11. Hukuk Dairesi 2018/3693 E. , 2019/5157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 28/11/2017 tarih ve 2017/647-2017/998 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili bankanın müşterisi olduğunu, dava dışı yurtdışı bankadan davalı tarafından talep edilen teminat mektubunun davalıya tesliminin müvekkili tarafından yapıldığını, yurtdışı bankanın teminat mektubu komisyon ücretini talep etmesi üzerine iki döneme ait teminat mektubu komisyon ücretinin yurtdışı bankaya ödendiğini, ilk döneme ilişkin 16.745,00 USD’lik komisyon ücretinin müvekkiline ödendiği halde, ikinci döneme ilişkin aynı miktardaki komisyon ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, 16.745,00 USD’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından davaya konu teminat mektubu komisyon bedelinin müvekkiline ait banka nezdindeki hesaptan çekilmesine ilişkin talimat verdiğini ancak, davacı tarafından kendi kusuru ile hesaptan para çekilmediğini ve dava dilekçesinin tebliği üzerine 16.745,00 USD’nin davacıya ödendiğini, dava açılmasına neden olunmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava açıldıktan sonra dava konusu bedel davalı tarafından ödendiğinden dolayı davanın konusuz kaldığı, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerektiği ancak yargılama giderlerinden sorumluluğun davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun değerlendirilerek belirleneceği, Ankara İcra Müdürlüğü"nün dosyası ile davalının mevcut dava açılmadan önce söz konusu borç nedeniyle temerrüte düşürüldüğü, mevcut davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiği ve yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu olduğu gerekçesiyle; dava konusuz kaldığından dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı yararına düzenlenen teminat mektubu komisyon alacağının tahsili talebinden ibarettir.
Hükmün gerekçesinde, dava açılmasına davalının sebebiyet verdiğinin ve yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerektiğinin ifade edilmesine, hüküm fıkrasında yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesine rağmen, yine yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden de davalının sorumlu tutulması gerekirken hüküm fıkrasında vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulması çelişki ve maddi hataya müstenit bulunmakla kararın bozulmasını gerektirmekte ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile yerel mahkemenin 28.11.2017 tarihli gerekçeli kararının hüküm fıkrasının 3. nolu bendinin hükümden çıkarılarak yerine "davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.677,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.