Esas No: 2022/4728
Karar No: 2022/5288
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4728 Esas 2022/5288 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4728 E. , 2022/5288 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y K A R A R I
I. BAŞVURU
Başvurucu vekili dilekçesinde özetle; iş kaybı tazminatının tahsili talebi ile ...Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları davada davanın kabulüne karar verildiğini, karara karşı davalı Kurum tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olmak üzere karar verildiğini, ancak aynı konuda ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince farklı yönde kararlar verildiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi kararının emredici kanun hükümleri ile Anayasa Mahkemesi iptal kararı görmezden gelinerek verildiğini, 4046 Sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un (4046 sayılı Kanun) 21 inci maddesinde iş kaybı tazminatına hangi hallerde hak kazanılacağının açıkça düzenlendiğini, Kanun hükmü gereğince 2014 yılı öncesine kadar yaşlılık aylığına hak kazananlar ve işe yerleştirilen yada kendileri iş bulanların tazminatı kesilmekte iken, Anayasa Mahkemesinin 22.05.2015 tarihli, 2014/73 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararı ile Kanun’daki yaşlılık aylığına hak kazananlar ibaresinin kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile iptal edildiğini, bu kararın tüm kişi ve kuruluşları bağladığını, iptal kararından sonraki dönemde iş kaybı tazminatının kesilmesi için tek koşulun kişinin tekrar çalışmaya başlaması olduğunu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesince iptal edilmiş kanun maddesinin amacına atıf yapılarak davanın reddedildiğini, Türkiye'deki farklı Mahkemelerce verilen yüzlerce kabul kararı onandığı hâlde ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesince davanın reddine karar verilmesinin içtihat farklılığı oluşturduğunu ileri sürerek farklı Daire kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 18.03.2022 tarihli, 2022/26 Uyuşmazlık sayılı kararında özetle;
“...
Başkanlar Kurulunda yapılan görüşmeden sonra tüm kurul üyelerince yapılan oylamada, ... BAM 28. Hukuk Dairesi'nin 25/11/2021 tarih 2021/1873 Esas 2021/2070 Karar sayılı kararı ile;
... BAM 24. Hukuk Dairesinin 17/11/2021 tarih, 2021/1501 Esas ve 2022/2279 Karar sayılı, ... BAM 25. Hukuk Dairesinin 30/12/2021 tarih, 2021/1973 Esas ve 2021/2100 Karar sayılı sayılı ... BAM 29. Hukuk Dairesinin 11/11/2021 tarih, 2021/1162 Esas ve 2021/2472 Karar sayılı, ... BAM 47. Hukuk Dairesinin 25/11/2021 tarih, 2021/1969 Esas ve 2021/2352 Karar , ... BAM 30. HD'nin 2020/3835 Esas ve 2022/2854 Karar sayılı, ... BAM 6. HD 'nin 2020/491 Esas ve 2020/761 Karar sayılı, ... BAM 7. HD 'nin 2021/3714 Esas ve 2022/213 Karar sayılı, ... BAM 7. HD'nin, 2020/993 Esas ve 2020/1870 Karar sayılı kararı ... BAM 8. HD' nin 2019/1926 Esas ve 2019/2127 Karar sayılı, ... BAM 3. HD'nin 2021/1899 Esas ve 2021/1395 Karar sayılı kararları arasında uyuşmazlık bulunduğuna oy birliği ile karar verilmiştir.
Mevcut uyuşmazlıkta,
... BAM 24. HD'nin 2021/1501 Esas ve 2022/2279 Karar,
... BAM 25. HD' nin, 2021/1973 Esas ve 2021/2100 Karar,
... BAM 29. HD' nin 2021/1162 Esas ve 2021/2472 Karar,
... BAM 47. HD' nin, 2021/1969 Esas ve 2021/2352 Karar,
... BAM 30. HD'nin 2020/3835 Esas ve 2022/2854 Karar,
... BAM 6. HD nin 2020/491 Esas ve 2020/761 Karar,
... BAM 7. HD'nin 2021/3714 Esas ve 2022/213 Karar,
... BAM 7. HD 'nin, 2020/993 Esas ve 2020/1870 Karar,
... BAM 8. HD'nin, 2019/1926 Esas ve 2019/2127 Karar sayılı,
... BAM 3. HD'nin 2021/1899 Esas ve 2021/1395 Karar sayılı kararları oy çokluğu ile benimsenmiş olup,
Kararlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için 5235 sayılı Yasanın 35/3 maddesi gereğince dosyanın, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine,” oy birliği ile karar verilmiştir.
III. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 25.11.2021 Tarihli ve 2021/1873 Esas, 2021/2070 Karar Sayılı Kararı
“...
A-Başvuru dilekçesindeki itirazlar gözetilerek belirlenen uyuşmazlık konusu hususlar teker teker aşağıda irdelenmiştir:
İstinaf yoluna başvuran davalı yönünden anlaşmazlık konusu hususların incelenmesi:
İlk derece mahkemesi, "..Davacıya ait SGK sicil dosyası ile işyeri kayıtları, bilimsel verilere uygun ve denetime elverişli olarak hazırlanan bilirkişi raporu, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacı işçinin 01/10/1988 tarihinde dava dışı... Şeker Fabrikasında çalışmaya başladığı, fasılalı olarak 02/12/2018 tarihine kadar fabrikada çalışmaya devam ettiği, davacı işçinin iş akdinin 02/12/2018 tarihinde 4046 Sayılı Kanun md.21 hükmü gereğince özelleştirme nedeni ile feshedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı işçinin iş akdinin 4046 Sayılı Kanun 21. madde uyarınca çalışmakta olduğu kurumun özelleştirilmesi sonucunda devralan işveren tarafından özelleştirme nedeniyle sona erdiği, davacı işçinin 4046 Sayılı Kanun 21. maddesi hükmü uyarınca işini kaybettiği, davalı kurumun yaşlılık aylığı için başvurmaya hak kazananların iş kaybı tazminatı alamayacağını savunduğu, Anayasa Mahkemesi'nin 22/05/2014 tarih, 2014/73 Esas 2014/98 Karar sayılı iptal kararı nazara alındığında, 4046 Sayılı Kanun 21.maddesi ve devamı hükümlerinde, iş kaybı tazminatı almaya hak kazanma şartları arasında veya iş kaybı tazminatının kesilmesine ilişkin şartlarda yaşlılık aylığı ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığı, ilgili hükme göre, iş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlananların, işe yerleştirilmeleri veya kendilerinin iş bulmaları halinde ödenmekte olan tazminat ve diğer hizmetlere ilişkin hakları sona erecek olup dosyada bulunan bilgi ve belgelerden davacı işçinin herhangi bir işe yerleşmediği ve kendine bir iş de bulmadığı sabit olduğundan davacı işçinin iş kaybı tazminatının kesilmesine engel bir durum olmadığı, hal böyle olunca davacı işçinin 4046 Sayılı Kanun md.21 hükmü gereğince iş kaybı tazminatına hak kazandığı anlaşılmakla usul ve yasa uygun denetime elverişli bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir..." gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin 22/05/2014 tarihli ve E:2014/73, K:2014/98 sayılı kararı ile 4046 sayılı Kanun'un 21.maddesinin 4.fıkrasında yer alan "..30 gün içinde.." ibaresinin, bu maddenin beşinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "..yaşlılık aylığına hak kazananlar.." yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Yüksek mahkeme kararında yaşlılık aylığına hak kazanmanın iş kaybı tazminatı almaya engel olmadığına karar vermiş ise de; somut olayda davacının sadece yaşlılık aylığına hak kazanmış kişi değil, bizzat kuruma başvurarak yaşlılık aylığı bağlanmasını talebi üzerine aylık bağlandığı, iş kaybı tazminatının ise yaşlılık aylığı bağlanan tarihe kadar ödendiği, işini kaybeden işçiye gelir kaybını tazmin etmeyi amaçlayan iş kaybı tazminatı ödemesinin yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra da ödenmesinin talep edilmesinin kanunun konuluş amacı ile bağdaşmadığı, davacının yaşlılık aylığı almaya başladıktan sonra iş kaybı tazminatı ödemesine son verilmesinin yasanın konuluş amacına ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararına da aykırı olmadığı anlaşıldığından davalıların istinaf taleplerinin kabulü ile davanın reddine dair dairemizce yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
...”
gerekçesi ile davanın reddine dair kesin olmak üzere hüküm kurulmuştur.
B. ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 17.11.2021 Tarihli ve 2021/1501 Esas, 2022/2279 Karar sayılı Kararı
Davacı tarafça davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü aleyhine ...Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinde açılan davada, davacı taraf... Şeker Fabrikasında kamu işçisi olarak çalıştığı sırada Fabrikanın Özelleştirme Yüksek Kurulunun 31.05.2018 tarihli kararı ile özelleştirilerek satışının yapıldığını, emekliliğe hak kazandığı için tazminatları ödenerek iş sözleşmesinin feshedildiğini, başvurusu üzerine iş kaybı tazminatının ilk başvuruda bağlandığını, başka bir işte çalışmadığı ve durumunda değişiklik olmadığı halde bağlanan tazminatın kesildiğini, Anayasa Mahkemesinin 22.05.2014 tarihli, 2014/73 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararı ile Kanun’da yaşlılık aylığı almaya hak kazananlar kısmının kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olması sebebi ile iptal edildiğini beyanla, eksik ödenen tazminat alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı taraf ise mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu (mülga 506 sayılı Kanun) uyarınca yaşlılık aylığı almaya hak kazananların iş kaybı tazminatına hak kazanamadığını, 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi ile özelleştirme sebebi ile gelir kayıplarının karşılanmasının hedeflendiğini, yaşlılık aylığı bağlananların gelir kayıplarının ortadan kalktığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 05.02.2021 tarihli, 2020/324 Esas, 2021/89 Karar sayılı kararı ile açılan davanın kabulüne karar verilmiş olup bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 17/11/2021 tarih, 2021/1501 Esas ve 2022/2279 Karar sayılı kararında özetle; Anayasa Mahkemesinin 22.05.2014 tarihli, 2014/73 Esas, 2014/98 Karar sayılı iptal kararı ve Anayasa’nın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama yürütme ve yargı ile gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
C. ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 30.12.2021 Tarihli ve 2021/1973 Esas, 2021/2100 Karar sayılı Kararı
“...
