3. Hukuk Dairesi 2018/1505 E. , 2019/1563 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 26/02/2019 tarihinde davacı asil ... ve vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 24/04/1991 tarihli sözleşmeyle davalı kooperatifin inşa edeceği iş merkezinden 90.880.000 TL bedel ödeyerek işyeri satın aldığını, davalı kooperatifin işyerini 1992 yılı Haziran sonu itibariyle teslim etmeyi ve tapusunu kat irtifak işlemleri tamamlandığında vermeyi taahhüt ettiğini, ancak iş merkezini inşa edemeyen davalı kooperatifin proje değişikliği ve benzeri nedenlerle kendisini oyaladığını, davalı kooperatifin 12/08/2004 tarihli yazıyla işyeri için ödediği bedelin % 80"ine isabet eden tutarı ödeyebileceğini bildirdiğini, dükkanın yapılıp teslim edilmesini istemesi nedeniyle kısmi ifayı kabul etmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, işyerinin bugünkü rayiç bedelinin, olmadığı takdirde ödemiş olduğu bedelin faiz, altın, döviz ve benzeri yatırım enstrümanlarına göre bugüne kadarki değerinin sözleşme tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise 24/06/1990 günlü Genel Kurul kararı uyarınca yapılacak olan iş merkezinden davacıya işyeri satışı işleminin yapıldığını, ancak iş merkezi yapılması planlanan alanın imar planında ticaret alanı iken 15/11/1995 gün ve 7755 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile sit alanı ilan edildiğini, iş merkezinin inşasının mümkün olmadığının ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1998/96 Esas 2003/414 Karar sayılı ilamından da açıkça anlaşıldığını, işyeri yapılmasının mümkün olmaması nedeniyle 14/04/2002 tarihli Genel Kurulda ticaret merkezi ile ilgili ödemeler konusunda sulh ve ibralaşma için yönetim kuruluna yetki verildiğini, alınmış olan bu karara istinaden ödenen satış bedellerinin iadesi için davacının da aralarında bulunduğu işyeri satın alanlara çağrı yazısı gönderildiği, talepte bulunanlara ödeme yapıldığını, ancak davacının ödeme yapılması için başvuruda bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının, davalı kooperatiften 24/04/1991 tarihli sözleşmeyle işyeri satın aldığı ve bedelini ödediği, ancak davalı koopratif tarafından iş merkezi yapılması planlanan alanın imar planında ticaret alanıyken satıştan sonra sit alanı ilan edilmesi nedeniyle inşaata başlanılamadığı, bu nedenle kooperatifin 14/04/2002 tarihli genel kurulunda ticaret merkeziyle ilgili ödemeler konusunda sulh ve ibralaşma için yönetim kuruluna yetki verildiği, bu karara istinaden ödenen satış bedellerinin iadesi için davalı kooperatifin yönetim kurulu tarafından 2004 yılında davacıya yazı gönderildiği, davacının en geç bu tarih itibariyle ödediği bedeli geri isteme hakkının doğduğu, davanın açıldığı tarih itibariyle TBK"nun 82. maddesinde sebepsiz zenginleşme davaları için öngörülen 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı kooperatifin maliki bulunduğu taşınmazda inşa etmeyi planladığı iş merkezindeki bir adet işyerini 24/04/1991 tarihinde imzalanan sözleşmeyle haricen davacıya sattığı ve satış bedelinin ödendiği, ancak imar planının değişmesi nedeniyle iş merkezinin inşa edilemediği, bu nedenle davalı kooperatifin 12/04/2002 tarihinde yapılan genel kurulunda işyeri satın alanlar ile sulh ve ibralaşma için yönetim kuruluna yetki verildiği, bu yetkiye istinaden davalı kooperatifin yönetim kurulu tarafından davacıya gönderilen 12/08/2004 tarihli yazı ile ödenen satış bedelinin bir bölümünün iadesi için başvuruda bulunması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, tapulu taşınmazın satışına ilişkin 24/04/1991 tarihli sözleşme; TKM"nin 634.(TMK"nun 706.), BK"nun 213 (TBK"nun 237.), Tapu Kanunu"nun 26. ve Noterlik Kanunu"nun 60 maddeleri uyarınca resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler. Ancak, geçersiz sözleşmeden kaynaklansa dahi, 07/06/1939 tarihli ve 1936/31 Esas 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, zamanaşımı süresi BK"nun 125. (TBK"nun 146.) maddesine göre 10 yıl olduğu gibi, zamanaşımı sözleşmenin yapıldığı tarihte değil, sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği tarihte başlar.
Hal böyle olunca, mahkemece; sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği 12/08/2004 tarihi ile iş bu davanın açıldığı 24/07/2014 tarihi arasında geçen sürede zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek, işin esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.