20. Hukuk Dairesi 2018/2032 E. , 2018/4394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahil ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., ... Köyü 103 ada ... (1997deki ifraz işlemi ile 103 ada ... ve ...) ve 104 ada ... sayılı taşınmazların meşelik niteliğiyle davalı köy adına tapuda, 111 ada 11 sayılı parselin ise mera niteliğiyle özel sicilde kayıtlı olduğunu, yörede 1969 yılında yapılan ilk ... tahdidinde ... sınırları dışında bırakılmış olsalar da eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında ... olarak göründüğünü belirterek davalı adına olan tapu ve mera kayıtlarının iptalini istemiştir. Mahkemece keşif yapılmaksızın, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince ... kadastrosu yapılarak taşınmazların ... sınırları içine alınabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmekle Dairenin .../11/2010 gün 10469-14386 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacı ..., dava konusu taşınmazların kesinleşmiş ... kadastro sınırları dışında kalmış olsa dahi eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında Devletin hüküm ve tasarrufu altında özel mülkiyete konu olmayan ... olduğunu belirterek dava açmış, mahkemece, "4999 sayılı yasa ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince ... kadastrosu yapılarak taşınmazların ... sınırları içine alınabileceği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. ... kadastro komisyonlarının 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle sınırlama dışı kalan ormanların yeniden kadastrosunu yaparak ... sınırı içine alma görev ve yetkisi var ise de, bu durum mülkün asıl maliki olan Hazinenin, somut olayda olduğu gibi, dava hakkını ortadan kaldırmaz, bu nedenle; işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kabule göre de, ... harcını vererek davaya katıldığı halde karar başlığında ismi gösterilmemiş ve hükmün tebliğ edilmemiş olması da yasaya aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sırasında ... çekişmeli taşınmazların ... sayılan yerlerden olması nedeniyle harç yatırarak davaya müdahil olmuş ve yargılama sonunda çekişmeli taşınmazların tamamının ... kadastro haritasına göre ... sınırları içinde bulunduğu gerekçesiyle ... ve ... Yönetiminin davasının kabulüne, dava konusu 103 ada ..., ..., 104 ada ... ve 111 ada 11 sayılı parsellerin davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile ... vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm asli müdahil ... tarafından daha fazla alanın ... olarak tescil edilmesi gerektiği ve yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, ... savına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde arazi kadastrosu 1995 yılında, ... kadastrosu 1969 yılında yapılmış ve 03.05.1970 tarihinde kesinleşmiştir. Dava tarihinden sonra ise evvelce sınırlaması yapılmış olup da ... sınırları dışında kalan ormanların kadastrosu ve ...B uygulama çalışmaları yapılarak 16/08/2011 tarihinde ilan edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazların ... sayılan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasınada bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A. maddesinde "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz” ve aynı Kanunun 17. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen geçici 11. maddesine göre; "bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır” hükmü gereğince, yargılama giderlerinin davalılardan alınması ve davacı ... ile asli müdahil ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca çekişmeli taşınmazlardan 111 ada 11 parsel sayılı taşınmaz mera niteliğiyle özel sicilde kayıtlı olup, mahkemece mera kaydının iptali ve ... vasfıyla ... adına tapuya tesciline yönelik hüküm kurulması gerekirken, taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu yanılgısı ile tapu kaydının iptaline denmek suretiyle hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir. Ancak bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hükmün .... fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine “Davacı ..., müdahil ... Yönetiminin davasının kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 103 ada ... ve ... parseller, 104 ada ... parsel nolu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali; 111 ada 11 parsel nolu taşınmazın ise mera kaydının iptali ile dava konusu ... köyü 103 ada ... ve ... parseller; 104 ada ... parsel; 111 ada 11 parsel nolu taşınmazların ... vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline” cümlesinin yazılması ve hükmün yargılama giderlerine ilişkin ....sahifesinde yer alan 2, 3, ..., 5, 6 ve 7. fıkralarının hükümden çıkarılarak yerine .... fıkra olarak “ 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalı aleyhine harç tayinine yer olmadığına, davacı ... ve asli müdahil ... Yönetiminin yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına ve lehlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/06/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.