Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1056
Karar No: 2019/1561
Karar Tarihi: 26.02.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/1056 Esas 2019/1561 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/1056 E.  ,  2019/1561 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/01/2019 tarihinde gelen davacı asil ... ve vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..."ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanunu"nun 24 üncü maddesinin birinci fıkrası ve Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 21 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca görüşmenin 26/02/2019 tarihine bırakılması uygun görüldü.
    Belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; noter olduğu dönemde, davalı şirketin üçüncü şahıslarla akdettiği Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerini 27/04/2011 tarih ve 14637 yevmiye, 23/11/2011 tarih ve 37546 yevmiye ve 24/11/2011 tarih ve 37660 sayılı yevmiye nolu işlemler ile tasdik edip onayladığını, Adalet Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılan denetim sırasında sözleşmelerde kararlaştırılan cezai şarttan dolayı damga vergisinin noksan ödendiği tespit edilerek, tespit edilen bu eksik ödemelerin ilgili vergi dairesine yatırılmasının gerektiğinin bildirildiğini, 27/04/2011 tarihli sözleşme için 233.451,61 TL, 23/11/2011 tarihli sözleşme için 127.587,49 TL ve 24/11/2011 tarihli sözleşme için için 17.366,15 TL olmak üzere toplam 378.495,25 TL damga vergisini 09/06/2014 tarihinde noterlik makbuzu keserek vergi dairesine ödediğini, ancak davalı adına ödenen bu parayı ihtarname gönderip davalıdan istemesine rağmen, davalının kendisine ödemediğini, girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacının usul ve yasa gereği Adalet Müfettişlerinin konuyu yetkili vergi dairesine intikal ettirmesini, vergi dairesince bir inceleme ve bildirim yapılmasını beklemeden, salt müfettişlerin şifai beyanlarına itibar ederek kendiliğinden dava konusu vergiyi ödediğini, davacının TBK"nın 164 üncü maddesi uyarınca ortak def"i ve itirazları ileri sürmeden kendiliğinden ödeme yapmasının kendisinin Vergi Usul Kanunu"ndan kaynaklanan tarhiyata itiraz, dava veya gerektiğinde uzlaşma gibi hukuki yollara müracaat imkanını ortadan kaldırdığını, davacının bu kusuru nedeniyle doğabilecek zararları için bir rücu hakkının olmadığını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece; davacı noterin tasdik ederek onayladığı üç adet düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yer alan cezai şart hükmü uyarınca toplam 378.495,25 TL damga vergisinin eksik ödendiğinin Adalet Bakanlığı müfettişlerinin yapmış olduğu teftiş sırasında tespit edildiği, yapılan ödeme önerisi üzerine davacı noter tarafından tespit edilen damga vergisinin ilgili vergi dairesine ödendiği, ancak davacı noter tarafından ödeme yapılırken bu hususun tutanak düzenlenerek vergi dairesine bildirilmediği, bu nedenle davalının vergi dairesi nezdinde itiraz veya vergi mahkemesinde dava açma hakkının ortadan kaldırıldığı, davacının bu davranışı nedeniyle davalıya rücu hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu uyarınca noksan ödendiği tespit edilen damga vergisinin, vergiyi doğuran işlemi düzenleyen davacı noter tarafından yatırılmış olması nedeniyle, işlemin tarafı olan davalıdan rücuan tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
    488 sayılı Damga Vergisi Kanunu"nun "Mükellef" başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası; "Damga Vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir." hükmünü,
    "Bir kağıtta birden fazla akit ve işlem bulunması" başlıklı 6 ncı maddesi;"Bir kağıtta biribirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların herbirinden ayrı ayrı vergi alınır.
    Bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde Damga Vergisi, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınır.
    Ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işlemi de ayrıca vergiye tabidir." hükmünü,
    "Vergi ve cezada sorumluluk" başlıklı 24 üncü maddesi; "Vergiye tabi kağıtların Damga Vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazımgelen vergi ve cezadan, mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenler sorumludur.
    Birden fazla kişi tarafından imza edilen kagıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar. Bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunması Damga Vergisinin noksan ödenmesini gerektirmez. Damga Vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamı kişiler tarafından ödenir. Ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumlar müteselsilen sorumludurlar.
    22 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar, taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin beyan ve ödenmesinden sorumludurlar. Verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi durumunda vergi, ceza ve fer"ileri, vergi için diğer işlem taraflarına rücu hakkı olmak üzere, bu fıkrada belirtilen kişilerden alınır.
