Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6160
Karar No: 2019/5596
Karar Tarihi: 07.05.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/6160 Esas 2019/5596 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/6160 E.  ,  2019/5596 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki asıl davada davacı vekili ile birleşen davalarda davacılar vekilleri tarafandan talep edilmiş, asıl davada davacı vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.4.2019 Çarşamba günü davacı ... vekili Av. ... ve davacı ... vekili Av. ... ile davalılar ... ve 65 dava arkadaşı vekili Av. ..., ... vekili Av. ..., ... vekili Av. ...
    ... geldi. Davacı ... ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı ... ve birleşen davaların davacıları İsmet ve Mustafa vekilleri, davalı .... Konut Yapı Koop. Başkanlığının müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı üyeleri olan davalılara devrettiğini öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmişlerdir.
    Bir kısım davalılar vekili, davalı kooperatif ile diğer davalılar arasındaki işlemin muvazaalı olmadığını, tamamen kooperatif üyesi olmanın amacına uygun olarak ferdileştirme ile müvekkilleri adına tescil edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı Şenay vekili, müvekkilinin tapuda işlem yaptığı sırada tapuda takyidat olmadığını ve tapuya güven ilkesi gereği taşınmazı satın aldığını belirtmiştir.
    Davalı ... vekili, borçlu kooperatif ile üyeleri arasınadki işlemin muvazaalı olmadığını ferdileştirme sonucu tapusunun verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ..., taşınmazı kooperatiften değil, davalı ... Oğuz"dan satın aldığını, taşınmazı satın alırken üzerinde takyidat olmadığını, kooperatife üye olmadığından bir yükümlülüğü olmadığını belirtmiştir.
    Diğer davalı ..., Huriye, Gözde, Mehmet ve Ümmühan ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde haksız açılan davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, dava konusu kooperatifte ferdileşme gereği 70 adet devir 2009 yılının ilk ayları içerisinde, 5 adet devir ise 2009 yılı ile 2012 yılı sekizinci ayı aralığında yapıldığı, alacağın dayanağı bir kısım mahkeme kararlarının ferdileşmeden sonra kesinleştiği, davalı Kooperatif 2006 yılından itibaren ortaklarına bağımsız bölümlere ait tapuları devir ve mülkiyet hakkını kazandırmak konusunda çalışma yaptığı ve yönetim planı da 20/11/2008 tarihinde yapıldığı, ortakların da mülkiyet hakkına sahip olmak için ödemelere ilişkin yükümlülüklerini yerine getirdiği, Kooperatifin
    ferdileşmeye ilişkin devir tarihleri, alacakların dayanakları mahkeme kararlarının kesinleşme tarihleri, kooperatif çalışmaları, Kooperatifler Kanununun ferdileşmeye ve sorumluluğuna ilişkin düzenlemeleri, kooperatif ana sözleşmesi dikkate alındığında davacıların, davalıların kötüniyetle hareket ettiklerini kanıtlayamadıklarından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davalarda davacılar ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir.
    Bu, davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, ... Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
    Davacı ... yönünden değerlendirme yapıldığında:
    a-Davacı alacaklı Veli tarafından açılan dava da, davacının alacağının dayanağı 23.03.2000-19.08.2000 arasındaki taşeronluk alacağından kaynaklamakta olup, ferdileştirme ve devredilen borcun doğumundan sonra 2009
    yılında gerçekleşmiştir. Borçlu adresinde 26.10.2011 tarihinde yapılan haciz tutunağı İİK"nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğindedir. Bu dava da üçüncü kişilerin kooperatif üyesi olmaları nedeniyle borçlu davalı kooperatifin içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılardan mal kaçırma kastını bilebilecek kişilerden olduğundan (İİK"nun 280) bu davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
    b-Davalı ... taşınmazını davalı ..."ten, davalı ... davalı ..."tan, davalı ... davalı ... "tan, davalı ... davalı ..."tan, davalı ... davalı ..."dan, davalı ... davalı ..."den satın alan kooperatif üyesi olamayan dördüncü kişi konumundadırlar. Bu kişiler yönünden davanın kabul edilmesi için kötü niyetli olduklarının ispat edilmesi gerekir.O halde davalı dördüncü kişilerin bir kısmının taşınmazı satın aldıkları tarihte davacı ..."nin davasının devam ettiği ve diğer olgular birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi de hatalı olmuştur.
    Öte yandan davalı ... taşınmazı 14.08.2012 tarihinde dava dışı ..."den satın alan dördüncü kişi olup üçüncü kişi ... davaya dahil edilmeden dolayısı ile taraf teşekkülü sağlanmadan karar verilmesi isabetli değildir.
    2-Davacı ... yönünden değerlendirme yapıldığında;
    a- Anılan davacıya ait takip dosyaları ... İcra Müdürlüğünün 2007/2467(yeni 2013/4803)ile Ankara 17. İcra Müdürlüğünün ... (yeni 2010/9895)ve 2009/2476 sayılı takip dosyalarındaki alacaklarının tahsili için dava açmış, 15.01.2002 – 30.04.2001 ve 25.02.2001 tarihli çeklerden doğan alacağa ilişkin olup ferdileştirme bu tarihten sonra yapılmıştır. Ancak ... İcra Müdürlüğünün 2004/3208 (yeni 2010/9895) ve 2009/2476 sayılı takip dosyalarından borçlu adresinde yapılmış haciz olmadığı ve geçici aciz belgesi sunulmadığından bu takipler yönünden davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    b- ... İcra Müdürlüğünün 2007/2467(yeni 2013/4803)sayılı takip de, 12.11.2013 tarihli haciz İİK"nun 105.maddesi anlamında geçiçici aciz belgesi niteliğinde olup
    dava koşulları oluştuğu, davalı üçüncü kişilerin davalı kooperatifin üyesi ve hatta bir kısmı yönetici olarak faaliyette olup İİK"nun 280/1 maddesi gereğince borçlu kooperatifin içinde bulunduğu mali sorunları bilebilecek şahıslardan olduklarından bu takip ve davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
    3-Davacı ... yönünden ise;
    a-Davacı alacaklı ..."nin dava dayanağı Ankara 18. İcra Müdürlüğünün... Sayılı takip dosyasındaki alacak 08.11.2000 tanzim 15.12.2000 vadeli bonodan kaynaklamakta olup, ferdileştirme ve devredilen borcun doğumundan sonra 2009 yılında gerçekleşmiştir. Borçlu adresinde 01.08.2001 ve 13.112013 tarihinde yapılan haciz tutanakları İİK"nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğindedir. Bu dava da üçüncü kişilerin kooperatif üyesi ve hatta bir kısmının yönetici olmaları nedeniyle borçlu davalı kooperatifin içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılardan mal kaçırma kastını bilebilecek kişilerden olduğundan(İİK"nun 280) bu davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
    b- 25 nolu bağımsız bölüm ile ilgili olarak davalı ... taşınmazı 14.08.2012 tarihinde dava dışı ..."den satın alan dördüncü kişi olup üçüncü kişi ... davaya dahil edilmeden dolayısı ile taraf teşekkülü sağlanmadan karar verilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda (1a-b), (2a-b) ve (3a-b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar ..., ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılar ... ve ..."e verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada ve birleşen davalarda davacılara geri verilmesine 07/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi