
Esas No: 2022/4370
Karar No: 2022/4573
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4370 Esas 2022/4573 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, yurt dışında güvenlik görevlisi olarak çalıştığı işvereninden kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar vermiş, istinaf başvurusu reddedilmiştir. Ancak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işçinin fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacağının ispatında salt husumetli tanık beyanlarının yetersiz olduğunu vurgulamıştır. Davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığının kabul edilmesi hatalı bulunmuş, fazla çalışmanın bordrolardaki yazılı aylık fazla çalışma saati esas alınarak hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Karar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonrasında verilmiştir. Kararda, fazla çalışma ücretinin ispatında işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları ve yan delil ya da olguların değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Aynı ispat kuralları hafta tatili ücreti alacağı bakımından da geçerlidir. Karar 18.04.2022 tarihinde oybirliğiyle verilmiştir.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 41. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 12. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin yurt dışı projelerinde 2014-2016 yıllan arası net 1.050 USD sabit ücretle güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, ayrıca 200 USD prim ödemesi yapıldığını, üç öğün yemek barınma, ısınma, aydınlatma gibi sosyal yardımların bulunduğunu, davacının 6 ay gece, 6 ay gündüz vardiyasında çalıştığını, vardiyalann 05.00-17.00 ve 17.00-05.00 saatleri arası olduğunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak sona erdirildiğini ve ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının 10.09.2014-19.01.2016 tarihleri arası aylık 1.050 USD ücretle çalıştıştığını, kıdem ve İhbar tazminatına hak kazanmadığını, iş sözleşmesinin işin bitimi nedeni ile sona erdiğini, davacıın davalıyı ibra ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacının aylık net 1.050 USD maaş ile çalıştığı, barınma ve yemek ihtiyacının işveren tarafından sağlandığı, aylık 200 USD’nin giydirilmiş brüt ücrete ilave edildiği, iş bitimi sebebi ile feshin tazminatsız bir fesih nedeni olmayıp davacının bu halde kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının günde 12 saat çalıştığı, hafta tatillerinde ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışmasının devam ettiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Diğer taraftan, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 07.07.2020 tarihinde kapatılması ve Başkan ve Üyelerinin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne görevlendirilmesi üzerine yeniden şekillenen Yargıtay 9. Hukuk Dairesince; “Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenen husumetli tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir” şeklinde ilke kararı alınmıştır.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ücreti alacağı bakımından da geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, Davacı 10.09.2014 -19.01.2016 tarihleri arasında çalışmış olup dava dilekçesinde altı ay gece altı ay gündüz 5.00-17.00 ve 17.00-5.00 saatleri arasında çalıştığını ileri sürerek tanık beyanlarına ve emsal kararlara kanıt olarak dayanmıştır. İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince, davacının 5.00-17.00 arası günde 12 saat 1.5 saat ara ile haftada 18 saat ve tüm hafta tatili günlerinde çalıştığı ancak hafta tatili çalışmasını aşan 3 saat nedeniyle haftalık çalışmasının haftada 21 saat olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki; tanıklarının ikisi de davalı işverenle husumetli olup tanıklardan M.G. davacı ile birlikte 12.08.2015 tarihine kadar çalışmış ve işverene yönelik açtığı davada ayda iki hafta tatilinde çalıştığı yönündeki kabul Dairemiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. (Dairemizin 25.02.2020 tarih, 2018/454 Esas ve 2020/2947 Karar sayılı ilamı). Davacı tanığı R.Y. de beyanına göre husumetli olup karar tarihi itibariyle henüz kesinleşen bir alacak davasına rastlanılmamıştır. Davacının günde 12 saat çalıştığı kabulü emsal olarak dosyaya sunulan kararlardaki tanık beyanları ile iş bu davada dinlenen tanık beyanlarına ve ayrıca işin niteliği ile tüm dosya kapsamına uygun ise de; aynı bilgi, belge ve beyanlardan hareketle davacının ayda iki hafta tatili gününde çalıştığı kabulü yerine tüm hafta tatilllerinde çalıştığının kabul edilmesi hatalı bulunmuştur.
Öte yandan; tanıkların beyanlarına davacı ile birlikte çalıştıkları süre ile sınırlı olarak değer verilmesi gerekmekte olup davacının 12.08.2015-10.01.2016 tarihleri arasındaki çalışmasına görgüye dayalı tanıklık edilmediği anlaşılmakla; bu dönem için fazla çalışmanın bordrolarda yazılı aylık fazla çalışma saati esas alınarak hesaplanması yerine tanık beyanları ile sonuca gidilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.