Dosya içeriği, mevcut delil durumu gözönüne alındığında, SGK kayıtlarından davacının prim ödeme gün sayısının 9033 olduğu, yaşlılık aylığı başlama tarihinin 15/12/2018 olduğu anlaşılmıştır. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 405 sayılı yasası ile davacının kuruma başvuru tarihi 07/12/2018 olup, ödemenin ise 17/12/2018 de sonlandırıldığı anlaşılmıştır. 4046 sayılı Kanunun 21/5 fıkrası 1. Cümlesinde, hizmet akitlerinin sona erme tarihi itibariyle hizmet ve prim ödeme sürelerine göre yaşlılık aylığına hak kazananlar iş kaybı tazminatından yararlanamayacaklarına ilişkin hükmü, Anayasa Mahkemesinin 2014/73 Esas - 2014/98 Karar sayılı 22/05/2014 tarihli kararı ile iptal edilmekle, iş kaybı tazminatının kesilme nedenlerinden <
...”
gerekçesi ile davalı ve müdahilin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendine göre ayrı ayrı esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
D. ... Bölge Adliye Mahkemesi Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 11.11.2021 Tarihli ve 2021/1162 Esas, 2021/ sayılı Kararı
“...
İlk derece mahkemesince ‘ ... Hal böyle olunca, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması zorunlu olup, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından sonra oluşan yeni yasal durum dikkate alınarak, inceleme yapılıp sonuca ulaşılması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Aynı şekilde hakkı teslim edilmeyen, hakkını yargı yolu ile talep etmemiş olmakla birlikte iptal kararından sonra hakkını talep edenler yönünden de iptal kararından sonraki mevzuat hükümlerine göre durumun değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Aksi halde davanın açıldığı tarihe göre hakkın teslimi söz konusu olur ki bunun eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağı açıktır. Yani iptal kararının yürürlüğe girdiği tarihte derdest davası bulunanlarla iptal kararından sonra ve fakat zamanaşımı süresi içinde hakkını dava konusu yapan kişiler arasında ayrım yapılmasını gerektirir herhangi bir neden bulunmadığından her iki durumda da iptal kararından sonraki duruma göre kişilerin hakkının teslimi gerektiği ortadadır. Şu halde iptal kararının geriye yürümesi değil mevcut çekişmeye uygulanması söz konusudur.
Bu şekilde davacının iptal kararından faydalanabileceği tespit edilmiş olmakla iş kaybı tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı, hak kazanabilecek ise miktarının ne olduğunun tespiti gerektiğinde;
...
Anayasa Mahkemesi'nin 22/05/2014 tarih, 2014/73 Esas 2014/98 Karar sayılı iptal kararı nazara alındığında, 4046 Sayılı Kanun 21.maddesi ve devamı hükümlerinde, iş kaybı tazminatı almaya hak kazanma şartlan arasında veya iş kaybı tazminatının kesilmesine ilişkin şartlarda yaşlılık aylığı ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığı, ilgili hükme göre, iş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlananların, işe yerleştirilmeleri veya kendilerinin iş bulmaları halinde ödenmekte olan tazminat ve diğer hizmetlere ilişkin hakları sona erecek olup dosyada bulunan bilgi ve belgelerden davacı işçinin herhangi bir işe yerleşmediği ve kendine bir iş de bulmadığı sabit olduğundan davacı işçinin iş kaybı tazminatının kesilmesine engel bir durum olmadığı, hal böyle olunca davacı işçinin 4046 Sayılı Kanun md.21 hükmü gereğince iş kaybı tazminatına hak kazandığı anlaşılmakla usul ve yasa uygun denetime elverişli bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.’ şeklinde gerekçe oluşturulmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, hükme dayanak alınan bilirkişi raporuna göre, ilk derece mahkemesinin, davalı vekilinin ve Feri Müdahil vekilinin tüm istinaf sebeplerini karşılar mahiyetteki karar ve gerekçesinin dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, istinaf isteminin tümüyle reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.” gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
E. ... Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesinin 25.11.2021 Tarihli ve 2021/1969 Esas, 2021/2352 Karar sayılı Kararı
“...
Somut olayda 4046 sayılı Kanunun 21/5 fıkrasının 1. cümlesinde, hizmet akitlerinin sona erme tarihi itibariyle hizmet ve prim ödeme sürelerine göre yaşlılık aylığına hak kazananlar iş kaybı tazminatından yararlanamayacaklarına ilişkin hükmü, Anayasa Mahkemesinin 2014/73 - 98 E - K sayılı ilamı ile iptal edilmiştir. Dairemizce Sgk'ya yazılan müzekkereye davacının 07.12.2018 tarihinde emeklilik için başvurduğu ve 15.12.2018 tarihi itibariyle emeklilik aylığına hak kazandığı yönünde cevap verildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda İş kaybı tazminatının kesilme nedenlerinden yaşlılık aylığına hak kazananların çıkarılması nedeniyle, bakiye süre kadar iş kaybı tazminatına hükmedilmesine dair ilk derece mahkemesi kararı isabetlidir.
...”
gerekçesi ile davalı ve feri müdahil vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine dair kesin olmak üzere hüküm kurulmuştur.
F. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 27.01.2022 Tarihli ve 2021/3714 Esas, 2022/213 Karar sayılı Kararı
“...
Davalı vekili, ilk derece mahkemesinin Anayasa Mahkemesi iptal hükmünü yanlış yorumladığını, işçinin hem emekli aylığı hem de iş kaybı tazminatını alamayacağını, kanun koyucunun amacının iş sonlandırılan işçinin gelir kaybına uğramamasına yönelik olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini istinaf konusu yapmıştır.