    Resmi daireler veya noterlerce düzenlenerek kişilere verilen veya dairede bırakılan ve Damga Vergisi hiç alınmıyan veya noksan alınan kağıtların vergisi mükelleflere, cezası düzenliyenlere aittir.
    Vergi ve ceza, vergi için mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları düzenleyenlerden alınır. " hükmünü içermektedir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı şirketin üçüncü şahıslarla yüklenici sıfatıyla akdettiği satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin davacı noter tarafından 27/04/2011 tarih ve 14637 yevmiye, 23/11/2011 tarih ve 37546 yevmiye ve 24/11/2011 tarih ve 37660 sayılı yevmiye nolu işlemler ile tasdik edilip onaylandığı, bu işlemler sırasında sözleşmelere konu taşınmazların emlak rayiç değerleri üzerinden hesaplanan damga vergisinin davalı şirket tarafından ödendiği, 2014 yılında Adalet Müfettişleri tarafından yapılan denetim sırasında Damga Vergisi Kanunu"nun 6 ncı maddesi uyarınca sözleşmelerde kararlaştırılan cezai şartın daha yüksek olması nedeniyle vergiye esas alınması gerektiği halde emlak rayiç bedelinin esas alınması sonucu; 2011/14637 yevmiye sayılı işlemde 310.372,11 TL, 2011/37546 ve 37660 yevmiye sayılı işlemlerde ise 151.252,73 TL olmak üzere toplam 461.624,84 TL noksan damga vergisi alındığının tespit edildiği, verginin noksan ödendiğinin davacı noter tarafından ... 9. Noterliği aracılığı ile gönderilen 29/05/2014 tarihli ihtarname ile davalı şirkete bildirildiği, davalı şirketin 06/06/2014 tarihinde 83.129,54 TL"yi banka kanalıyla davacı notere gönderdiği, geriye kalan 378.495,25 TL verginin Adalet Müfettişlerinin önerisi üzerine davacı noter tarafından 09/09/2014 tarihinde noterlik makbuzu kesilerek vergi dairesine ödendiği, davacı noterin ... 9. Noterliği aracılığı ile davalı şirkete gönderdiği 19/06/2014 tarihli ihtarname ile ödediği 378.495,25 TL verginin iadesini istediği, davalı şirket tarafından ödeme yapılmaması üzerine davacı noterin davaya konu icra takibini başlatmış olduğu anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklanan kanun hükümleri ile birlikte dosyadaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; Damga Vergisi Kanunu"nun 3 üncü maddesine göre, takibe ve davaya konu edilen damga vergisinin mükellefi, sözleşmeleri yüklenici sıfatıyla imzalayan davalı şirkettir. Diğer taraftan, aynı kanunun 24 üncü maddesi uyarınca; sözleşmeleri tasdik eden davacı noter, (rücu hakkı olmak üzere) davalı şirket ile birlikte noksan alınan vergiden sorumlu olduğu gibi, ayrıca noksan vergi alınmasına sebebiyet vermesi nedeniyle vergi dairesince verilecek olan vergi cezasından da şahsen sorumludur. Buna göre, vergi dairesince verilecek vergi cezasına muhatap olmamak amacıyla, Adalet Müfettişlerinin önerisi üzerine noksan alınan vergiyi ödeyen davacı noterin, ödediği verginin tamamını, Damga Vergisi Kanunu"nun 24. maddesi uyarınca, verginin asıl mükellefi olan davalı şirketten rücuan isteyebileceğinin kabulü gerekir.
    Öte yandan; vergi cezasından kaçınmak amacıyla, davacı noter tarafından vergi incelemesi yapılması için vergi dairesine bildirimde bulunulmamış olması, vergi mükellefi olan davalı şirketin vergi mahkemesinde 2577 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre iptal davası açmasına engel oluşturmamaktadır.
    Nitekim, Danıştay 9. Dairesi 14/05/2015 tarihli ve 2013/2050 Esas 2015/5170 Karar sayılı ilamında; Adalet Müfettişince yapılan denetim sırasında tespit edilen fark vergi ve harcın sorumluluktan kaçınmak amacıyla noterce vergi idaresine beyan edilmesi ve ödenmesinden sonra icra yoluyla tahsil edilen vergi ve harcın haksız olduğunu düşünen vergi mükellefinin, mal varlığında meydana gelen eksikliğini giderilmesi amacıyla, verginin iadesi talebiyle görevli ve yetkili olan vergi mahkemesine başvurmasının, bir hukuk devletinde en doğal hakkı olduğunu belirtmiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıdan açıklanan huuslar gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi