Esas No: 2022/3727
Karar No: 2022/4853
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3727 Esas 2022/4853 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3727 E. , 2022/4853 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işverenler nezdinde 17/11/2012 - 20/07/2013 tarihleri arasında kablo döşeme işçisi olarak çalıştığını, ...Elektrik İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile aylık 2.000,00 TL net ücret üzerinden anlaşmalarına rağmen ücretinin ödenmediğini, her gün saat 06:00-19:00, çoğunlukla saat 19:30-20:00'ye kadar işin uzadığını, iş akdine haksız son verildiğini ileri sürerek ücret alacakları ile ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, husumet itirazında bulunarak ihale makamı olmaları nedeniyle ücret alacağı dışında sorumlu olmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ...Elektrik İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının 09.04.2013 tarihine kadar asgari ücretle çalıştığını, hiç ücret ödenmediğine dair iddiasının evli ve çocuklu olması nedeniyle hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, işyerinde çalışmanın kışın 08:00-17:00, cumartesi 08:00-13:00 saatleri arası, yazın 09:00-18:00, cumartesi 09:00-14:00 saatleri arası olup 1,5 saat yemek ve çay molası olduğunu, pazar günleri çalışılmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, kısmi dava ve belirsiz alacak davası açılamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.05.2018 tarih ve 2017/12455 esas, 2018/10731 karar sayılı ilamı ile, davacının fiilen yaptığı iş, tanık beyanları ve işyerinin özellikleri birlikte değerlendirildiğinde yukarıda açıklanan şekilde emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, işverence davacının istifa ederek ayrıldığına dair kayıt ve belge ibraz edilemediğinden davacının ihbar tazminatı talebinin kabulü gerekirken bu talebin reddinin hatalı olduğu, dava konusu tüm alacaklar için dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, mahkemece bozma üzerine verilen karar ise Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 03.02.2020 tarih ve 2020/231 esas, 2020/1442 karar sayılı ilamı ile emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, davacının ihbar tazminatı, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dava konusu tüm alacaklar için dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin ve davalılardan ... yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı şirketin ünvanının “Tasfiye Halinde ...Elektrik İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.” olarak gösterilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece davacının fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti yönünden dosya tefrik edilerek ve bozmaya uyularak devam edilen yargılamada taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Gerekçeli karar başlığında davalı şirketin ünvanının “Tasfiye Halinde ...Elektrik İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.” olarak gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olduğundan, bozma sebebi yapılmamıştır.
A-Davalı Tasfiye Halinde ...Elektrik İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Davalı .... Temyizi Yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarlar incelendiğinde davalı Tasfiye Halinde ...Elektrik İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve davalı .... tarafından temyiz edilen miktarın karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL kapsamında kaldığı anlaşıldığından davalılar Tasfiye Halinde ...Elektrik İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve .... vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE,
B- Davacının temyizi yönünden ise;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Usuli kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli müktesep hak müessesesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nunda düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir.
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12/07/2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03/12/2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.)
Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin 04.05.2018 tarih ve 03.02.2020 tarihli bozma ilamlarında; davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından, tarafların bildirdikleri emsal işyerlerinden ve Türkiye İstatistik Kurumu'ndan emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının ücretinin belirlenmesi gerektiğinin belirtilmesine ve mahkemece bu konuda bozmaya uyulmasına rağmen davacının ücretinin tespitinde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği ve sadece dosya kapsamında bulunan Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre bilirkişi raporu alınarak sonuca gidildiği anlaşılmıştır. Kaldı ki; mahkemece bozmadan önce ve bozmadan sonra hükme esas alınan bilirkişi raporlarında Türkiye İstatistik Kurumu'nun aynı verilerinin esas alınmasına rağmen anlaşılamayan bir şekilde davacının ücreti farklı hesaplanmış, ilk bozmadan sonra verilen kararı sadece davacı tarafın temyiz ettiği dikkate alınmaksızın davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek daha düşük miktarlar kabul edilerek hesaplama yapılmış mahkemece taleple bağlı kalınarak karar verilmiştir.
Bu itibarla, mahkemece emsal ücret araştırmasına ilişkin bozma gereklerinin yerine getirilerek ve bozma ile oluşan usuli kazanılmış haklara dikkat edilerek sonuca gidilmesi için kararın bir kez daha bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 20.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.