Fer'i Müdahil vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, görevli yargı yerinin idare mahkemeleri olduğunu, davanın reddi gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Somut olayda, dosya kapsamındaki belgeler değerlendirildiğinde, davanın niteliği ve emsal kararlara göre, yargı yolu ve görevli mahkeme yönünden bir tereddüt bulunmadığı, alacağın zamanaşımına uğramadığı, davacının emeklilik hakkını kazanmış olması nedeniyle özelleştirme kapsamında iş sözleşmesinin feshedildiği, 4046 Sayılı Kanunun 21. Maddesinde iş kaybı tazminatının düzenlendiği, emekliliğe hak kazanmış olanlar yönünden, bu tazminatın alınmasına engel olan 5. maddesindeki ibarenin, Anayasa Mahkemesinin 2014/73 E., 2014/98 K. sayılı kararı ile iptal edildiği, buna göre yasanın yeni şekline göre, 5. ve 21/2. madde kapsamında, iş kaybı tazminatı ödenmesini gerektiren ve engel hallerin belirli olmasına göre somut olayda davacının belirtilen tazminatı almasına engel bir yasal düzenlemenin bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre, davalı taraf ve feri müdahilin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.”şeklinde kesin nitelikte karar verilmiştir.
G. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 14.10.2021 Tarihli ve 2021/1899 Esas, 2021/1395 Karar sayılı Kararı
“...
Dava, davacının iş kaybı tazminatına hak kazanıp kazanmadığının tespiti ile ödenmeyen iş kaybı tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Davacının Muş Şeker Fabrikasında 27/09/1983 - 12/07/2018 tarihleri arasında aralıklı olarak toplam 20 yıl 3 ay 25 gün süre ile çalıştığı, akdin 4046 Sayılı Yasa'nın 21. Maddesinde özelleştirme nedeni ile işveren tarafından sonlandırıldığı, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan iş akdinin sonlanmasına ilişkin açıklamanın 4046 Sayılı Kanununun 21. Maddesi uyarınca Özelleştirme nedeni ile fesih (Kod: 32) olduğu görülmektedir.
Davanın yasal dayanağı olan 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun ile özelleştirme uygulaması sebebi ile kendi kusuru olmaksızın iş sözleşmesi sona eren işçiler bakımından belirli şartlar altında ek bir mali imkan tanındığı anlaşılmaktadır.
Kanun'un 21.maddesinin 5.fıkrasında "İş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlananların, işe yerleştirilmeleri veya kendilerinin iş bulmaları halinde ödenmekte olan tazminata ve diğer hizmetlere ilişkin hakları sona erer. İş kaybı tazminatının verilmesi ve diğer hizmetlerin sağlanmasına ilişkin usul ve esaslar; İdare ile Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü arasında yapılacak protokolle belirlenir" hükmü düzenlenmiş olup Anayasa Mahkemesi'nin 22.05.2014 tarihli 2014/73 E, 98 K sayılı kararı ile söz konusu maddenin 1.cümlesinde yer alan "bu maddede öngörülen şekilde hizmet akitleri sona erenlerden; hizmet akitlerinin sona erme tarihi itibariyle 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun hükümleri gereğince hizmet ve prim ödeme gün sürelerine göre yaşlılık aylığına hak kazananlar iş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlanamaz" hükmü ile 21.maddenin 4.fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan "30 gün içinde" ibaresinin yaşlılık aylığına hak kazananlar bakımından iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Kanun'da iptal kararı öncesinde dahi iş kaybı tazminatından yararlanamayacak olanların, fiilen yaşlılık aylığı alanlar değil, yaşlılık aylığı almaya hak kazananlar olarak düzenlendiği, somut olayda, davacının, özelleştirme sebebi ile ve yaşlılık aylığına hak kazandığından diğer kamu kurum ve kuruluşlara nakil hakkı tanınmayarak iş akdinin sona erdirildiği, davacıya yaşlılık aylığı tahsis edilmiş olmasının iş kaybı tazminatına hak kazanmasına engel teşkil etmeyeceği, uyuşmazlığın adli yargıda görevli ve yetkili mahkemede yürütüldüğü, dava konusu alacağın zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, bilirkişi raporunun dosya kapsamı ve sunulan deliller ile uyumlu içerikte olması, yerel mahkemenin objektif, mantıksal ve dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine göre, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı...”
sonucuna varılarak davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine kesin olarak karar verilmiştir.
H. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 03.11.2020 Tarihli ve 2020/993 Esas, 2020/1873 Karar sayılı Kararı
Davanın 4046 Sayılı Kanun'un 46 ncı maddesi uyarınca iş kaybı tazminatı istemine ilişkin olduğu, İlk derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, dosyadaki yazılara, hükmün Dairece de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu sonucuna varılarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
I. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 13.09.2019 Tarihli ve 2019/1926 Esas 2019/2127 Karar sayılı Kararı
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairece benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, davalı tarafça ileri sürülen tüm istinaf sebeplerinin İlk Derece Mahkemesince usul ve yasaya uygun bir şekilde değerlendirilerek hüküm kurulmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
İ. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 04.06.2020 Tarihli ve 2020/491 Esas, 2020/761 Karar Sayılı Kararı
İlk Derece Mahkemesinin davacının iş kaybı tazminatının kabulüne dair gerekçesinin somut olaya uygun olduğu, Anayasa Mahkemesinin 22.05.2014 tarihli ve 2014/73 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararıyla 4046 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “…30 gün içinde…” ibaresinin, bu maddenin beşinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…yaşlılık aylığına hak kazananlar…” yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmakla, davalı ve feri müdahilin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair kesin olarak hüküm kurulmuştur.
J. ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 03.11.2021 Tarihli ve 2020/3835 Esas 2021/2854 Karar sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamındaki belgeler değerlendirildiğinde, davacının emeklilik hakkını kazanmış olması nedeniyle özelleştirme kapsamında iş sözleşmesinin feshedildiği, 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinde iş kaybı tazminatının düzenlendiği, emekliliğe hak kazanmış olanlar yönünden, bu tazminatın alınmasına engel olan 5 inci maddesindeki ibarenin, Anayasa Mahkemesinin 2014/73 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, Kanun’un yeni şekline göre, 5 inci ve 21 inci maddenin ikinci fıkrası kapsamında iş kaybı tazminatı ödenmesini gerektiren ve engel hâllerin belirli olmasına göre somut olayda davacının belirtilen tazminatı almasına engel bir yasal düzenlemenin bulunmadığı gerekçesiyle davalı taraf ve feri müdahilin itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmış, ancak İlk Derece Mahkemesi kararı harç yönünden kaldırılmak suretiyle davanın kabulüne dair yeniden kesin olmak üzere hüküm kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlık, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yaşlılık aylığı bağlanan kişilerin, yaşlılık aylığı almakta iken 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesine göre iş kaybı tazminatından yararlanmaya devam edip edemeyeceklerine ilişkindir.
B. İlgili Hukuk
1. 4046 sayılı Kanun’un “İş Kaybı Tazminatı Ödenmesi ve Diğer Hizmetlerin Verilmesi” kenar başlıklı 21 inci maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“(Değişik birinci fıkra: 3/7/2005 - 5398/7 md.) Bu Kanuna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların (iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle; bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tâbi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir. Ayrıca bunların mesleklerinde geliştirilmesine, bir meslekte yetiştirilmesine veya meslek edindirilmesine ilişkin eğitim giderleri ile yeni iş bulmalarına katkı sağlamak amacıyla yapılacak giderler Özelleştirme Fonundan karşılanır. Engelli personele (ilgili kanunların öngördüğü I, II ve III. derece), bu maddede belirtilen tutarın iki katı olarak iş kaybı tazminatı ödenir. İş kaybı tazminatı ödenmesi ve sağlanabilecek diğer hizmetlere ilişkin işlemler Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür.
Özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlarda iş kanunlarına tabi olarak çalışırken; bunların özelleştirmeye hazırlanmaları, özelleştirilmesi, küçültülmesi, faaliyetlerinin durdurulması, kapatılması veya tasfiye edilmesi nedenleriyle, bu kuruluşların sermayelerindeki kamu payının % 50'nin altına düşmesinden, anonim şirket haline dönüştürülmeyenlerin ise Devir-teslim tarihinden itibaren bir yıl içinde, hizmet akitlerinin haklı neden olmaksızın işveren tarafından feshedilmesi veya haklı nedenlerle kendileri tarafından feshedilmesi sonucu işsiz kalanlar bu Kanunda belirtilen tazminat ve diğer hizmetlerden yararlanırlar.
...
(Değişik birinci cümle: 3/7/2005 - 5398/7 md.) İş kaybı tazminatı, günlük net asgari ücretin iki katıdır. Bu madde kapsamına girenlerden,hizmet akdinin sona erdiği tarihte aynı işveren ile hizmet akdi kesintisiz en az; 550 günden beri devam edenlere 90 gün, 1100 günden beri devam edenlere 120 gün, 1650 günden beri devam edenlere 180 gün, 2200 günden beri devam edenlere 240 gün süre ile iş kaybı tazminatı verilir. Sözkonusu tazminat ve diğer hizmetlerden yararlanmaya hak kazananların, bu tazminat ve hizmetlerden yararlanabilmeleri için, hizmet akitlerinin sona erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde Türkiye İş Kurumuna başvurmaları zorunludur. Türkiye İş Kurumu hak sahiplerinin başvurularını müteakip, gerekli incelemeyi en geç 30 gün içinde sonuçlandırarak iş kaybı tazminatına hak kazanıldığını tespit etmesi halinde hizmet akdinin feshi tarihinden geçerli olmak üzere,inceleme ve buna ilişkin işlemlerin sonuçlanmasından itibaren 10 gün içinde iş kaybı tazminatını aylık olarak ödemeye başlar. (Mülga son cümle: 3/7/2005 - 5398/7 md.)
(İptal birinci cümle: Anayasa Mah.'nin 22/5/2014 tarihli ve E.: 2014/73, K.: 2014/98 sayılı Kararı ile)(R.G: 17/9/2014-29122). İş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlanamazlar. İş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlananların, işe yerleştirilmeleri veya kendilerinin iş bulmaları halinde ödenmekte olan tazminata ve diğer hizmetlere ilişkin hakları sona erer. İş kaybı tazminatının verilmesi ve diğer hizmetlerin sağlanmasına ilişkin usul ve esaslar; İdare ile Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü arasında yapılacak protokolle belirlenir.
İş kaybı tazminatının fiilen ödendiği sürelere ait sosyal güvenlik kuruluşları kesintileri Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünce ayrıca hak sahipleri adına bu madde gereğinde açılacak hesaptan ilgili kurumlara ödenir.
...”
2. Anayasa Mahkemesinin 17.09.2014 tarihli ve 29122 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 22/5/2014 tarihli 2014/73 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararında özetle;
“...
B- Kanun'un 21. Maddesinin Beşinci Fıkrasının Birinci Cümlesinin İncelenmesi
Başvuru kararında, özelleştirme uygulamaları sonucu işsiz kalan işçilerden yaşlılık aylığına hak kazanmayanlara iş kaybı tazminatı ödenmekte iken yaşlılık aylığına hak kazananların bu haktan yararlanamamalarının eşitlik ilkesini ihlal ettiği belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 10. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kanun'un 21. maddesinin birinci fıkrasıyla, Kanun'a göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların (iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri, tâbi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenmesi imkânı getirilmiştir.
