
Esas No: 2017/239
Karar No: 2021/4996
Karar Tarihi: 16.12.2021
Danıştay 2. Daire 2017/239 Esas 2021/4996 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/239
Karar No : 2021/4996
DAVACI : ...
DAVALI : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
DAVANIN KONUSU :
İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı emrinde şef olarak görev yapan davacı tarafından; İçişleri Bakanlığı Merkez Sınav Kurulunun ...günlü, ...sayılı kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından; İstanbul İl Özel İdaresinde 01/05/1995 tarihde memuriyete başladığı, 26/08/2003 tarihinde atandığı şef kadrosunda görevine devam etmekte iken, 06/12/2012 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 6360 sayılı Kanun ile tüzelkişiliği sona eren İstanbul İl Özel İdaresinden, 31/03/2014 tarihinde İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı emrindeki şef kadrosuna atandığı,
6360 sayılı Kanun gereği ataması yapılan personelin görevde yükselme işlemlerinde, İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olmadığı, İl Özel İdaresinde geçen hizmet süresinin davalı idarede geçen hizmet süresinden sayılmamasının hiçbir yasal dayanağının bulunmadığı ve hukuka aykırı olduğu,
Dava konusu kararın, anılan Yönetmelik'in 25. maddesinin (b) bendinin, il özel idarelerinden Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına 6360 sayılı Kanun uyarınca atanan personel hakkında söz konusu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmayacağı yolundaki hükmüne aykırılık taşıdığı,
Devlet memurluğuna sınavla giren ve aynı şartlar altında görev yapan memurların, sırf çalıştıkları kurumun tüzel kişiliğinin yasa ile sona ermesi sebebiyle kendi iradeleri dışında atanmış oldukları Bakanlık kadrolarındaki diğer personelden farklı muameleye tabi tutulmasının Anayasa'nın eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine uygun olmadığı,
Dava konusu düzenleyici işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
DAVALI İDARENİN SAVUNMASI :
Davalı idare tarafından; Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik'in 6. maddesinde; kurumların, görevin niteliği itibariyle görevde yükselme suretiyle atanacak personel için bulunduğu kurumda veya diğer kurumlarda alt görevlerde çalışmış olma şartını ve süresini arayacağının, ilan edilen kadro veya pozisyon için bu şartı sağlayan personel bulunmaması durumu hariç olmak üzere, bu sürelerin en az altı ayının atamanın yapılacağı kurumda geçmiş olmasının esas olduğunun düzenlendiği,
Bu doğrultuda düzenlenen İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'in 7/1-ç/2 maddesine göre, şube müdürü kadrosuna atanabilmek için, son müracaat tarihi itibarıyla; Bakanlık merkez veya taşra teşkilatında il planlama uzmanı, sivil savunma uzmanı, eğitim uzmanı, uzman, şef veya daha üst unvanlı bir kadroda en az üç yıl çalışmış olmak şartının arandığı,
Dava konusu kararın Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik'e uygun olduğu,
Gerek 6360 sayılı Kanun'da ve bu Kanun'un atıfta bulunduğu 4046, 5393 ve 5216 sayılı Kanun'ların ilgili maddelerinde gerekse İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'te 6360 sayılı Kanun uyarınca il özel idarelerinden Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına atanan personelin, tüzelkişiliği sona eren kurumlarda geçen hizmet sürelerinin nakledildikleri kurumda geçmiş sayılacağına ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediği,
Hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...DÜŞÜNCESİ : Danıştay İkinci Dairesinin 22/06/2021 günlü, E:2016/10302, K:2021/2243 sayılı kararıyla; dava konusu düzenleyici işlemin iptaline hükmedildiğinden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiği düşünülmüştür.
DANIŞTAY SAVCISI : ...DÜŞÜNCESİ : Davacı tarafından, İçişleri Bakanlığı Merkez Sınav Kurulunun 02/04/2015 günlü, 5 sayılı kararının iptali istenilmektedir.
08/06/2007 günlü, 26546 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'in ''Görevde yükselme sınavı sonucu atanacaklarda aranacak özel şartlar'' başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde, "şube müdürü" kadrosuna atanabilmek için gerekli koşullar "1) Fakülte veya dört yıllık yüksekokul mezunu olmak, 2) Son müracaat tarihi itibariyle; Bakanlık merkez veya taşra teşkilatında il planlama uzmanı, sivil savunma uzmanı, eğitim uzmanı, uzman, şef veya daha üst unvanlı bir kadroda en az üç yıl çalışmış olmak kaydıyla toplam on yıl hizmet süresi bulunmak...'' olarak sayılmıştır.
