Esas No: 2022/3730
Karar No: 2022/5460
Karar Tarihi: 28.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3730 Esas 2022/5460 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3730 E. , 2022/5460 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle, ... Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı ve bağlı işyerlerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için yeterli çoğunluğa sahip olduklarının tespiti talebi ile müvekkili Sendikanın 04.12.2014 tarihli yazısı ile Bakanlığa başvuru yaptığını, Bakanlık tarafından 10.12.2014 tarihli yazı ile gerekli çoğunluğu sağladıklarının bildirildiğini, itiraz olmaması üzerine Sendikalarına yetki belgesi verildiğini ve daha sonra 01.01.2015-31.12.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi imzalandığını, ... Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı ve bağlı işyerleri için ... Sendikası tarafından yapılan işkolu tespit başvurusu sonucunda ... tarafından bahsi geçen işyerlerinin 20 nolu “Genel işler” işkoluna girdiğine karar verildiğini, bu tespit kararı aleyhine süresi içerisinde Sendikaları tarafından 26.07.2016 tarihinde ... 6. İş Mahkemesinin 2016/966 Esas numaralı dosyası üzerinden iptal davası açıldığını, aynı tespit kararına karşı davalılardan ... tarafından da 02.08.2016 tarihinde ... 5. İş Mahkemesinin 2016/477 Esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını, davalılardan Öz Sağlık İş Sendikasının 05.09.2016 tarihinde ÇSGB Çalışma Genel Müdürlüğüne başvuru yaparak 0001227.041 SGK sicil nolu işyerinde çoğunlukta olduklarının tespitini istediğini, ÇSGB Çalışma Genel Müdürlüğünün çoğunluk tespit yazısını Sendikalarına gönderdiğini ve bu çoğunluk tespitine karşı Kanunun belirlediği süre içinde itirazlarını sunduklarını, işkolu değişikliği tespiti ve bu tespite itirazlarını yetki süreci başlamadan önce yaptıklarından, davalılardan Öz Sağlık İş Sendikasının yetki tespiti başvurusunun 6356 sayılı Yasa’nın 5. maddesinin 2. fıkrasının “yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur.” düzenlenmesi kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini, işkolu tespitine itiraz davasının bekletici mesele yapılması gerekirken Öz Sağlık İş Sendikasına bu işyerleri yönünden olumlu çoğunluk tespiti verilmesinin hukuka ve adalete açıkça aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek davalılardan ÇSGB Çalışma Genel Müdürlüğünün 22.09.2016 tarih ve 21243 sayılı Öz Sağlık İş Sendikasına verilen çoğunluk tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulü ile “...'nın 22.09.2016 tarih 740383208 /103.02-21243 sayılı ...'na verilen çoğunluk tespitinin İPTALİNE” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalılar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53’üncü maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41’inci maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42’nci maddesi ise;
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
Şeklindedir.
Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” başlıklı 43’üncü maddesine göre de;
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazları değerlendirilmelidir.
İnceleme konusu davada, ... tarafından 05.09.2016 başvuru tarihi itibariyle davacıya ait (0001227) sicil numaralı işyerinde toplam 143 işçi çalıştığı ve 127 sendika üyesi bulunduğu gerekçesiyle Öz Sağlık İş Sendikasının toplu iş sözleşmesi yapabilmek gerekli çoğunluğu sağladığına dair 22.09.2016 tarih ve 21243 sayılı olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.
Diğer taraftan aynı işyeri ile ilgili olarak yetki başvuru tarihinden önce olmak üzere işkolu tespit başvurusu yapıldığı, 23.07.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan işkolu tespit kararı ile aynı işyerinin “Genel işler” işkolunda yer aldığının belirlendiği, bu tespite itiraz edildiği, yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verildiği ve kararın Dairemizin 04.02.2021 tarih ve 2020/8967 Esas, 2021/3634 Karar sayılı ilâmıyla onandığı görülmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, her ne kadar Dairemizin bu konuda daha önce vermiş olduğu kararda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki tespit başvuru tarihinden önce işkolu tespit başvurusunda bulunulmuş ise işkolu tespit kararının beklenilmesi, işkolu tespit kararına da itiraz edilmesi durumunda buna ilişkin yargılamanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de konunun yeniden değerlendirilmesi ile Dairemizin anılan kararında belirtilen uygulamanın değiştirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu noktada işkolu tespit talebi ve işkolu tespit kararının yetki sürecine etkisi açıklanmalıdır.
6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.”
Hükmün madde gerekçesinde de “İkinci fıkraya göre, işyeri veya işletme için yeni dönem yetki sürecinin başlamış olması halinde, yetki başvurusundan sonraki işkolu değişikliğine ilişkin Bakanlık tespiti veya mahkeme kararı mevcut veya yapılacak toplu iş sözleşmesini etkilemeyecek, işkolu değişikliği bir sonraki dönem için geçerli olacaktır. Yeni bir toplu sözleşme için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olacak, işkolu tespiti talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacak, işkolu değişiklikleri yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinin uygulamasını etkilemeyecektir. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacaktır. Bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatması ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılması önlenmek istenmiştir.” hususları ifade edilmiştir.
6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinde açık bir şekilde yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki sürecinin başlamış olması hâlinde işkolu değişikliğine dair bir tespit kararı verilse dahi bu kararın bir sonraki dönem için geçerli olacağı ifade edilmiştir.
Nitekim madde gerekçesinde de, yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki sürecinin başlamış olması hâlinde, yetki başvurusundan sonraki işkolu değişikliğine ilişkin Bakanlık tespiti veya mahkeme kararının mevcut veya yapılacak toplu iş sözleşmesini etkilemeyeceği ve işkolu değişikliğinin bir sonraki dönem için geçerli olacağı ifade edilmiştir.
Belirtmek gerekir ki, toplu iş sözleşmesi yetki tespit başvurusunun yapılması ve yetki sürecinin başlaması durumunda, bu tarihten sonra işkolu tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi bir sonraki dönem için geçerli olup mevcut yetki başvurusunu etkilemeyeceğinden, bir işyerine ilişkin işkolu tespit başvurusunun hangi tarihte yapıldığının bir önemi olmaksızın bu husus yetki tespit işleminde bekletici mesele teşkil etmeyecektir. Bu anlamda yetki başvurusundan sonra verilen, işyerinin farklı işkolunda yer aldığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı da, mevcut yetki uyuşmazlığını etkilemeyecektir.
Bu sebepledir ki kanun koyucu herhangi bir istisna öngörmeksizin mutlak emredici bir şekilde “İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz” düzenlemesini ihdas etmiştir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, işkolu tespit kararı mevcut yetki süreci bakımından geçerli olmayıp bir sonraki dönem geçerli olacağından, dosya kapsamına göre yetki tespitinin iptalini gerektirecek başkaca bir sebep de bulunmadığından davanın reddine karar verilmelidir.
Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 51,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davalı ... tarafından peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı (maktu) ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın davacıdan alınarak davalı ...'na verilmesine,
5-Davalı ... tarafından peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı (maktu) ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın davacıdan alınarak davalı ...'na verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı ... Bakanlığının yaptığı 400,00 TL, davalı ...'nın yaptığı 285,10 TL ve davalı ...'nın yaptığı 377,50 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile ilgili davalılara ödenmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 5.100,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
9-Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 28.04.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.