Esas No: 2022/4244
Karar No: 2022/4950
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4244 Esas 2022/4950 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4244 E. , 2022/4950 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : OLUMLU YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkile ait işletmede üyeleri adına toplu iş sözleşmesi yapmak amacıyla 27.01.2020 tarihinde diğer davalı Bakanlığa başvurarak çoğunluk tespit talebinde bulunan davalı Sendikanın... SGK sicil nolu ve ...SGK sicil nolu işletme kapsamındaki işyerlerinde toplam 70 işçinin çalıştığını, bunlardan 28 işçinin sendika üyesi olduğunu ve işletmeler için aranan %40 çoğunluğu sağladığına 07.02.2020 tarihli ilişkin tespit kararının müvekkiline 13.02.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve TİS kanunun 43/2. md. gereği itiraz dilekçesinin 18/02/2020 tarihinde ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne kayıt ettirildiğini, Şirketin ... Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı olması nedeniyle görevli ve yetkili mahkeme olarak huzurdaki davanın ikame edildiğini, Bakanlığın bu tespitinin hatalı olduğunu, zira davacı Şirkete ait aynı işkolunda olmamakla birlikte işletme kapsamında ... SGK sicil numaralı ve Şirketin idari işlerinin yürütüldüğü ... SGK sicil numaralı iki işyerinin daha bulunduğunu, işletme kapsamında 4 işyerinde toplam 201 işçinin çalıştığını, çalışan işçi sayısına göre yeterli çoğunluğun sağlanamadığını iddia ederek olumlu tespit kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Bakanlık vekili: davalı Sendikanın 27.01.2020 tarihinde müvekkili Bakanlığa yaptığı yetki tespiti başvurusu üzerine sendika yetki sisteminde SGK kayıtları üzerinden Genel Müdürlükte kurulu olan sendika yetki sisteminden SGK kayıtları üzerinden yapılan inceleme ile işverene ait 2 adet işyerinde çalışan toplam işçi sayısının 70, Enerji İş Sendikasının başvuru tarihi itibariyle kayıtlı üye sayısının 28 olduğunun tespit edilmesi üzerine sendikaya 07.02.2020 tarihli ve 374193 sayılı kararla olumlu yetki tespiti kararı verilip kararın taraflara tebliğ edildiğini, davacı vekili üye sayısının gerçeği yansıtmadığı iddia etmişse de sendikanın başvuru tarihi itibariyle tüm sigortalı çalışan bilgilerinin sendika üyelikleri resmi kayıtlar ile E - Devlet üzerinden yapıldığını, tespitin yapıldığı tarihe göre değil sendikanın başvuru tarihi itibariyle çalışanlar ve sendikaya üye olanlar hesaplamaya dahil edildiğini, resmi kayıtlar üzerinden gerçekleştirilmekte olduğundan yanlış olmasının mümkün olmadığını, davacıya ait işyerinin birisinin büro olduğu yönünde bir ihtilaf bulunmadığını, zaten büro olan işyeri ile metal iş kolunda olan işyerinin hesaplamaya dahil edilmediğini, zira yasa gereği işletme düzeyinde yetki tespiti için aynı işverene ait aynı işkolunda birden fazla işyeri olması gerektiğini, sonuç olarak davacı işverene ait aynı işkolunda....,..... iki işyerinin yetki tespitinde dikkate alındığını, yine davacı vekili tarafından dava dilekçesinde işverene ait olan 4 işyerinin çalışan işçi sayısının gösteren bir tablonun yer aldığını, tabloya bakıldığında yetki tespitinde yer alan ... - 113356.020 sicil nolu işyerlerinde toplam 70 kişinin çalıştığının beyan ederek kendi iddiasını çürüttüğünü, 6356 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra sendika üyeliklerinin sadece E- Devlet üzerinden yapılabildiğini, bunun ayrıca sorgulanmasına gerek olmadığını, SGK işyeri sicil dosyasına bakıldığında "3511" ve "4321" iş kodlarının İşkolları Yönetmeliğinin 14 numaralı Enerji başlığı altında yer aldığının açıkça görüldüğünü, davacı işverenin de SGK’ya yaptığı işyeri bildirgesi doğrultusunda bu kodları aldığı bu kodun değiştirilmesi için de davacı işverenin bu güne kadar herhangi bir girişimde bulunmadığını, kaldı ki işkolu itirazında bu davayla birlikte istenemeyeceğini, bunun için de davacı işverenin müvekkili Bakanlığa işkolunun tespit edilmesi/değiştirilmesi, için müracaat etmesi, verilen karar üzerine dava yoluyla itiraz etmesi gerektiğini, aksi halde yetki tespiti itiraz davasında ileri sürülen işkolu itirazının bu davada ele alınmasının yasal olarak mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... İşçileri Sendikası vekili; müvekkili Sendikanın 14 nolu enerji iş kolunda faaliyet gösterdiğini, faaliyet alanında yer alan işyerleri ve işletmelere dair bilgilerin TC. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın muntazaman yayınladığı istatistik listelerindeki verilere ulaştığını, sendikanın işkolunda faaliyet gösteren davacı şirketin iki farklı SGK sicil dosyalarında yer alan sendikaya üye işçi sayısının yeterli çoğunluğa ulaşması üzerine Sendikanın 2020/66 sayılı 27.01.2020 tarihli yazı ile diğer davalı Bakanlıktan talep edildiğini, Çalışma Genel Müdürlüğünce yapılan inceleme neticesinde 07.01.2020 t.74038328-553.02-E.374193 sayılı olumlu yetki tespiti yazısının 13.02.2020 tarihinde müvekkili Sendikaya tebliğ edildiğini, davacı Şirketin iki ayrı SGK sicil nolu işyerinde toplamda 68 işçinin çalıştığına ilişkin verilerin bulunduğunu, davacı her ne kadar idare ofisi ile fabrika binasının aynı adreste olduğundan işletme değil işyeri olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürse de 14 nolu işkolunda işyerlerinin Tavas ve Honaz ilçelerinde iki farklı adreste olduklarını, Sendikanın %40 üye içsi sayısına ulaşarak yetki koşulunu sağladığını, sendikaya üyeliklerin başka kimse eliyle değil kendilerine ait E - Devlet kapısı üzerinden kendi arzu ve idarelerini yansıtarak gerçekleştirdiklerini, üyeliklerine ilişkin işlemin kontrol edilebilirliğine dair doğrulama kodu bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, işverenin farklı bir işkolunda yer alan başkaca birimlerinde yetki tespitinde nazara alınması gerektiği iddiası, esas itibariyle itiraz konusu birim bakımından işkolu itirazı niteliğinde olduğu, bu itirazın ise mevcut yetki uyuşmazlığında ileri sürülemeyeceği, ancak bir sonraki dönem için geçerli olabileceği, diğer taraftan, hukuk devleti kavramı çerçevesinde “hukuki belirlilik” ve “hukuki öngörülebilirlik” ilkeleri nazara alındığında, uyuşmazlığın yetki tespiti için başvuru tarihindeki hukuki duruma göre değerlendirilmesi gerektiğinin de tartışmasız olduğu, bu anlamda olmak üzere başvuru tarihi itibariyle farklı işkollarında yer alan birim yahut işyerlerinin tek bir işyeri yahut işletme niteliğinde kabul edilmesinin mümkün olmadığı, nitekim işçi sendikasının Bakanlık kayıtlarına güvenerek örgütlenme faaliyetini yürüttüğü ve çoğunluk tespitine dair talepte bulunduğu gözetildiğinde, yetki tespit başvuru tarihinden sonra ileri sürülen işkolu itirazının dikkate alınmasının da mümkün olmadığı, davacı Şirketin İşkolları Yönetmeliğinin (14) sıra numarasında kayıtlı enerji işkolunda .... ve... sicil numaralı işyerlerinde 27.01.2020 başvuru tarihi itibariyle 70 işçinin çalıştığı bunlardan 28 sinin (%40) sendikanın üyesi olduğu, (her ne kadar bilirkişi raporunda 60.020 sicil nolu işyerinde çalışan Mehmet Ender çalışan sayısına dahil edilmediği görülmüşse de bu işçinin işten çıkış tarihi 31.01.2020 tarihi olup tespit başvuru tarihinden daha sonra işten çıktığından çalışan sayısına dahil edilmesi gerekmiş bu kapsamda bakanlık tespitinin 70 çalışan ve 28 sendikalı olduğuna ilişkin kararının doğru olduğu görülmüştür) kanunun aradığı yeterli çoğunluğu sağlandığı, davacı itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilahare İlk Derece Mahkemesinin 27/05/2021 tarihli ve 2020/54 E. sayılı kararı ile; davacı vekilinin vermiş olduğu 29/03/2021 tarihli istinaf başvurusuna ilişkin davacı tarafın istinaf başvurusu ile birlikte yatırması gereken istinaf kanun yoluna başvuru harcının yatırmaması nedeni ile HMK 344 maddelerine göre davacı ... ve ... Ür. A.ş vekilinin istinaf talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 344.maddesi çerçevesinde davacı tarafa istinaf başvurusuna ilişkin eksik harçların tamamlanması hususunda gönderilen muhtıranın usulüne uygun tebliğ edildiği, bir haftalık kesin süre içinde davacı tarafın muhtıranın gereğini yerine getirmediği, sistemden yapılan sorgulamada da davacı tarafın muhtırada belirtilen sürede harcı tamamladığına ilişkin bir veriye rastlanmadığı görülmekle 27/05/2021 tarihli ek kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle “... 1. İş Mahkemesinin 2020/54 Esas 2021/40 karar sayılı 27/05/2021 tarihli ek kararının usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesinden sadır olan istinaf talebinin reddine dair ek kararın usul ve kanuna uygun olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gereklidir.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmeli; bu açıdan ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır. Örneğin, “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıra geçersiz olacaktır.
Dosya içeriğinden; davacının istinaf başvuru dilekçesini göndermesini takiben davacıya çıkarılan muhtırada, yatırılması gereken 59,30 TL. istinaf karar harcı (maktu) ve istinaf yoluna başvurma harcı 148,60 TL.’nin yatırılmadığından bahsedilerek, bu harçların muhtıranın tebliğinden itibaren 1 haftalık süre içerisinde yatırılması ve süresinde yatırılmadığında istinaf talebinden vazgeçilmiş sayılacağının ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca, UYAP kayıtlarından, davacının 29.03.2021 tarihli istinaf dilekçesiyle birlikte 100,00 TL. gider avansı ve 59,30 TL. istinaf karar harcının (maktu) da yatırıldığı görülmüştür.
Nitekim, davacı istinaf başvuru dilekçesiyle birlikte harç ve gider avansı yatırdığından tarafına tebliğ edilen muhtıranın sehven gönderildiğini savunmuş ve bu savunmasını da somut olarak temellendirmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve saptamalar karşısında; davacıya tebliğ edilen muhtırada ödenmesi gereken tutarların yatırılma merciinin açıkça belirtilmemesi ve somut olayın özelliğine göre bu miktarların muhatabı yanılgıya düşürebilecek nitelikte olduğu da gözetildiğinde yeterli açıklığa sahip olmadığı kabul edilen muhtıranın usule uygun olduğundan bahsedilemez.
Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinden sadır olan ek kararın kaldırılıp işin esasına yönelik inceleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde istinaf talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.