Anılan Yönetmeliğin "Devredilen veya özelleştirilen kuruluşlardan atama" başlıklı 25. maddesinde ise, "(1) Bu Yönetmelik hükümleri aşağıdaki durumlarda uygulanmaz. a) 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22 nci maddesi kapsamında Bakanlığa ilk defa atanacaklarda, b) 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun ile büyükşehirlerde tüzel kişilikleri sona eren İl Özel İdarelerinden Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonlarınca atanan ya da belediye ve bağlı kuruluşlara devredilen norm kadro ve ihtiyaç fazlası personelden aynı Kanunun geçici 1 inci maddesi kapsamında Bakanlığa ilk defa atanacaklarda" kuralı yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 01/05/1995-30/03/2014 döneminde İstanbul İl Özel İdaresinde memur, bilgisayar işletmeni ve şef olarak görev yaptığı, 26/08/2003 tarihinde atandığı şef kadrosunda görevine devam etmekte iken, 06/12/2012 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 6360 sayılı Kanun ile tüzel kişiliği sona eren İstanbul İl Özel İdaresinden, 31/03/2014 tarihinde, İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı emrindeki şef kadrosuna atandığı, İçişleri Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatında boş bulunan unvanlı kadrolar için yapılacak görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına, şube müdürü kadrosu için başvuruda bulunduğu, ancak, İçişleri Bakanlığı Merkez Sınav Kurulunun dava konusu 02/04/2015 günlü, 5 sayılı kararı uyarınca başvurusunun reddedildiği anlaşılmaktadır.
İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'in 25. maddesinin incelenmesinden; 6360 sayılı Kanun ile büyükşehirlerde tüzel kişilikleri sona eren il özel idarelerinden, valiliğe bağlı yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına atanan personelden, aynı Kanun'un geçici 1. maddesi kapsamında İçişleri Bakanlığına ilk defa atanacaklarda bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmayacağı, diğer bir ifadeyle, 6360 sayılı Kanun nedeniyle il özel idarelerinden Bakanlığa ilk defa atamalar sırasında, anılan Yönetmelikteki şartların aranmayacağı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, davacının durumunda olduğu gibi, valiliğe bağlı yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına şef olarak ataması gerçekleşerek İçişleri Bakanlığı taşra teşkilatı personeli haline gelmiş olanların, Bakanlıktaki şube müdürlüğü gibi daha üst unvanlar için görevde yükselme sınavına başvurularının, anılan Yönetmeliğin kapsamında olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Öte yandan, İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'te; kendi iradesi olmaksızın, 6360 sayılı Kanun gereği olarak İçişleri Bakanlığına atananlar bakımından, anılan Bakanlıkta görevde yükselme suretiyle atanılmak istenilen görevler için alt görevlerde geçirilmesi öngörülen hizmet süresine, 6360 sayılı Kanun nedeniyle Bakanlığa atanmadan önce çalışılan kurumlarda aynı alt görevde geçmiş olan hizmet sürelerinin dahil edilip edilmeyeceğine ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığı gibi, daha önce çalışılan kurumlarda aynı alt görevde geçmiş olan hizmet sürelerinin dahil edilmesini engelleyen bir kural da bulunmamaktadır.