İtiraz konusu kuralda ise 21. maddede öngörülen şekilde iş sözleşmeleri sona erdirilenlerden, iş sözleşmelerinin sona erme tarihi itibarıyla 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince hizmet ve prim ödeme sürelerine göre yaşlılık aylığına hak kazananların iş kaybı tazminatı alamayacağı düzenlenmektedir. Kural uyarınca, iş kaybı tazminatından yararlanamayacak olanlar, fiilen yaşlılık aylığı alanlar değil, yaşlılık aylığı almaya hak kazananlardır. Bu durumda, iş sözleşmesi sona eren kişi, emekliye ayrılmayı tercih etmeyip çalışmaya devam etme iradesini sürdürerek yeni iş arayışlarına girse bile yaşlılık aylığına hak kazandığı için iş kaybı tazminatı alamayacaktır.
Anayasa'nın 10. maddesinde belirtilen "kanun önünde eşitlik ilkesi" hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlâli yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
Kanun'un 21. maddesinde düzenlenen iş kaybı tazminatı, özelleştirme uygulamaları nedeniyle kendi kusuru olmaksızın iş sözleşmesi sona erdirilen işçi statüsündeki çalışanlara, iş hukukundan kaynaklanan diğer tazminatların yanında, Kanun'da öngörülen süreyle sınırlı olarak (işçinin kıdemine göre üç aydan sekiz aya kadar) ödenen ve kişinin yeni bir işe yerleşmesiyle veya her halükarda Kanun'da belirlenen sürenin dolmasıyla da kesilen ek bir mali imkândır. İş kaybı tazminatının amacı, kusuru olmaksızın işini kaybeden işçinin uğradığı mağduriyetlerin kısmen de olsa giderilmesidir. Nitekim Kanun'un gerekçesinde, iş kaybı tazminatı ödenmesinin öngörülmesiyle, iş kaybı nedeniyle maruz kalınacak mağduriyetin ve bu konuda kamuoyunda oluşan sosyal olumsuzlukların giderilmesinin amaçlandığı açıkça ifade edilmiştir.
Özelleştirme uygulamaları nedeniyle kusuru olmaksızın işini kaybeden tüm işçilerin benzer mağduriyetler yaşayacağı ve işsiz kalmanın, bu kişiler üzerinde yol açacağı olumsuzlukların birbirine yakın olacağı ortadadır. Şu hâlde, işsiz kalanların benzer mağduriyetler yaşayacakları açık olduğuna göre, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte yaşlılık aylığı almaya hak kazananlar ile hak kazanmayanlar arasında, bu mağduriyetlerin hafifletilmesi amacını taşıyan iş kaybı tazminatı ödenmesi bakımından ayrım yapılmasının haklı temeli bulunmamaktadır. Bu nedenle, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte yaşlılık aylığı almaya hak kazanmayanlara iş kaybı tazminatı ödenirken, anılan tarih itibarıyla yaşlılık aylığına hak kazananların bu mali haktan mahrum bırakılması eşitlik ilkesini zedelemektedir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 10. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
...
VI- SONUÇ
24.11.1994 günlü, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 21. maddesinin;
A- Dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan ".30 gün içinde." ibaresine ilişkin esas incelemenin, maddenin beşinci fıkrasının birinci cümlesindeki ".yaşlılık aylığına hak kazananlar." yönünden yapılmasına, OYBİRLİĞİYLE,
B- 1- Dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan ".30 gün içinde." ibaresinin, maddenin beşinci fıkrasının birinci cümlesindeki".yaşlılık aylığına hak kazananlar." yönünden,
2- Beşinci fıkrasının birinci cümlesinin,
Anayasa'ya aykırı olduklarına ve İPTALLERİNE, OYÇOKLUĞU ile” karar verilmiştir.
3. 4447 sayılı Kanun’un geçici 1 inci maddesi şöyledir:
“24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21 inci maddesinde öngörülen iş kaybı tazminatı ile işsizlik ödeneğini birlikte almaya hak kazananlara öncelikle iş kaybı tazminatı ödenir. İş kaybı tazminatı için yapılan başvurular aynı zamanda işsizlik ödeneği talep başvurusu yerine de geçer.
İş kaybı tazminatını alma süresi içerisinde Kurumca bir işe yerleştirilemeyen veya kendisi bir iş bulumayanlara bu Kanunda belirtilen esas ve usuller dahilinde işsizlik ödeneği verilir. Ancak iş kaybı tazminatı ödenen süreler işsizlik ödeneği ödenecek toplam süreden mahsup edilir.”
4. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun (4447 sayılı Kanun) 51 inci maddesinde işsizlik ödeneğine hak kazanmanın şartları sayılmış olup ilgili maddenin birinci fıkrası şu şekildedir:
“Bu Kanun uyarınca sigortalı sayılanlardan hizmet akitleri aşağıda belirtilen hallerden birisine dayalı olarak sona erenler, Kuruma süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri ve bu Kanunda yer alan prim ödeme koşullarını sağlamış olmaları kaydıyla işsizlik ödeneği almaya hak kazanırlar.”
Aynı maddenin ikinci fıkrasının (f) bendine göre “24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21 inci maddesi kapsamında işsiz kalmak” bu şartlardan bir tanesidir.
