90.127,00 TL ödenmiş, mahkemece hükme esas alınan 06.01.2016 tarihli aktüer raporunda, davacılar için ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarı olay tarihinde geçerli 150.000,00 TL olan ZMSS limitini aştığından son verilere göre hesap yapılmasına ve ödemenin güncellenerek düşümüne gerek kalmadığı belirtilmiş ve sigorta limiti 150.000,00 TL davacıların destek paylarına göre bölüştürülerek her bir davacıya düşen poliçe limit payından yine her bir davacıya yapılan ödemeler (güncellenmeksizin) düşülmek suretiyle tazminat miktarları hesaplanmıştır. Davalı ... tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabı yapılmadan önce alan davacılar, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldıkları paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmişlerdir. Mahkemece hükme esas alınan raporda isabetli bir şekilde ödeme tarihindeki verilere göre hesap yapılmış ve davacılara dava öncesi yapılan ödemenin yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Bu aşamadan sonra mahkemece yapılacak iş; karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı, hesaplanacak tutarın 150.000,00 TL poliçe limitini aşması halinde sigorta limiti davacıların destek paylarına göre bölüştürülerek (garame yapılarak) çıkacak miktarlardan zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, her bir davacıya
yapılan ödemenin, ödeme günü ile tazminat(lar)ın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faiz(ler)i de hesaplanarak, her bir davacı için hesaplanan tazminattan güncellenmiş ödemelerin indirilmesi ve davacıların gerçek zararlarının bu şekilde hesaplanması olacaktır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan yönler gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 07/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.