Bu hususlardan hareketle uyuşmazlık incelendiğinde; il özel idaresinde şef olarak görev yapmakta iken, kendi iradesi olmaksızın, 6360 sayılı Kanun gereği olarak İçişleri Bakanlığı (İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı) bünyesindeki şeflik görevine atanmış olan davacının, anılan Bakanlıktaki şube müdürlüğü görevine görevde yükselme suretiyle atanması için Bakanlık merkez veya taşra teşkilatında şef kadrosunda geçirmesi öngörülen hizmet süresinin, İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'in 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi uygulanarak 3 yıl olarak esas alınmasının mevzuata ve hakkaniyete uygun olmadığı kanaatiyle davanın kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; duruşma için belirlenen 16/12/2021 günü davacının gelmediği, davalı İçişleri Bakanlığını temsilen Hukuk Müşaviri ...'ın geldiği görülerek Danıştay Savcısı Kamber Ayık'ın hazır bulunduğu halde açık duruşmaya başladı. Duruşmada hazır bulunan tarafa usulüne göre söz verilip dinlendikten ve Savcının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verilerek uyuşmazlığın esasına geçildi, dosyadaki bilgi ve belgeler de incelenmek suretiyle işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Maddi Olay :
Davacının İstanbul İl Özel İdaresinde 01/05/1995 tarihde memuriyete başladığı, 26/08/2003 tarihinde atandığı şef kadrosunda görevine devam etmekte iken, 06/12/2012 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 6360 sayılı Kanun ile tüzel kişiliği sona eren İstanbul İl Özel İdaresinden, 31/03/2014 tarihinde, İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı emrindeki şef kadrosuna atandığı; İçişleri Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatında boş bulunan unvanlı kadrolar için yapılacak görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına, şube müdürü kadrosu için başvuruda bulunduğu, ancak, İçişleri Bakanlığı Merkez Sınav Kurulunun dava konusu ...günlü, ...sayılı kararı ile İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'in 25. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendindeki düzenlemeye değinilerek, 6360 sayılı Kanun kapsamında Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına atanan il özel idaresi personelinden, Bakanlıkça açılacak görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına başvuruda bulunmak isteyen adayların, daha önce il özel idaresi veya belediye personeli olarak geçen hizmet sürelerinin, Devlet memurluğunda geçen toplam hizmet süresine dahil edilmesine, ancak İçişleri Bakanlığı merkez veya taşra teşkilatında geçen hizmet süresinden sayılmamasına karar verildiği, davalı idarece, davacının hizmet süresi ile ilgili olarak, bu karar ışığında değerlendirme yapılarak; İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'in 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi uyarınca, "şube müdürü" kadrosuna atanabilmek için, son başvuru tarihi itibarıyla Bakanlık merkez veya taşra teşkilatında şef kadrosunda en az (3) yıl çalışmış olmak gerektiği, davacının ise, sınava son başvuru tarihi olan 20/05/2015 tarihi itibarıyla Bakanlık taşra teşkilatında (1) yıl (1) ay (19) gün fiili hizmeti bulunduğundan Yönetmelik'teki anılan şartı taşımadığı gerekçesiyle başvurusunun kabul edilmediği, davacı tarafından, 18/06/2015 tarihinde ilan edilen kesin olmayan değerlendirme sonuç listelerine karşı İl Sınav Kuruluna yapılan aynı günlü itirazın da, Yönetmelik'in 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi ve 25. maddesi kuralı ile Bakanlık Merkez Sınav Kurulu kararı dayanak alınarak, Yönetmelik'te öngörülen en az (3) yıl çalışma koşulunu taşımadığından bahisle reddedilmesi üzerine dava konusu kararın iptali istemiyle bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu düzenleyici işlemin incelenmesi :
Danıştay İkinci Dairesinin 22/06/2021 günlü, E:2016/10302, K:2021/2243 sayılı kararıyla;
İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'in 25. maddesinin incelenmesinden; 6360 sayılı Kanun ile büyükşehirlerde tüzel kişilikleri sona eren il özel idarelerinden, valiliğe bağlı yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına atanan personelden, aynı Kanun'un Geçici 1. maddesi kapsamında İçişleri Bakanlığına ilk defa atanacaklarda bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmayacağının, diğer bir ifadeyle, 6360 sayılı Kanun nedeniyle il özel idarelerinden Bakanlığa ilk defa atamalar sırasında, anılan Yönetmelik'teki şartların aranmayacağının anlaşıldığı,
Bu nedenle, davacının durumunda olduğu gibi, valiliğe bağlı yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına şef olarak ataması gerçekleşerek İçişleri Bakanlığı taşra teşkilatı personeli haline gelmiş olanların, Bakanlıktaki şube müdürlüğü gibi daha üst unvanlar için görevde yükselme sınavına başvurularının, anılan Yönetmelik'in kapsamında olduğu sonucuna ulaşıldığı,
Öte yandan, İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'te; kendi iradesi olmaksızın, 6360 sayılı Kanun gereği olarak İçişleri Bakanlığına atananlar bakımından, anılan Bakanlıkta görevde yükselme suretiyle atanılmak istenilen görevler için alt görevlerde geçirilmesi öngörülen hizmet süresine, 6360 sayılı Kanun nedeniyle Bakanlığa atanmadan önce çalışılan kurumlarda aynı alt görevde geçmiş olan hizmet sürelerinin dahil edilip edilmeyeceğine ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığı gibi, daha önce çalışılan kurumlarda aynı alt görevde geçmiş olan hizmet sürelerinin dahil edilmesini engelleyen bir kuralın da bulunmadığı,
Bu hususlardan hareketle uyuşmazlık incelendiğinde; il özel idaresinde şef olarak görev yapmakta iken, kendi iradesi olmaksızın, 6360 sayılı Kanun gereği olarak İçişleri Bakanlığı (İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı) bünyesindeki şeflik görevine atanmış olan davacının, anılan Bakanlıktaki şube müdürlüğü görevine görevde yükselme suretiyle atanması için Bakanlık merkez veya taşra teşkilatında şef kadrosunda geçirmesi öngörülen hizmet süresinin, İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'in 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi uygulanarak (3) yıl olarak esas alınmaması gerektiği sonucuna varıldığı,
Kaldı ki, 6360 sayılı Kanun nedeniyle il özel idarelerinden İçişleri Bakanlığına ilk defa atamalar sırasında dahi aranmayacak olan İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'in hizmet süresine ilişkin şartlarının; kendi iradeleri olmaksızın, Kanun gereği olarak İçişleri Bakanlığındaki görevlere atanmış olanların, anılan Bakanlık bünyesinde görevde yükselme suretiyle atanmaları sırasında da aranmamasının, hakkaniyete de uygun bir düzenle olduğu gerekçesiyle dava konusu düzenleyici işlem iptal edilmiştir.
