10. Hukuk Dairesi 2012/23495 E. , 2013/5823 K.
"İçtihat Metni".........
Dava, Kurum sigortalısının ölümünden sonra hesabından haksız çekilen aylıkların tahsiline ilişkin kurum işleminin iptali ile borçları bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacılar, davalı Kurum’dan ölüm aylığı almakta iken vefat eden hak sahibi murislerinin 05.08.2000 tarihinde vefatı ile ölümünden sonraki, 28.08.2000-28.02.2007 tarihleri arasında haksız çekilen 16.018,68 TL aylıkların tahsiline ilişkin Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiş olup, davanın reddine ilişkin ilk kararın Dairemizce bozulması üzerine, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; bir dönem vergi iade yapılmış olması nedeniyle vergi iade zarflarının kim tarafından doldurulup imzalandığının belirlenmesine yönelik yapılan araştırmadan imha edilmeleri nedeniyle bu hususta tespit yapmanın mümkün olmadığı, muris ile birlikte ikamet eden son kişilerin davacılar olması nedeniyle murisin aylıklarının davacılar tarafından çekilmiş olması ihtimali dışında aleyhe delil olmadığı, bir varsayımdan yola çıkılarak davacıların bu işlemleri gerçekleştirdiklerinden bahisle aksini ispat yükünün davacılara yüklenmesinin doğru olmadığı, esas kusurlu olanın sigortalısının vefatını günümüz teknolojik koşulları ile zamanında tespit edemeyen kurum olduğu, ihtimal nedeniyle ispat külfetinin yer değiştirmesinin kabul edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamı yerine getirilmeksizin karar tesis edilmiştir.
Yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeğe elverişli değildir. Müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Bir davada ispat yükünün kime ait olduğunun belirlenmesi ve ispat yükü altında bulunan taraftan delillerini istemesi hakimin usul hukuku hükümlerinden kaynaklanan başlıca görevlerindendir. Öncelikle, somut olayda ispat yükünün kime ait olduğunun belirlenmesinde hukuksal zorunluluk vardır. Doğal olarak bankamatik kartının hayatta iken sigortalının yanında bulunması, öldükten sonra da birlikte oturan mirasçılarının eline geçmesi asıldır. Bu durumda, davada ispat yükü davacılara ait olduğunun kabulü gerekir.
./..
-2-
O halde yapılacak iş; davacılar murisi hak sahibinin açık kimlik bilgileri yazılarak vergi iade zarflarının kim tarafından doldurulup imzalandığı tekrar yöntemince araştırılmalı, davacıların ne iş ile uğraştıkları, murisin ölüm kaydının nüfus müdürlüğüne ne zaman ve kim tarafından bildirildiği, veraset ilamının kim tarafından ne zaman alındığı sorulmalı, murisin ölmeden önce en son ikamet ettiği yer belirlenmeli ve kiminle oturduğu, kimin kendisi ile ilgilendiği oturduğu yerdeki komşularından ve muhtardan soruşturulmalı, davacılar ile murisin ikamet adreslerinin birbirine yakınlığı, komşuları tespit edilerek ölmeden önce kiminle kaldığı, kimin, yada, kimlerin ilgilendiği araştırılmalı, murisin ölümünden sonraki ilk aylığın, ölümünden yakın bir zaman sonra çekildiği de gözetilerek, ispat yükünün davacılarda olduğundan iddialarını ispatlamaları istenmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......