21. Hukuk Dairesi 2016/9417 E. , 2018/2046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 01.07.2003-30.04.2010 tarihleri arasında geçen hizmetinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; ihtilaf konusu dönem içerisinde 15.11.2006-01.02.2007 tarihleri arasında dava dışı işyerince davacı adına 77 gün hizmet bildirildiği, Kurum tarafından yapılan denetim sonrası davalı işyerince davacı adına 17-18.08.2009 tarihleri arasında 2 gün hizmet bildirildiği, davacı adına yapılmış başkaca herhangi bir hizmet bildiriminin bulunmadığı, davalı işyerinin 20.08.1990-15.05.2010 tarihleri arasında Konfeksiyon-Terzi faaliyetinden dolayı Kanun kapsamında olduğu, 2003-2010 yılları arası dönem bordrolarının getirtildiği, yapılan zabıta araştırması neticesi komşu işyeri çalışanlarının Mahkeme’ye bildirildiği, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda sadece 21.09.2006 işe giriş tarihli bordrolu davacı tanıklarının dinlenildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu dönem içerisinde çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır. Öte yandan, dava dışı işyerince bildirilen hizmet süreleri yönünden dava dışı işyeri ile davalı işyeri arasında organik bağın olup olmadığı irdelenmeksizin ve kabule göre de dava dışı işyerince bildirilen bu hizmet süreleri dışlanmaksızın Mahkemece davacının davalı işyerinde ara vermeden çalıştığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; öncelikle dava dışı işyerine ait işyeri tescil kaydı ile ticarî sicil tescil kayıtlarını getirterek davalı işyeri ile aralarında organik bağın olup olmadığını tespit etmek, herhangi bir organik bağın olmaması halinde dava dışı işyerinde geçen bu hizmet sürelerini dışlamak, uyuşmazlık konusu tüm dönemde çalışma kaydı bulunan davalı işyeri çalışanlarının tespit edilerek tanık olarak beyanlarına başvurmak, tanıkların beyanları ile yetinilmemesi, adreslerine ulaşılamaması halinde Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarına başvurmak ve Mahkemece toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.