5. 4447 sayılı Kanun’un 52 inci maddesine göre; işsizlik ödeneği aldığı sürede gelir getirici bir işte çalıştığı veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı tespit edilen sigortalı işsizlerin işsizlik ödenekleri kesilir.
6. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) “4046 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin geçiş esasları” kenar başlıklı (Değişik: 17/4/2008 - 5754/68 md.) geçici 13 üncü maddesinin ilgili kısımları şu şekildedir:
“24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesi kapsamında iş kaybı tazminatı alanlar 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı ve genel sağlık sigortalısı sayılır, ancak kısa vadeli sigorta kollarına tâbi değildir.
Sigortalıların sigortalı olduklarını ayrıca Kuruma bildirme sorumlulukları yoktur.
Türkiye İş Kurumu tarafından ilk iş kaybı tazminatının ödendiği tarihi takip eden ay sonu itibarıyla, iş kaybı tazminatı alanlara ilişkin primlerin aktarıldığı anda sigortalı bildirimi ve tescili yapılmış sayılır.
Bu kapsamdakilerin sigortalılıkları iş kaybı tazminatı ödeme süresinin bittiği tarihte sona erer. İş kaybı tazminatı sona erenler için bu Kanunun 9 uncu madde hükümleri uygulanmaz.
...”
C. Gerekçe
1. İş kaybı tazminatı, özelleştirilen kuruluşlarda iş sözleşmeleri feshedilen işçiler için ödenen bir tazminattır. İşsizlik için güvence yönü ağır basan bu tazminatın, bir yönüyle işsizlik sigortası niteliğinde olduğu söylenebilir (F. Uşan, “İş Kaybı Tazminatı”, ... Dergisi, C. 4, Ocak 1995, S. 1, s. 105).
2. 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin gerekçesinde de; “Özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlarda ücret karşılığı bir hizmet aktine dayalı olarak çalışırken, bu kuruluşların özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin süreli veya süresiz olarak kısmen veya tamamen durdurulması, kapatılması veya tasfiye edilmesi durumlarında hizmet akitlerinin tabi oldukları iş kanunları ve/veya toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde feshedilmesi sonucu işsiz kalacaklara, kanundan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatların dışında "İş Kaybı Tazminatı" ödenmesi ... suretiyle özelleştirme uygulamaları sonucunda doğacak istihdama ilişkin sorunların çözümünün yanısıra, iş kaybı nedeniyle maruz kalınacak mağduriyetin ve bu konuda kamuoyunda oluşan sosyal olumsuzlukların giderilmesi amaçlanmıştır” denilerek iş kaybı tazminatı ödenmesindeki esaslı unsurun işsizliğin yani gelir kaybının telafi edilmesi olduğu ortaya konulmuştur.
3. Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında davacıların başlangıçta iş kaybı tazminatından yararlanma şartlarını taşıdıkları ve Türkiye İş Kurumu tarafından bu kişilere yaşlılık aylığı bağlanma tarihine kadar iş kaybı tazminatı ödendiği noktasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacıların fiilen yaşlılık aylığından yararlanmaya başlamaları hâlinde iş kaybı tazminatı ödemesinin kesilip kesilmeyeceğine ilişkindir.
4. ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesince, işini kaybeden işçinin gelir kaybını tazmin etmeyi amaçlayan iş kaybı tazminatı ödemesinin yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra da ödenmesinin talep edilmesinin kanunun konuluş amacı ile bağdaşmadığı, aylığın kesilmesi yönündeki uygulamanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararına da aykırı olmadığı sonucuna ulaşıldığı hâlde; diğer Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında, yaşlılık aylığı almaya hak kazanmış olanlar yönünden bu tazminatın alınmasına engel olan ibarenin Anayasa Mahkemesinin 2014/73 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, Kanun’un yeni şekline göre iş kaybı tazminatı ödenmesini gerektiren ve ödenmesine engel hallerin belirli olduğu, kendisine yaşlılık aylığı bağlanan davacının belirtilen tazminatı almasına engel bir kanuni düzenlemenin bulunmadığı ifade edilmiştir.
5. Uyuşmazlığın çözümü açısından, Anayasa Mahkemesinin 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan ".30 gün içinde." ibaresinin, maddenin beşinci fıkrasının birinci cümlesindeki ".yaşlılık aylığına hak kazananlar." yönünden, ayrıca beşinci fıkrasının “.yaşlılık aylığına hak kazananlar.” şeklindeki birinci cümlesinin iptaline yönelik kararı ile ilgili birkaç hususu açıklamakta yarar vardır:
4046 sayılı Kanun’un Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önceki şeklinde yaşlılık aylığına hak kazanmış olmak, iş kaybı tazminatından yararlanmanın önünde bir engel teşkil etmekte idi. Anayasa Mahkemesi de adı geçen kararında; itiraz konusu kural uyarınca, iş kaybı tazminatından yararlanamayacak olanların, fiilen yaşlılık aylığı alanlar değil, yaşlılık aylığı almaya hak kazananlar olduğunu, bu durumda, iş sözleşmesi sona eren kişinin, emekliye ayrılmayı tercih etmeyip çalışmaya devam etme iradesini sürdürerek yeni iş arayışlarına girse bile yaşlılık aylığına hak kazandığı için iş kaybı tazminatı alamamasının isabetli olmadığını vurgulamıştır (AYM, 2014/73 E., 2014/98 K.).
