Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/10794
Karar No: 2019/1569
Karar Tarihi: 26.02.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/10794 Esas 2019/1569 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalılar, olay günü ölenin işyerlerinde bulunmadıklarını ve binanın deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edildiğini savunarak davacıların tazminat taleplerine karşı çıkmıştır. Mahkeme, davacıların desteğinin davalılara ait apartmanda ölmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davacıların desteğinin nerede öldüğünün açıkça belirlenememesi nedeniyle dava dosyasının tam olarak incelenmesi gerektiğini belirterek kararı bozmuştur. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi, hakimin ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı olmadığını ve kusurun takdiri, zarar tutarı vb. hususların hukuk hakimini bağlamadığını belirtmektedir.
3. Hukuk Dairesi         2017/10794 E.  ,  2019/1569 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 26/02/2019 tarihinde taraflardan kimsenin gelmemiş olması nedeniyle işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar; davacılardan ..."nin çocuğu, diğer davacıların kardeşi olan ..."in 23/10/2011 tarihinde meydana gelen deprem sırasında Camii Kebir Mahallesi Alkananat Caddesinde bulunan davalılara ait binanın enkazı altında kalarak yaşamını yitirdiğini, meydana gelen olay nedeniyle ihmali bulunanlar hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğünü, davacılardan ..."nin ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını, ayrıca cenaze ve defin giderleri yaptıklarını ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, davacılardan ... için 5.000"er TL maddi ve 50.000"er TL manevi, diğer davacılar için 50.000"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalılardan ..., ... ve ...; olay günü ölenin işyerlerinde bulunmadığını, deprem sırasında aynı sokaktaki binaların birbirleri üzerine yıkıldığını, binanın deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edildiğini, 7.2 şiddetindeki depremin yüzeysel yakınlığı da göz önünde bulundurulduğunda binanın yıkılmasının kaçınılmaz olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece; otopsi raporunda davacıların desteğinin Vanyolu Mahallesinde öldüğünün yazılı olduğu, davacıların desteklerinin davalılara ait apartmanda öldüğüne ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunmadıkları, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğu, bu nedenlerle davacıların desteğinin davalılara ait apartmanda ölmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava; deprem nedeniyle desteğin ölümünden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunun 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53 üncü maddesi; "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de bağlı değildir.
    Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez." hükmünü içermektedir.
    Bu açık hüküm karşısında; ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Öğreti ve uygulamada hukuk hakimi, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına ilişkin olarak ceza hakimi tarafından yapılan tespitlerle bağlıdır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının desteği olan ..."in 23/10/2011 tarihinde ... İlçesinde meydana gelen deprem neticesinde hayatını kaybettiği, bu nedenle ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2012/272 sayılı soruşturma yürütüldüğü anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada uyuşmazlık, davacıların desteğinin nerede öldüğünün açık ve net bir şekilde belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Bu noktada ise, yukarıda bahsi geçen soruşturma dosyasının ve bu soruşturma nedeniyle ceza davası açılmış ise bu davanın incelenmesi gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece; davacı tarafça delil olarak dayanılan bu soruşturma dosyasının bir örneğinin getirtilmesi ile yetinilmiş; geldiği tarih itibariyle devam etmekte olan bu soruşturma dosyasında toplanmış olan deliller değerlendirilmediği gibi soruşturma sonucunda dava açılıp açılmadığı hususunda da bir araştırma yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca mahkemece; ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2012/272 sayılı soruşturma sonucunda ceza davası açılıp açılmadığının araştırılması, ceza davası açılmamış ise bu soruşturmada toplanan delillerin, açılmış ise sonuçlanmasının bekletici mesele yapılması ve ondan sonra diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi