
Esas No: 2018/3530
Karar No: 2019/5136
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3530 Esas 2019/5136 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/07/2017 tarih ve 2016/455 E- 2017/342 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/05/2018 tarih ve 2017/1619 E- 2018/515 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı kurum nezdinde 2015/45141 sayılı "SÜRBEYAZ" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin "BEYAZ", "BEYAZIM", "PINAR BEYAZ", "PINAR BEYAZ", "PINAR BEYAZ+Şekil", "PINAR BEYAZ", "PINAR BEYAZ EZİNELİ+Şekil", "ÇOCUKLARA KAHVALTIYI SEVDİREN BEYAZ" ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itiraz sonuncu marka başvurlarının reddine karar verildiğini, anılan ret kararına karşı yapılan itirazın YİDK kararıyla reddedildiğini, “BEYAZ” ibaresinin tek başına bir ayırt ediciliği bulunmayan, herkesin kullanımına açık, kimsenin tekeline bırakılamayacak, tanımlayıcı bir ibare olduğunu, başına veya sonuna ayırt edici ek getiren herkesçe tescili talep edilebilecek bir kelime olduğunu, BEYAZ kelimesinin günlük hayatta yaygın olarak kullanılan bir renk adı olduğunu ve gıda sektörü bakımından süt ve süt ürünlerini ifade eden onlarla özdeş bir renk, kelime olduğunu, bir çok markanın kullanıldığını, taraf markaları arasında karıştırılmaya neden olacak düzeyde benzerliğin bulunmadığını ileri sürerek YİDK’nın 2016-M-9428 sayılı kararının iptaliyle marka başvurusunu tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili; markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğundan 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki koşulların oluştuğunu, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; müvekkili adına tescilli “PINAR” ve “PINAR BEYAZ” ibareli markalarının tanındığını, davacı başvurusuna konu “SÜRBEYAZ” ibaresi ile müvekkili adına tescilli muhtelif “BEYAZ” ibareli markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olup aynı sınıflarında ve aynı mallar için tescil edilmek istendiğini, “BEYAZ” ibaresinin itiraza mesnet tüm markalarında markasal anlamda ve ayırt edicilikte ön plana çıktığını, esas unsur olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
lk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; başvuru kapsamındaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle benzer olduğu, “PINAR” ibaresinin davalı şirketin çatı markası olup ihtilafa konu “BEYAZ” ibaresinin, “PINAR” ibaresi ile birlikte söz konusu markanın esas unsurlarından olduğu, “BEYAZ” ibaresinin ayırt edici olduğu, “SÜRBEYAZ” ibaresinde “SÜR” ve “BEYAZ” kelimelerinin ilk harflerinin büyük harfle yazılmaları nedeniyle ibarenin iki ayrı kelime olarak algılandığı, Yargıtay’ca “BEYAZ” ibaresinin ayırt edici bir marka işareti olarak benimsendiği, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.