Bu durumda, dava konusu düzenleyici işlemin iptali istemi hakkında ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. İçişleri Bakanlığı Merkez Sınav Kurulunun ...günlü, ...sayılı kararının iptali istemi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Aşağıda dökümü yapılan ...TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/12/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Kesin hüküm, yargı yerince yasada gösterilen usullerle verildikten; olağan kanun yollarından geçerek veya kanun yollarına başvurma süreleri geçirilmek suretiyle uyuşmazlığı nihai olarak sonuçlandırıp kesinleştikten sonra, anılan kararın kimse tarafından değiştirilemeyeceğini ifade eden kanuni bir gerçekliktir.
Hukuk düzeninde istikrarı ve hukuk güvenliğini sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, doktrinde de şekli ve maddi anlamda kesin hüküm olmak üzere iki başlıkta ele alınmaktadır. Şekli anlamda kesin hüküm, yargı yerince verilen karara karşı olağan kanun yollarına başvurulamayacağını ifade etmektedir. Dolayısıyla söz konusu terim ile görülmekte olan davanın şeklen sona ermesi kasdedilmektedir.
Maddi anlamda kesin hüküm ise; uyuşmazlığın esasını çözen nihai yargı kararlarının, kimse tarafından değiştirilememesini ve daha sonra açılan dava bakımından bağlayıcı olmasını, diğer bir anlatımla taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir daha dava konusu yapılamamasını ifade etmektedir. Buna göre, bir kararın maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşıması halinde tarafları, sebebi ve konusu aynı olan yeni bir dava açılması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Olayımızda öncelikle, sebebi ve konusu aynı olmakla birlikte tarafları farklı bir uyuşmazlık bahis konusudur.
Ayrıca bu davada karar vermeye yer olmadığı kararı verilmesine gerekçe olarak alınan E:2016/10302 sayılı esasa kayıtlı dosyada verilen iptal kararı, yukarıda izah edildiği üzere ne şeklen ne de maddi olarak kesinleşmiştir.
Öte yandan, gerek yargısal içtihatlarda gerekse doktrinde, iptal kararlarının, işlemin hukuka aykırı olduğunu ortaya koymak suretiyle işlemi hukuken ortadan kaldırdığından; daha önce verilen ve kesinleşen iptal kararının, işlemle ilişkisi bulunan kişilerin, aynı işlemin iptali istemiyle açacakları davalarda kesin hüküm etkisini gösterdiği kabul edilmektedir.
Ancak önceki dosyada verilen iptal kararının henüz kesin hüküm halini almamış olması durumunda anılan kararın bağlayıcılığından söz etmek mümkün değildir. Örneğimizde sözü edilen E:2016/10302 sayılı esasa kayıtlı dosyada verilen kararın temyiz edilmesi ve temyiz incelemesi neticesinde bozulması durumunda ya da davacı tarafından davadan feragat edilmesi durumunda ortaya çıkacak durum anılan karara bağlı olarak verilen karar vermeye yer olmadığına dair kararı dayanaksız ve anlamsız hale getirecektir.
Tarafların iradesine bağlı olarak kullanılan ya da kullanılmayan kanun yolları nedeniyle sonucun bir dosyada değişip diğerinde değişmemesinin yaratacağı hukuki sakıncalar gözetilerek işbu dosyada da işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle Dairenin karar vermeye yer olamadığına dair kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.