Kararda ayrıca, iş kaybı tazminatının, özelleştirme uygulamaları nedeniyle kendi kusuru olmaksızın iş sözleşmesi sona erdirilen işçilere, iş hukukundan kaynaklanan diğer tazminatların yanında, Kanun'da öngörülen süreyle sınırlı olarak ödenen ve kişinin yeni bir işe yerleşmesiyle veya her halükarda Kanun'da belirlenen sürenin dolmasıyla da kesilen ek bir mali imkân olduğu ifade edilmiştir (AYM, 2014/73 E., 2014/98 K.).
6. Anayasa Mahkemesinin yukarıda yer verilen iptal kararı ile somut olay birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın yaşlılık aylığına hak kazanma ile ilgili olmayıp Sosyal Güvenlik Kurumuna yaşlılık aylığı bağlanması için başvurmak suretiyle fiilen yaşlılık aylığından yararlanmaya başlama ile ilgili olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu iki olgu birbirinden oldukça farklı olup Anayasa Mahkemesince iptal edilen kural yaşlılık aylığına hak kazanılması ile ilgilidir. Kanun koyucu zaten hiçbir zaman yaşlılık aylığından yararlanma hâlinde iş kaybı tazminatının kesileceğine yönelik bir kural koymamıştır. Çünkü iş kaybı tazminatı ile yaşlılık aylığının bir arada ödenmesi kuralın amacına olduğu kadar ödemenin niteliğine de aykırıdır. 4046 sayılı Kanun’un Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önceki şeklinde yaşlılık aylığından yararlanma şartı yerine yaşlılık aylığına hak kazanma hâlinde iş kaybı tazminatının kesileceğinin ifade edilmesinin sebebi, fiilen aylıktan yararlanma hâlinde zaten iş kaybı tazminatının kesilecek olmasıdır.
7. Yaşlılık aylığından fiilen yararlanmaya başlamanın bazı sonuçları vardır. Bu sonuçlar ile iş kaybı tazminatının bağdaşması mümkün değildir. 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca, iş kaybı tazminatının fiilen ödendiği sürelere ait sosyal güvenlik kuruluşları kesintileri Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünce ödenir. 5510 sayılı Kanun’un geçici 13 üncü maddesinde ise 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesi kapsamında iş kaybı tazminatı alanların 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı ve genel sağlık sigortalısı sayılacakları ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi, gerek 4046 sayılı Kanun’daki gerekse de diğer kanunlardaki düzenlemeler ile işsizlik olgusu telafi edilmeye çalışılmakta, işsiz kalan kişinin iş sözleşmesi feshedilmemiş gibi bir konuma getirilmesi için çaba gösterilmektedir.
8. Son olarak belirtmek gerekir ki; 4447 sayılı Kanun’un 52 inci maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi kapsamında işsiz kalanlar, aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen diğer şartları taşımak kaydıyla işsizlik ödeneğinden yararlanırlar. Kanun’un geçici 1 inci maddesinde ise, 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinde öngörülen iş kaybı tazminatı ile işsizlik ödeneğini birlikte almaya hak kazananlara öncelikle iş kaybı tazminatının ödeneceği, iş kaybı tazminatı için yapılan başvuruların aynı zamanda işsizlik ödeneği talep başvurusu yerine de geçeceği açık biçimde ifade edilmiştir. İlgili hükümde ayrıca iş kaybı tazminatını alma süresi içerisinde Kurumca bir işe yerleştirilemeyen veya kendisi bir iş bulamayanlara bu Kanunda belirtilen esas ve usuller dahilinde işsizlik ödeneği verileceği, ancak iş kaybı tazminatı ödenen sürelerin işsizlik ödeneği ödenecek toplam süreden mahsup edileceği öngörülmüştür. İşsizlik ödeneği aldığı sürede herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı tespit edilen sigortalı işsizlerin işsizlik ödeneklerinin kesilmesi, 4447 sayılı Kanun’un 52 inci maddesinde öngörülen bir diğer gerekliliktir. Tüm bu düzenlemeler karşısında, yaşlılık aylığından yararlanmaya başlayan bir kimsenin işsizlik ödeneğinin Kanun gereği kesileceği kabul edilirken, iş kaybı tazminatından yararlanmaya devam edebileceğinin kabul edilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Kanun’da iş kaybı tazminatı için yapılan başvuruların aynı zamanda işsizlik ödeneği talep başvurusu yerine de geçeceği ve belli koşullarda iş kaybı tazminatı ödenen sürelerin işsizlik ödeneği ödenecek toplam süreden mahsup edileceği şeklinde kurallara yer verilmesi bir tesadüf olmayıp bilinçli bir tercihin sonucudur. Bu sebeple, 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinde yaşlılık aylığı almanın, iş kaybı tazminatı ödenmesine engel oluşturacağı şeklinde açık bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle aksi bir sonuca varmak hem kuralın konuluş amacını hem de diğer Kanun hükümlerini yok saymak anlamına gelir.
9. Açıklanan kanuni düzenlemeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, iş kaybı tazminatından yararlanmakta iken Sosyal Güvenlik Kurumundan fiilen yaşlılık aylığı almaya başlayanların iş kaybı tazminatı ödemelerinin bu tarih itibarıyla kesilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın ... 28. Hukuk Dairesinin görüşü doğrultusunda giderilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
V. KARAR
1. Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın “4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesine göre iş kaybı tazminatından yararlanmakta olanların Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık aylığı almaya başlamaları hâlinde iş kaybı tazminatı ödemelerinin bu tarih itibarıyla kesilmesi gerektiği” yönündeki ... 28. Hukuk Dairesinin görüşü doğrultusunda giderilmesine,
2. Dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,
26.04.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.